16- Secret Story of the Swan|2

46 6 23
                                    

16.bölüm
Secret Story of the Swan|2

Yeonjun

Gelmiştim.

Bu boktan kutlamaya gelmek zorunda kalmıştım doğrusu, daha mezun olmamıştık kim şimdi mezuniyet partisi yapardı?

Benim canım,gerizekalı, sınıfımdan başka kim yapardı ki?

İçecek bölgesinden bir içecek almış ve herkesten uzak bir yere gitmiştim bir yandan içeceğimi içerken bir yandan da neden burda olduğumu hatırlamaya çalışıyordum.

Harbi, ben buraya neden gelmiştim?

Ah, Felix'in zorlamaları ve sırf Soobin var diye..

Ben mal mıyım acaba?

Siyah kısa saçlarımda bir el hissedince bakışlarımı kitlediğim yerden çekmiş ve elin sahibine bakmıştım, Soobin'den başkası değildi.

"Dalmıştın, elimde otomatikman saçlarına gitti..rahatsız ettiysem özür dilerim."

Cümlelerini hızla sıralamıştı Soobin, hızla rolüme büründüm ve gülümseyerek cevapladım onu.

"Ah hayır Soobin, rahatsız olmadım. Aslındaa hoşuma gitti."

Sonu utangaç gülümsemle ve kısık sesimle demiştim, ah neden bu kadar zoru bu iş?

En sonunda Soobin'in güldüğünü duyduğumda başımı -ne zaman indirdiğimi bilmiyordum- kaldırmış ve ona bakmıştım.

Saçlarını sarı yapmıştı, ne yalan söyleyeyim yakışmıştı da ona.

"Daha sessiz bir yere geçmek ister misin? Yoksa biraz dans mı edelim? Ya da oyunlara da katılabiliriz. Ne yapmak istersin?"

Soobin, neden bu kadar hızlı konuşuyorsun?

"Hm.. içecek alıp sessiz bir here geçmeyi tercih ederim."

Elimi çeneme koymuş ve düşünüyormuş gibi yapmış ve konuşmuştum, "Bende öyle düşünmüştüm! O zaman ben içecekleri- daha doğrusu içeceğimi alıp geliyorum."

Hızla başımı sallamış ve Soobin'in gitmesini izlemiştim.

Biraz daha rahat düşünebilirdim.

Soobin'i gördüğümden beri aklıma hep geçmiş geliyordu, ilk başlarda olan güzel ilişkimiz sonlara doğru ise boka saran ilişkimiz..

Neden annem ve babam gibi olmuştuk sonlara doğru?

Gülerek gelen Soobin'i görmüştüm, oturduğum yerden kalkmış ve aramızda olan az bir boy farkından ötürü kafamı hafifçe kaldırıp ona bakmıştım.

"O zaman seni mi takip etmeliyim efendim?"

Gülümsemiş ve konuşmuştum "Burayı az çok biliyorum o yüzden evet, beni takip edin efendim."

\/\/\/\/

Ne zaman buraya gelmiş, ne zaman oturmuş, ne zaman birbirimize sarılacak hâle gelmiştik?

İçecekler, öğretmenler olmadığından sarhoş yapacak cinstendi ve kaç tane içmiştik bilmiyordum.

Üçten sonra saymayı bırakmıştım.

Çünkü üçten sonra içmemiştim, kalbim sıkışıyordu, yine aklıma o anlar geliyordu.

Siktir..

Soobin ağladığımı görmemeli gibi bir şey demeyecektim, umrumda değildi ister görsün ister görmesin banane.

Soobin, usulca gözüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına atmış ve minik parmağıyla gözümde ki akmayı bekleyen inciyi silmişti.

Psychopath Where stories live. Discover now