bölüm 4

108 19 7
                                    

🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸

Lavinia'  hayatındaki muhteşem sevgili 'demekmiş.  Peki neden aynı zamanda Ölüm çiçeği olarak adlandırılıyor? Aşkı sorgulamamdaki dördüncü günümde şunu farkettim:
 İnsanlar aşktan aldığı anlık mutluluğu ömür boyu acı çekmeye mahkum olsalar bile      Yinede o mutluluğa tercih ediyorlar.

🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸

Eğer bu bölümü okuyorsan nereyi beğenip beğenmediğini söyleyerek bana yardım

Edebilirsin🤍💙🌈💯

Yıllar önce eylem , Dilan ve toprağın lise günlerinden ;

Eylem ve Dilan okula doğru yürürken eylem dilana dönerek

" Sence gerçekten seviyor mudur?

Dilan eyleme bakarak ,

" Bana bak eylem son kez söylüyorum,  bu çocuk senden hoşlanıyor yoksa niye sürekli
Gözlerinin içine baksın? Hayır yanı sende olduğu gibi bizde de  bir çift göz var.
Niye bize bakmıyor? "

Eylem yüzünde koca bir gülümseme ile okula girdiler.derse girdiler ama eylemde
Dersi dinleyecek kafa mı kaldı?
Teneffüs olduğunda kızlarla bahçeye indiler . eylemin gözü aradığını buldup seyrederken
Dilandan yediği dirseği farkedip baktığında hepsi birden kahkahalara boğuldular.

Eylem dudaklarını büzerken Dilan

" Manzara güzel mi bari ?" 😂😂 Dedi Ayça da ordan

" Kanka yeter be onunde yemek varmış gibi ne bakıyorsun  yedin gözlerinle.👁️ "

Eylem hemen dönüp yektaya bakarken onunda  gözlerini eylemden ayırmadan
arkadaşlarıyla  konuştuğunu gördü. Derse girdiklerinde kapı çalınıp içeri toprak girip

" Eylemi rehberlikçi çağırıyor ,bu da izin kağıdı"

Eylem  onu rehberlikçinin çağırmadiğinı , toprağın bir sorun için geldiğini anlayıp
Hemen dışarı çıktı. Toprak kendini zor tutuyormuş gibiydi.

" Eylem" dedi

Sakinleşmeye  çalışarak "eylem dediğine göre de kesin belam  hapı yuttu  ." Diye geçirdi eylem içinden .

"  Tek bir soru ve tek bir cevap istiyorum ." 

" Sen "

Dedi hemen ardından aklını kaçıracakmiş gibi başını tutuyordu.

" Sen sen yektayı mı  seviyorsun? "

  Bir an şaşırsamda toparlanıp net bir şekilde

"  Evet " dedim

" Peki  seni akılsız  safoz kız de bakalım ,sevgilisi oldugunuda mi bilmiyorsun? Benimki de soru tabii bilmiyorsun."

Gözlerimden sıcak yaşlar firar ederken

" Yalan söylüyorsun , inanmıyorum" dedim

Toprak iki adım  geri gidip gülerken  , bana yaklaşıp gülümsemesini yavaş yavaş soldurdu.
Omuzlarımdan tutup sarsarken 

" O zaman seni inandirayim , ben kendim o gün - sevgilimle buluşacam-  dediğini duydum."

Dedi aslında toprağın asla yalan söylemediğini biliyordu ama inanmak istemiyordu.
Kizlar tuvaletine doğru yürürken deli gibi bir yandan da "yalan söylüyorsun "
Diye tekrarlıyordum. Yürürken  bir yandanda  yektanın bana bakışları , karşılaşmalarımiz
Ve bütün hareketlerini gözümün önünden film şeridi gibi geçti.

Kapıyı kilitleyip aynanın karşısındaki aksime  baktım .  Yüzümü yıkayıp zili bekledim.
Zil çaldığında koridora saparken  koridorun boş olduğunu toprağın arkadaşlarının
Koridoru kapattığını gördüm.  Koridorun sonunda yekta ve toprağın sinirle konuştuklarını
Görüp yanlarına gidecekken toprağın arkadaşının kolumu tutmasıyla durdum .
Kolumu tutanın elini sertçe çevirip kulağına fısıldadım

" Bir daha bana dokunmayı bırak ,  koridorda beni gördüğünde adım dahi  atma!! "

Diyerek toprakların yanına gittim. Buz gibi sesimle  yektaya bakıp

"    konuşalım" dedim

Toprakta eliyle kendini gösterip

" Burda konuşacaksınız , benim   yanımda" dedi

Toprağa dönüp  ağlamaklı bir sesle

" Toprak lütfen , hiç gücüm yok" dedim

Sona doğru kısılan sesimle bir müddet yüzüme bakıp  arkadaşlarının yanına gidip  durdu.

Yektanın gözlerine bakıp

" Neden " diyebildim sadece .o da derin bir nefes alip ;

" Bak eylem , senden gerçekten hoşlanıyorum ama yapamam. Seni ne kadar sevsemde

Eğer çıkarsak , arkadaşlarımın ne diyeceklerini düşüne biliyormusun ? Herkesin
popüler sevgilileri varken  ..olmaz "  dedi

İşte o an anladım bir şey söylemenin ve yaşamanın farkını. Bir adım yaklaşıp

" sakın unutma ben seni sevmedim , ben sen olduğunu düşündüğüm kişiyi sevdim.
O da yalanmış.  Bir daha senin adını ağzıma almayı bırak ,seninle  aynı havayı
soluduğum için bile kendimden nefret edicem." Dedim

Bir adım geri gidip kollarımı açıp gülümsedim.

" Kendimden özür dilerim sahte bakışlara güvendiğim  için ."

Bir adım yaklaşıp parmağımı göğsüne koyup

" Ve sana  teşekkür ederim , bana acıyı öğrettiğin için "

Gözlerimi ayırmadan iki adım geri attım ve  dönüp gittim.  İşte o gün işte o gün
kendime söz verdim, bir daha asla bir erkek için elmas değerindeki gözyaşlarımı
Dökmeyecektim kimseye yüzde yüz güvenmeyecektim  , ben birini sevmeyeceğim
Çünkü :benim başkasiyla olan bağı ancak ben yaratirdım bunu da böyle bilinee. !















İnşallah beğenmişsiniz yorum yapmayı unutmayın teşekkür  ederim  şimdiden

Rüyanızda benim hikayemin diğer bölümünu görmeniz umuduyla👁️😂🌈


AŞKIN GURURU VE İNSANIN ÖNYARGISI Where stories live. Discover now