8.BÖLÜM

291 12 4
                                    

Multimedya; Ali ve güneş

" Ali !" Şuan donmuş bir şekilde alinin gözlerine bakıyordum kolumu tutan eli gevşedi ve kolumu bıraktı kendimi biran boşlukta gibi hissettim gözleri siyah, simsiyahtı sanki nefretle bakıyordu bakışları altında kendimi eziliyor gibi hissettim gözlerime bakan gözlerini çekerek beni baştan aşağı süzdü tekrar gözleri gözlerime degince durup sinirle baktı " bidaha gözüme gözükürsen... zor kurtulursun! kendini seviyorsan karşıma çıkma! " dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı neden bilmiyorum ama biran yıkılacak gibi oldum iki üç adım daha atınca

Ona gitme demek istedim ama diyemezdim " sevmiyorum!" Diye bağırdım bu sefer boğazımın yandığını hissettim ama onu düşünecek halde değildim. önce biraz duraksadı ve tekrar yürümeye başladı bu sefer kendimin bile zor duyduğu ses tonuyla konuştum " kendimi sevmiyorum! " öylece arkasından baktım ruhu gibi siyah giyinmisti simsiyah.

Kahretsin! Yine akıyordu gözlerimden nefret ettiğim yaşlar yine acıyordu sebebsiz yere kalbim elimi usulca kaldırıp " dur !" Dedim dislerimin arasından " zaten canım yanıyor bari sen dur! ...

****

Eve girdiğimde direk odama geçtim ne güzel bir hayat yine dönüp dolaşıp kürkçü dükkanına geldim... Ali! Onu görünce ne kadarda sevinmiştim hatta konuşamadım dilim düğümlenmişti tabiki konuşmak istedim hatta böyle şeyler yaşadığı için, pardon yaşattığım için özür dileyecektim tamam haklı olabilirim belki Ama ne kadar haklı olsamda onu orda bırakıp giden ve vurulmasına sebeb olan kişi bendim Kahretsin ki bendim! Kendimi yatağa atıp tavana baktım " ne bakıyorsun? !" Diye bağırdım " bana öyle bakma! Bakmaaa! " bu sefer ağlamalarım çığlığa dönüşmüştü sessiz çığlığa içimde tuttuğum dışarı atamadığım haykırışlarım.

Annemin yerine bir kere daha ölmek istedim bu acımasız hayatı yaşayacağıma daha küçücük günahsız melekken ölmek istedim annemin öldüğüne üzülsemde annemin orda cennette huzurlu olduğunu biliyordum beni gördüğünü duyduğunu biliyordum " annee! " sesim aglamaktan catallaşmıştı boğazımın yırtıldığını hissettim ama aldırmadım daha cok bağırdım bu sefer " ne olur benide al yanına dayanamıyorum!..... Anne ben güçlü değilim senin kızın güçlü değil! O sensiz bir hiç! " bu sefer haykırarak ağlıyordum " anne senin kızını satıyorlar........ ya artık gelsene birşey dee! Sende babam gibisin işte sende onun gibi hayallerimin katilisin hayatımın katili! " başımı yastığa gömüp sakinlesmeye çalıştım titriyordum üşümüyordum ama titriyordum.....

Kapı sesini duyunca irkildim üstüme giydiğim elbiseyi bile çıkarmamıştım yorgundum çok yorgun kapının hızla carpma sesi kalbiminde hızla çarpmasına sebep oldu " güneş! Nerdesin ha oruspu? " sonra kapım hızla açıldı nefes alış verisleri hızlanmıştı biran ölmek istedim çünkü krizi tutmuştu ve kriz ne zaman tutsa öldürmeye kadar büyüyordu " evlenmicen ha evlenmicen! " saçımın arkasını tutup yataktan kaldırdı " ahhh!" Diye bağırdım bırakacak sanki " kimin altında inlerken kaybettin sesini? " gözlerim şaşkınlıkla açıldı ne diyor bu fahişe " sevim sen ne dediğinin farkındamısın? O bir şizofren beni öldürür " dedim göz yaşlarımla savaşa girmiştim adeta akmaması için dişlerimi birbirine bastırdım " daha iyi ya onunla evlenip hayatını yaşayacağına benimle birlikte çalış o zaman evde boş gezmessin hem " dedi tıslayarak " ben okuyorum! " diye bağırınca saçımı daha çok çekti bir an kökünden koptu zannetim " okul falan yok unut onu gitmeyeceksin!" Diye bağırınca bende bağırdım " ne dediğinin farkındamısın ben senelerimi verdim okulu kazanmak için ölürüm daha iyi " bu sefer saçımı bırakıp bana döndü " ölmek o kadar kolay değil canım ölmeyeceksin benimle birlikte barda çalışacaksın ve okumayacaksın oruspu olacaksın! " dedi ve odadan çıktı.

SESSİZ ÇIĞLIKWhere stories live. Discover now