BÖLÜM 1: ZEKİ BEYİNLER

294 15 4
                                    

-
Şarkılar;
Hatamı Dansa Kaldırdım, Kendimden Hallice
-

  Ara tatile daha bir aydan fazla vardı.
Her sabah olduğu gibi kulaklığım yine kulağıma takılıydı, Sezen Aksu'nun Aşktan Ne Haber şarkısını dinliyordum.
Bana soruyorsa, aşk hayatım yok ama şu sıralar etkilendiğim bir çocuk var tabi.

Okulun kapısından içeri girerken sokağın başında gözüme takılmış olan siyah vip minibüs hareket edip okulun önünde durdu.
Kapı açıldığında müdürün kızını atıp yerine başka bir kızı kaçırmayı denediklerinde çantamı adamın yüzüne fırlattım.

Evet ben insanlara yardım edip duran ama karşılığını alamayan ve sırf bu yüzden başından dert eksik olmayan o kızım.
Adım gibi gözde öğrenci olmaya çalışan ama başımdaki sorunlardan dolayı ve streslenip durmamdan dolayı o öğrenci olmayan o kızım.
Herkesin hayal ettiği gibi bir hayat yaşamayan ama hayatından da şikayet etmeyen o kızım.
Evet, ben tekvando bilmeyen ama aynı zamanda önüne çıkan her salağı döven o kızım.

Ve bonus olarak eklemek istiyorum; herkesin yerinde olmak istediği ama yerimde olsalar benim kadar dayanıklı olamayacakları gerçeği olan o kızım.

Hikayeme devam edecek olursak:
Çantamın ağırlığıyla arkaya düşen adamın elinden kızı kurtardıktan sonra çantamı almaya yeltendim ama arkadan biri daha çıktı.

Ellerimi tutup beni ters çevirdiğinde arabanın içine sokmaya çalışıyordu ama direnmeye devam ediyordum.
Diğeri kalkıp peçeteye bir şey döktüğünde bunun beni bayıltmak için olduğunu biliyordum ve ellerimi tutan adamdan kurtulamıyordum.
O peçeteyi koklamamaya çalışırken bir yandan da elimi tutan adamı çimdiklemeye çalışıyordum.
Gözlerim birilerini aradı hatta gördüm, şu sıralar etkilendiğim çocuğu gördüm ama bağıracağım sırada içime çektiğim kokuyla gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başladı.

Evet, ben insanlara yardım etmeye çalışırken yardım edilmeye muhtaç kalan o kızım.

Son gördüğüm o çocuğun benim gibi çantasını fırlatması ve arkamdaki adama isabet etmesiydi. Sanırım o da benim gibiydi. Ve umarım, benim düştüğüm duruma düşmezdi.

                                                        🖇

Gözlerimi açtığımda sandalyeye bağlıydım ve sandalyenin tahtaları eskidiği için kolayca ipleri çözmüştüm. Etrafımda benden başka kimse yoktu. Buna hem sevindim hem de üzüldüm, ama bir çare değildi tabi ki bu.

Üzerimde hâlâ okul kıyafetim vardı ve bugün ceket giydiğim için kendime teşekkür etmiştim. Çünkü içerisi buz gibiydi.

Kapı bir anda açıldığından ne yapacağımı bilemeden sandalyeyi kapıdan giren ilk kişiye attım, ve bu kişi ne hikmetse etkilendiğim çocuktu. Bilerek isteyerek ona atmamıştım, ama adamın gözleriyle tedirgin oldum.
Kafasına aldığı darbeyle yere düşmüştü, zaten bir de elleri bağlıydı. Şaşkınlık ve tedirginlikle çocuğun yanına koştum.
"Çok özür dilerim, sen olduğu-" boynuma aldığım darbeyle çocuğun üzerine düştükten sonra tekrardan bayıldım.

                                                   🖇

Tekrardan gözlerimi açtığımda bu sefer hissetmediğim soğuğu hissediyordum, hem de iliklerime kadar. Üzerime baktığımda okul kıyafetlerim yerine beyaz tişörtüm ve siyah eşofmanım vardı. Anlaşılan çantamdan antreman kıyafetlerimi almış ve giydirmişlerdi.
Üzerimi kimin değiştirdiğini anlamam uzun sürmedi. Ve anladığım için sinirle bağırdım, tabi bir de başımın zonklaması vardı. Ağlamak yerine bağlı elimi çözmeye çalışıyordum, yerdeydim ve her hareket edişim de yüzümün çizildiğini hissediyordum.
Başımın ağrısıyla tekrar acıyla inlediğimde -ama çok sesli değil- onun sesini duydum.

BİLİNMEYEN DUYGULARWhere stories live. Discover now