Birbirine sarmaşık gibi dolanan dudakları bu sefer tutkuyla değil, arzuyla değil; gerçek bir sevgiyle harmanlanmıştı.
"Neden?" diye sordu Silvana kendini geri çekerek. James alnını alnına yasladığında tekrar "Neden James?" diye sordu.
"Ortadan kayb...
Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
🌞
James gözlerini yeni bir günün ilk saatlerine araladığında yatağındaki boşluğun farkına vardı. Silvana'nın olması gerektiği ama onun yerine yalnızca soğukluğun olduğu kısma kolunu koyduğunda yalnızca o soğuk hissi kavradı. Gözlerini aralayarak yanındaki boşluğa uzun uzun baktığı sırada kulağını dolduran kahkaha sesleriyle doğruldu yavaşça.
İnce yatak örtüsü göğsünden düşüp çıplak bedenini ortaya çıkardığında elini komodine uzattı ve gözlüğünü alarak gözlerine taktı, birkaç defa gözlerini kırpıştırarak ayağı kalktı.
Yere atılmış kıyafetlerini es geçerek doğruca banyosuna ilerledi ve yaklaşık on beş dakikanın sonunda beline doladığı havluyla geri odasına girdi.
İç çamaşırlarını giyindikten sonra basit bir siyah eşofman giyinip üzerine de beyaz bir tişört geçirdi. Saçlarını nemli bırakmayı tercih ederek odayı dün geceden kalma bir hâlde bıraktı ve aşağıya indi.
Yataktayken duyduğu kahkahaların geldiği yeri anlamıştı Silvana ile Grace'i gördüğünde. Hazırlanan kahvaltıya yardım ederlerken Grace de işin ucundan tutmak istiyor ve her ne olduysa Silvana ile gülüyorlardı.
"Neye gülüyorsunuz?" diye sorarken annesinin mutfakta olduğunu fırsat bilerek Silvana'yı belinden tuttu ve kendine doğru çekerek onu hafifçe öptü.
Fakat beklemediği bir şey oldu ve Silvana onu göğsünden itti.
"Hey!" Silvana, gözlerini kaçırmadan önce onları izleyen Grace'e ihtiyatla bakıp "Küçük çocuğun yanında yapma böyle şeyler James!" diye çığırdı sessizce.
James homurdandığında Grace arkasını dönerek salona doğru ilerledi. Silvana, James'in dudaklarına hızlıca bir öpücük kondurarak Grace'in peşinden gitti.
Arkasında ise şapşal şapşal sırıtan bir James bırakarak.
Silvana salona girdiğinde Grace'in kanepede oturarak ona verdiği pembe ayıyla oynadığını gördü. Yüzündeki küçük gülümsemeyle kızın yanına oturdu ve "Neden suratın asık?" diye sordu.
Grace buruk bir şekilde gülümsedi. "James ile birbirinizi çok seviyorsunuz, değil mi?" diye sordu. Bu sırada James de salona girmişti.
Silvana, James'e kaçamak bir bakış atıp "Evet?" dedi.
"O hâlde neden dün gece kavga ediyordunuz?" Grace'in sorduğu soruyla Silvana'nın kaşları yavaşça çatıldı. "Ne kavgasından bahsediyorsun, Grace? Biz kavga etmedik."
