Bölüm 26: Her Şey Yeniden Tekrardan

30 6 104
                                    

Bir sonraki bölüm Final. Bu bölüm Final için bir ara geçiş bölümüdür. Kesitlerden oluşuyor. Çerezlik niyetine... Aklınızın karışması normal bu arada telaşa kapılmayın. İyi okumalar...



"Bu yıldızları yöneten kişi ben değilim. Hissedebiliyorum, benim elimde değil."



Helen'in gözleri kararmadan hemen önce sevdiğini bildiği varlığın solan yıldızlarına son kez baktı. Derin bir nefes verdi ve burukça gülümsedi "Sanırım." dedi fısıltıyla. "Sanırım kader bizi avlamaktan vazgeçmeyecek."

+

⏳⏳⏳

+

"Helen müşterin var!"

Helen yazdığı raporu kaydetip bilgisayarını kapatırken boynunu kütletti. Derin bir nefes alıp kasesindeki soğuk melisa çayını bir yudumda bitirip ayaklandı. Gözleri açıkta kalacak şekilde tül peçesini takıp kartlarını alarak kafenin fal odasına girdi. Onun için ayarlanan mindere oturup gözlerini kapattı. Tüm enerjisini toparlardı ve yıllardır sahip olduğu bu yeteneğe şükredip kartlarını karıştırmaya başladı. Ahşap masasının üzerine tarot kartlarını düzenlerken mavi gözleri, odanın loş ışığında parıldıyordu. Helen'in yüzünde hafif bir gülümseme belirdi, çünkü önünde bir kehanetin gerçekleşeceği hissi vardı.

Tam o sırada kapı hafifçe açıldı ve içeri gizemli bir şekilde esen rüzgarla birlikte esmer güzeli bir kız girdi. Uzun dalgalı koyu kahve saçları ve göz alıcı esmer teniyle dikkat çekici bir güzelliğe sahipti. Helen, ona meraklı bir bakışla selam verdi.

"Hoş geldin, Zoe. Sana nasıl yardımcı olabilirim?"

Zoe, etrafına tedirgin bir şekilde göz attı. Emin değildi. Karşısındaki sarışın kadın yeteneği olduğu için mi yoksa onu tanıdığı için mi ismiyle seslenmişti emin olamamıştı. Bu yüzden "Bir arkadaşım, senin falcı olduğunu söyledi. Gerçekten de böyle bir yeteneğin var mı?" diyerek söze girişti.

"Evet, gerçekten öyle. Fal bakmak konusunda oldukça yetenekli ve deneyimliyim. Eğer istersen, sana da bir fal bakabilirim."

Zoe, bir an tereddüt etti, ancak ardından onay verdi ve Helen'in karşısındaki mindere oturdu. Buraya aylardır aradığı arkadaşını bulmaya gelmişti. Karşısında oturan sarı saçlı ve yüzünün yarısı kapalı olmasına rağmen nadir bulunan tondaki mavi gözlü kadının arkadaşı olduğundan emindi. Onu bulmuş olmanın verdiği heyecanla tarot kartlarını dikkatlice karıştırdı ve birini çekti.

"Bu kart, geçmişinle ilgili bir şeyleri temsil ediyor. Atalarının enerjileri ve güçlü bir bağ söz konusu. Ayrıca bir ayrılık yaşamışsın. Çok da yalnız kalmışsın gibi görünüyor."

Zoe, merakla Helen'e baktı ve biraz heyecanla "Nasıl yani? Hangi atalarımı kastediyorsun? Nasıl bir ayrılık?" diye sordu. Hangi atası olduğunu gayet iyi biliyordu oysa. Onun heyecanı arkadaşının onu hatırladığına dair bir belirtiydi.

Helen, kartları masanın üzerine serdi ve derin bir nefes aldı. "Bu kartlarda, seninle uzun zamandır birlikte olan kutsal bir varlığın olduğunu gösteren belirtiler var. Atalarının enerjileri seninle birlikte akıyor. Bu seni özel kılıyor." dediğinde Zoe masaya biraz daha yaklaştı ve gözlerini iri iri açarak dinlemeye devam etti.

"Peki, bu kutsal varlık kim ya da ne?"

"Kesin bir şey söylemek zor, ancak bu varlık seni koruyor fakat yol gösterme işini tam yapamıyor gibi. İlginç... Koruyucu varlığının da korunmaya ihtiyacı varmış gibi hissediyorum. Ayrıca seni uyarıyorum, kartlarda gördüğüm kadarıyla boyundan büyük işlere karışıyorsun ve bunu bir an önce sona erdirmelisin. Aksi takdirde, maddi ve manevi olarak büyük hasarlarla karşılaşabilirsin."

HELENEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin