14. YEDİ KARIŞ MESAFE

2.5K 212 24
                                    



Dönüm noktalarından biri bu bölüm...



14. YEDİ KARIŞ MESAFE

Güneş, NKBİ

Sena Şener, Çok Geç Kaldın

Dedublüman, Belki-Akustik





Eskiden rengârenk çiçeklerin açtığı dudaklarındaki çiçekler solmuş şimdi. Pek renksiz artık dudakların. Dikiş atılmış o çiçeklerin saplarıyla sanki, kan kırmızısı.







Odanın içinde yankılanmaya devam eden telefon sesiyle birlikte aklım durmuş gibiydi. Güven çizgisi o kadar uçtaydı ki şuan, o ipin üstünden atlamak istiyordum. Beynimde bir bomba patlamış gibi hissettim ekrandaki ismi okuduğum an.

Beyzade'nin bu kadınla ne işi olabilirdi? Beni buradan resmen sürgün eden kadının onunla ne işi olabilirdi ki? Bizim aramıza yedi karış mesafe koyan kadınla ne gibi bir münasebeti olabilirdi?

"Siz," dedim zorlukla. "Siz ne alaka?" diye devam ettim dişlerimi birbirine bastırarak. Beyzade'nin derin bir nefes aldığını gördüm. "Kiraz çiçeği bir iz üstündeyiz. Ne gibi bir şeyanladığını anlayamam ama hayır, sana ihanet etmiyorum." dedi hızlıca. Aynızamanda da sert çıkmıştı sesi. Sanki aksini düşünürsem, ona bir kurşun sıkacakmışım gibi. Denizin taşıp, toprağı katletmesi gibi.   O kadar panik gözüküyordu ki şuan. Bana kendini kanıtlama çabasını görür gibi oldum. "Aç, telefonu aç ve hoparlöre al. Sende duy." dediğinde asla tereddüt etmeden aramayı onayladım.

"Beyzade iyi akşamlar." dedi Meltem. Sesindeki sakinlik iğne olup girip çıktı tenime. Gözlerimi onun gözlerinden ayırmadım. "Akşam akşam ne oldu?" diye sordu Beyzade.

Sesi, az önceki o çabadan öyle bir sıyrılmıştı ki, kullandığını soğuk ses tonunu garipsemiştim. "Ben ev için teşekkür ederim sana. Şimdi annem söyledi de. Gerçekten çok yardımcı oldun." annen mi? Senin annen yoktu ki Meltem. Emine teyze bakardı sana, ne annesi? Teyzendi o da senin. Ne annesi Meltem?

Dedikleri ile donup kaldım. Harelerime yerleşen şaşkınlığı hissettim. "Ne demek. Kapatmam gerek. İşim var." dedi hızlı bir şekilde Beyzade. Bir süre sessizlik olduktan sonra, "Şey, peki öyleyse iyi akşamlar." dedi ve arama sonlandırıldı. "Annesi mi?" diye sordum ürpererek. Beyzade elini saçlarına götürerek karıştırdı. Ardından başını salladı.

Amaçsızca durdum birkaç saniye. "Bana neler döndüğünü anlat." dedim sertçe. Öfkeyle ona baktım. "Benden ne saklıyorsunuz?" dedim cümleme devam ederek. Kocaman bir soru işareti yutmuş gibi hissediyordum. Bir süre önce beni terk etmeye meyilli olan o güvensizlik hissi, tekrar yerine kurulmuştu.

O sıra odaya giren Osman amcayla birlikte tüm sözler yutuldu. Beyzade bakakaldı bana. Bakışları babasına döndü sonra. "Gelsene Asena mutfağa." dedi Beyzade ayağa kalkarak. Osman amca koltuğa otururken ikimize baktı üstünkörü bir şekilde. Sonrasında televizyona döndü. Ayağa kalktığımda düşüncelerin bedenime ağır geldiğini fark ettim.

Odadan çıktığımızda mutfaktaki sandalyelere oturmuş pastalarını yiyen Mihrişah ile Bige'ye baktım. "Bige odaya geçsenize." dedi Beyzade düz bir sesle. Sesi bir sorun olduğunu bağırıyordu bas bas. Bige'nin gülümseyen yüzü soldu. Ardından bana baktı.

RUH ETAVESİWhere stories live. Discover now