Bölüm-8

194 17 19
                                    

Chan Hyunjin'i bayılttıktan sonra evine getirdi. Yatağına koyduktan sonra onu zircirlerle yatağa bağladı. Chan psikopat değildi. Neden böyle yaptığını o da bilmiyordu. Her şekilde eziyet edicekti ona.

Evi zaten pek güneş almıyordu. Tüm odalarda, koridorda led ışıklar vardı. Kırmızı....

Chan o ledleri açık bırakıyordu.

Chan salonda Hyunjin'in uyanması bekliyordu. Hyunjin'in olduğu odaya kamera koymuştu. Buradan rahatlıkla seyredebiliyordu onu.

Biraz zaman geçtikten sonra Hyunjin uyanmıştı. Chan'ın dikkati sadece ondaydı. Hyunjin kalkmaya çalışıyordu ama başaramamıştı. Kısık ve uykulu gözlerle etrafa bakıyordu. Kolunu kendine cekmeye çalıştığında zincirleri gördü. Kalkamıyordu. Kendini zorluyordu ama bir türlü kalkamıyordu. Ne kadar kıvranırsa kıvransın o zincirlerden kurtulamıyordu. Chan ekran başında sırıtıyordu. Bu tür seyler ona bu kadar haz vermezdi. Fakat Hyunjin'in kıvranışı hosuna gitmişti.

Hyunjin başaramayacağını bildigi halde kıvranmaya devam ediyordu. Chan ekran başından kalktı, Hyunjin'in bulunduğu odaya geldi. Yavaş adımlarla Hyunjin'e yaklaşıyordu. Chan'ın geldiğini fark eden Hyunjin daha çok kıbranmaya başlamıştı. Chan yatağın baş ucunda durdu. Hyunjin'e doğru eğildi. Göz göze geldiklerinde Chan sırıttı.

"Sakin ol. Ne kadar kıvranırsan o kadar acı çekersin."

Fısıltıyla çıkan sesi Hyunjin'in kulaklarında yankılanıyordu. Yüzleri yakın olduğu için Chan'ın nefesi Hyunjin'in dudaklarına geliyordu.

"Hataları yaparken rahattın. Şimdi bedelini öderkende rahat olmalısın Hyunjin..."

"Be-ben gerçekten isteyerek yapmadım.."

Chan elindeki lambayı Hyunjin'in yüzüne yaklaştırdı. Işık Hyunjin'in gözlerini acıtıyordu ama yapacak tek şeyi gözlerini kapatmaktı.

"Hala kabullenmiyorsun."

Chan sesini yükseltmeye başladı.

"Hala inkar ediyorsun. Yaptın iste. Sırf para için benim hayatımı mahvettin."

Chan kendini bağırırken bulmustu. Derin bir nefes alıp durdu. Tekrar fısıldayarak konustu:

"Ölen gençliğimin bedelini ödeyeceksin."

Chan kapıya doğru ilerledi. Hyunjin ter içinde ve nefes nefese kalmıştı.

"Chan! Hayır!"

Chan kapıyı kapatıp gitmişti. Hyunjin olduğu yerde geberip gitmek istiyordu. Yaptığı hata çok büyüktü ama bunu isteyerek yapmamıştı. Chan'a zarar gelmesini istememişti ve halada istemiyordu. O da hak bunları hak ettiğini biliyordu. Belki o zaman Chan'ın isminide verseydi şuanda farklı bir durumda olacaklardı.

Hyunjin gözlerini sımsıkı yumdu. Sesini çıkartmayacaktı. Ne olursa olsun...

   Chan sinirli ber şekilde kendi odasına gelip kendini yatağına attı. Hyunjin'e ödeşmek istiyordu. Gece ondan habersiz yapacaktı yapacaklarını...

   Hyunjin gözlerini kapatır kapatmaz uyuya kalmıştı. Uzun zamandan sonra ilk kez bir kabus görmüştü. Genellikle rüyalarında Chan'ı görürdü. Kabus çok nadir görürdü. Bu seferki kabusunda Chan'ı görmüştü...

Hyunjin yine yatakta, zincirlenmiş bir şekilde yatıyordu. Chan yatağın üstünde korkuluk gibi dikilmişti. Ona bakıyordu. Hyunjin'i korku basmıştı. Chan birşeyler söylüyordu ama Hyunjin korkudan hiçbir şey anlamıyordu. Chan daha çok yaklaşıyordu ona. Yatağın üzerinde yürümüyordu. Resmen sürükleniyordu. Her yakınlaştığında sesi ve kendisi daha da belirginleşiyordu. Hyunjin geri çekilmeye çalışıyordu fakat zincirler her hareket edişinde daha da sıkılıyorlardı. Hyunjin Chan'ın yüzünü gördü. Gözleri yaşlı, ağzından ve burnundan kan geliyordu. Hyunjin diye sayıklıyordu. Aralarında çok az mesafe kalmıştı. Hyunjin korkudan gözlerini kapattı. Chan kulağına Hyunjin diye fısıldamıştı ve karnına bıçağı saplamıştı.

Hyunjin terler içerisinde gözlerini açtı. Nefes nefese etrafına bakındı. Kafasını tam çevirdiğinde Chan'ı gördü. Dibindeydi. Uzun süre bakıştıktan sonra Hyunjin yutkundu. Boğazı kurumuştu. Chan duygusuz bir şekilde bakıyordu Hyunjin'e.

"Sonunda uyandın."

Hyunjin cevap verememişti.

"Ne gördün rüyanda?"

Hyunjin yine birşey söylemedi. Chan gözlerini devirip doğrulup oturdu. Yatağın yanında olan çekmeceden bir şise ve pamuk çıkardı. Ardından odadan ayrıldı. Hyunjin onun gitmesini izledikten sonra yatakta kendini ortaya doğru itti. Derin bir nefes alıp gözlerini kapattı. Kapının açılma sesini duydu fakat gözlerini açmadı. Ayak sesleri ona doğru gelidiğinin kanıtıydı. Chan olduğunu bildiği için yine gözlerini açmadı. Birden dudaklarında bir bez hissetti. Gözlerini açacakken her taraf kararmaya başladı. Bilinci kapandıktan sonra başı Chan'ın kucağına düşmüştü. Chan ayağa kalkıp zincirleri çözmeye başladı. Yapacaklarını biliyordu.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yıllar sonra...
NASIL OLMUS
IYI OLMUS DEGIL MI
smut yazmakta biraz kararsız kaldım...
Ne yapmam gerekiyor...?

Red Lights [hyunchan]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin