27. Bölüm- Yemin

11 1 0
                                    

Selam herkeseee. Nabersiniz? Umarım iyisinizdir ve umarım hikaye akıcı ilerliyordur.

Tam olarak bu bölümle kitabı yarılmış olduk. Bundan sonra olaylar daha hızlı bir şekilde gelişecek.

Sebebini bilmediğim bir şekilde bu kısımlarda çok  heyecanlanıyor ve size tüm kitabı anlatmak istiyorum ama daha fazla konuşmadan sizi bölümle baş başa bırakacağım.

Fikir, öneri ve sorularınızı yorumlarda belirtmeyi, oy vermeyi ve hikayeyi sevdiklerinizle paylaşmayı unutmayın.

Öpüyorum, iyi okumalar!

19. 08. 2013

St. Petersburg- Rusya 

"Sağ, sol! Sağ, sol! Hızlı vur Kritanta, yüz büyük vuruşa kadar mola yok." 

"100 mü?" dedi Kritanta şaşkınlıkla. Önceden hızla vurduğu boks torbası sertçe vücuduna çarpınca sendeledi. 

"Evet 100. Eğer çabuk olmazsan akşama kadar seni bekleyeceğim." Sofia kollarını önünde birleştirdi ve duvara yaslandı. "Sallanma, bir- iki, bir- iki. Öğrettiğim gibi atacaksın. Bu zamana kadar 89 tane yaptın. Dayan biraz." 

Kritanta beyaz bir kumaş sarılmış elini yumruk haline getirip alnında biriken terleri çıplak koluyla sildi. Sağ ayağını öne , sol ayağını arkaya getirip boks torbasına arka arkaya beş- altı yumruk savurdu. 

"Güzel," diye mırıldandı Sofia. "Sadece gücünü bileğinden alma, sert vurursan kırarsın."

Kritanta başını salladı ve boks torbasına yumruklarını savurmaya devam etti. Ördüğü saçları arada önüne geldiğinden duraklasa da durmuyordu. Saat çoktan on olmuştu, sabahtan beri idmandaydı. Yalnızca saat birde yemek molası vermiş, onun dışında mola vermemişti. 

Yorgunluk bacaklarını titretiyordu, her yumruğu elinin üzerindeki kemiklerin daha fazla ağrımasına sebep oluyordu,- sebebi ise dün yapılan idmanda kumaşı tam bağlayamayıp elinin üzerini yara etmesiydi.- nefes nefeseydi, kalbi fazlasıyla hızlı artıyordu.  

Yine de şanslıydı, bugün patronla idman yapmadığı için. Sofia ona tolerans gösteriyor, hareketlerin sayılarını düşürüyor, aletlerin ayarlarını düşürüyordu. Patron Sofia'nın bunu yaptığını öğrense büyük ihtimalle onu cezalandırırdı fakat bu Sofia'nın umurunda değildi. 

Neredeyse üç- dört senedir grupta eğitim alanlarla aynı kefeye koyuyordu Kritanta'yı. Daha dört aydır eğitim alan bir çocuğun o hareketleri bir kez yapabilmesi dahi zorken patron onu onlarcasına zorluyordu. Evet, kendini zorladıkça açılacak ve daha kısa sürede daha çok başarı gösterecekti fakat Sofia'ya göre bu, fazlasıyla abartıydı. 

Yine de yaptığı bu toleransları Kritanta'ya belli etmemeye çalışıyor, gerek idmanlar olsun gerek gerçek hayat olsun ona fazla sıcak davranmamaya çalışıyordu. 

Çünkü her şeyini kaybetmiş bir çocuğunu kendine bağlamak fazlasıyla kolaydı, onu mutlu etmek, ona yardım etmek, kalbindeki o büyük boşluğun bir kısmını doldurmak... Fakat Sofia onda daha büyük bir yara açmak istemiyordu, ne olacağı belli değildi, kutup yıldızı her an kaybolabilirdi. 

Bu yalnızca Kritanta'nın kalbinde daha büyük bir yara açmak olurdu. 

"Doksan altı!" diye bağırdı Sofia. "Yumruğunu düzgün tut, parmağın kaymasın. Tekrar yapmak zorunda kalmayalım." 

Kritanta yumruk halindeki elinin üzerine baş parmağını düzgün bir şekilde yerleştirdi ve dört kez daha yumruk attı. Kalan son gücünü kullanarak. 

13. Görev- TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now