one

771 70 19
                                    

Tozpembe bir hayatın içinde doğmamıştı. Aksine savaşması ve direnmesi gereken acıları olmuştu hep. Yaşadığı onca şeye rağmen hâlâ ayakta kalabilmiş olması, güçlü olduğunun göstergesiydi. Ölmemiş olması dahi güçlü olduğuna delaletti.

Bir başına kalsa, kâbuslara da sarılsa, cehennemi de yaşasa her gün ayağa kalkmıştı. Yaşıyordu ve yaşamaya devam edecekti. Bu güne kadar canına kıymayı hiç düşünmemişti. Kendisi için vazgeçilen nefeslerin hatırına nefes almaya devam etmeliydi. Tek gayesi, en büyük çabasıydı.

Daha önce birini sevmemişti. Sevgiyi ne bir başkasından görmüş, ne de bir başkasına hissettirmişti. Altın bir kafeste saklamıştı duygularını, cam bir fanus da denebilirdi. Kimseyle iletişim kurmak istememiş, bağ kurmalarına müsade etmemişti.

Şimdiyse kalbi birini tanımak, ona güvenmek, onunla anılar biriktirmek istiyordu. Bunun kim olduğunun o kadar önemi yoktu ki o kız olmasaydı belki karşısına çıkan ilk insana tutulacaktı. Seneler sonra sevgi ihtiyacı patlak vermiş olmalıydı.

Yinede adını dahi bilmediği birine ilk görüşte beslediği duyguların saçmalığı kafasını yoruyordu. Kendine ayırması gereken zamanını aşka adamak beklenmedikti ki bu şekilde söyleyemezdi bile. Kızın ihtiyaç dolu bakışları içindeki korumacı tarafın alevini körüklemişti.

Onun gibiydi.

Aynı yaranın iki kanayan tarafı birbirine sarılırsa acı artacaktı fakat bu sefer canı acıyan taraf sadece kendisi olmayacaktı.

Bağdaj kurarak oturduğu sehpanın önünde bu sefer bilgisayarını yerleştirmişti. Saat geç oluyordu fakat gözlerini ekranın alt kesimine getiremeyecek kadar odaklanmıştı. Uzun süredir bu pozisyondaydı ve yayının açılmasını bekliyordu. Dün hangi saat aralığında yayını başlattığını bilmediği için bu akşam saat 9'u gösterdiğinden beri YouTube önünde açıktı.

Stark'ın istekleri vardı bu yüzden uyandığında Happy'yi arayıp evine çağırmıştı. Büyük bir meblağya sahip rakamları duyduğunda şaşkınlıktan dili tutulan adam Tony'nin huyunu bildiği için fazla yorum yapamamış, ikna olmamasına rağmen istediği parayı kartına aktarmıştı.

Yeni taşındığı şehirde eskileri tekrarlamayacağını söyleyen adam ihtiyaçlarını arkadaşının karşılamasını istediği için yanında mal varlığını bulundurmuyordu. Ama dün geceden sonra paranın değeri gözünde tekrar artmıştı ve gerekirse son kuruşuna kadar harcamaya hazırdı.

Düşüncelerini bölen ve kulağının içinde yankılanan boğuk seslerle kendine geldiğinde YouTube öneçıkanlar bölümünde aynı Hello Kitty kapağını görmek dudaklarının kıvrılmasana neden oldu. Sağ avucunun içinde olan fareyi hareketlendirerek tıkladığında ufacık bir süre açılmasını bekledi.

Nihayet kızın şirin yüzü ekranda belirdiğinde kollarını birbirine bağladı.

"Merhaba herkese," üzerinde mavi bisiklet yaka bluz vardı ve ellerini örtecek kadar çekiştirmişti. Dünden farklı olarak alnına kestiği kahkülü yüzünü kapatırken daha küçük gözükmesini sağlamıştı. "Bu gün içimden şarkı söylemek gelmiyor çünkü değer verdiğim birisini kaybettim." Hüzünle çıkan sesi Tony'nin yüreğini burkarken bir şeyler yapma kaygısı içinde kor geziyordu.

"Sizden bu gün herhangi bir yardım ricası etmeyeceğim, sadece kafamın dağılması için bu yayını açtım."

Kızın ufak mırıldanmaları bile adamın içinde değişik duyguların boy göstermesini tetiklerken oturduğu yerde sakince durması olanaksızdı. Yanında olsaydı sıkıca sarılır, saçlarını okşardı. Hatta belki müsade ederse onu öper ve tüm gece rahatça uyuması için ona hikayeler anlatırdı.

Ama hayat onları şimdilik yüz yüze getirmeye imkan vermemişti. Tony bunun olması için elinden geleni yapacaktı.

Elleri klavyede dolaşırken bunu yapıp yapamayacağını sorguluyordu. Yanlış bir şey yazabilirdi ve bunun sonucunda kızla başlamayan iletişimleri son bulurdu. Zaten peşini bırakmayan kötü bir ünü vardı, onu böyle tanısın istemiyordu.
Bu yüzden aklına gelen en normal soruyu yazmak için parmakları hareketlendi.

Nasılsın?

Kız saçlarını kulağının arkasına sıkıştırıp bilgisayarına doğru eğildi. "Duygularım karışık, hislerimden emin değilim bu yüzden. Sen nasılsın?"

Tony dudağını dişlerinin arasına alarak çekiştirdi. Gergin hissediyordu.

Hislerini paylaşıyorum.

Yüzünde beliren gülümseme onunda yüzüne bulaştığında duyguları karşılıklıydı. "Sanırım bu gün hepimizin modu düşük."

Göremeyeceğini bilsede kafasını salladı. Kızın yüzü gerçektende solgun görünüyordu. Gözlerinin altındaki morluklar kapatmaya çalışmasına rağmen gitmemiş, aynı zamanda göz bebeklerindeki kızarıklıklar kendini belli etmişti. Yinede her hali onun güzel görünmesine engel değildi.

Onu nasıl mutlu edebileceğini düşünürken gözleri tekrar bilgisayarın dikdörtgen ekranında dolaştı. Sağ alt kutucuktan bağış yapıldığı halükardı fakat bunun onu memnun edip etmeyeceğini bilmiyordu. Bu yüzden başta 'kendisine göre' az bulduğu bir miktarı kart şifresini girerek kızın hesabına aktardı.

Bir kaç saniye sonra kızın telefonuna uzanması ve gözlerini büyüterek incelemesi, adamın olduğu yerde heyecanlanmasına yol açtı.

"Ciddi misiniz? Midnight Rain'de kimin nesi?"

Tekrar bir şeylere baktıktan sonra sandalyesindeki duruşunu düzeltti. "Bunu kabul edemem gerçekten, hiçbir şey yapmıyor olmama rağmen neden bunu yolladın?" Kameraya bakarak konuşuyordu fakat Tony, göz gözeler gibi hissediyordu. Acaba başka nasıl davranışları olsa onu bu derece tatlı bir şekilde azarlardı? Sevdiği çikolata paketinden fazlaca aldığında veya çok istediği telefonu ellerinin arasına bıraktığında.

Hayal etmesi güzeldi.

"İbanımda telefon numaram var. Lütfen bana ulaş ve paranı geri al."

Söylediği son kelimelerinden sonra kız gerginlikle yayınını sonlandırmıştı.

Tony ise onunla konuşabileceğinin mutluluğuyla ilk mesajı nasıl atacağını düşünüyordu.

❤️‍🩹

kurgunun hızını tutturamıyorum 😺

oy vermeyi ve hızlı bölüm gelmesi için yorum yapmayı unutmayın...

öpüldünüz 💓

midnight rain | tony starkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin