𝚜𝚌𝚎𝚗𝚎²

234 53 152
                                    

bebeklerim kitap yaklaşık 6 bölümden oluşan mini bir fic olacak. uzun süredir taslakta olan arkadaşım için yazdığım bir kitaptı şimdi yayımlamak nasip oldu diyelimmm. bu yüzden oy veya yorum sınırı olmayacak. iyi okumalar umarım keyif alırsınız ❤️

ღ'-'ღ'-'ღ'-'ღ'-'ღ'-'ღ'-'ღ'-

"Hocam, her şeyi yaparım ama bu suratsızı öpmem!" dedin yüzünü buruşturarak. Hange gözlerini kısıp cevapladı. "Benim lafımın üstüne laf söyleyebilecek cesaretteysen tiyatro kulübünden siktir olup gidebilirsin. Lafımı ikiletmeyeceğini biliyoruz bebeğim, o yüzden çeneni kapat ve prova yap." Ellerini havada çırptı. "Evet, haydi bakalım beni dinleyin! Caddedeki birkaç mağaza ile görüştüm kostümler hazır çocuklarım. Geriye kalan tek şey sizin sahnedeki performansınız." dedi neşeyle hoplayarak. Ani konu değişikliğinden ötürü soruların havada kalmıştı.

Odağını Hange hocadan çevirdin, sana odaklanmayacağını biliyordun şu anda. Gözlerin daha demin laf çarpıttığın çocuğu aradı. Bulduğunda onun da sana baktığını fark ettin.

Levi Ackerman. Buz kalpli.

Genç ağzını açarak sana yanıt verdi. "Ben de o aptal yüzünü öpmeye meraklı değilim. Sadece sus ve provanı yap. Senin yüzünden çıkarılmak istemiyorum." Dudaklarını o kadar çok öpmek istiyorum ki.

Duyduklarınla sinir kat sayın artarken sen de geri durmadın. Bu sinir bozucu tavır karşısında sessiz kalmayacaktın. "Bana olan garezini bir kenara bırak. Sınıfta değiliz. Klup burası." ellerini birbirine dolayıp sevimli bir gülümseme gönderdin ona. Altında imalı bir gülümseme yattığını biliyordu.

Ezelden beri böyleydiniz. O senden nefret ediyordu. Sen de ondan nefret ediyordun. Bu sana göre asla değişmeyecek bir gerçekti. Hoş ya, değişmesini de istemezdin.

"Herneyse, aylaklık etmeyelim. Provaya devam ederiz. Ama önce size dağıttığım textlere bakın. Üzerinde birkaç değişiklik yaptım. Bazılarınızın ağzı bazılarınızın ağzında olacak." dedi kahkaha atarak. Sana döndü ve minik bir göz kırpışı sundu. Bu kadın gerçekten nerede ne konuşması gerektiğini bilmiyor.

Hocanızın dediğini yaptın, eline tutuşturduğu kağıtları kaptın, kulise geçip oturdun sakince. En azından burada prova yapabilir, az da olsa aklından çıkarabilirdin bu saçma durumu.

Sahi, sen bu drama kulübü işine nereden ve nasıl bulaşmıştın?

Hatırlamıyordun bile.

Fakat arkandan biri daha geldi seninle beraber. "Hey aptal, gerçekten öpüşeceğimizin farkındasın değil mi?" dedi şeytani ses. Huzurunu bozan kişi gelmişti.

"Farkındayım ama bu durumu değiştireceğim. Seninle öpüşmem ben. Hem senin de rahatsız olacağın aşikâr." Levi ile ölesiye rakiptiniz. Sana en ufak merhamet göstermesini ya da rol de olsa öpmesini beklemezdin. Aklında bile canlandıramadığın bir olaydı senin için.

Oturduğun yerden kalkmadan sandalyeni Levi'a çevirdin. Elindeki kağıtlarıyla ve dağılmış kısa saçlarıyla önünde duruyordu.

"Rahatsız olacağımı kim söyledi?" Algılayamayarak Levi'a anlamsız bir bakış attın, sözlerini anlayamıyordun. Ya da anlamaya çalışmıyordun. Çünkü şu an onun ağzından çıkan her şey sana absürt bir şaka gibi geliyordu.

"Ne demek istiyorsun?" Anlamadığın için daha net sormak istedin. Bugün bu çocukta bir şeyler vardı.

Sorunu görmezden gelerek bir adım attı sana. Bir adım diğerini kovaladı. Dibinde bitmişti adeta.. Boyunun elverdiği kadarıyla üstüne eğildi sandalyeden destek alarak.

Drama Club ༄  𝙇𝙚𝙫𝙞 𝘼𝙘𝙠𝙚𝙧𝙢𝙖𝙣Where stories live. Discover now