BÖLÜM 1

4 3 0
                                    

Kütüphanecilik binlerce yıl önceye dayanan bir meslektir. Yapılan araştırmalar ve bulgulara göre kütüphanecilik yapıldığına dair ilk kanıtlar M.Ö. 2500'lü yıllara kadar dayanır. İlk kütüphanecilik örnekleri çivi yazısı kullanarak tabletler üzerine yazı yazan Sümerler ve hiyeroglifler ile yazılmış devlet arşivi bulunan Mısırlılar'a aittir. Bu arşivin büyük kısmı diğer devletlerle yapılan anlaşmalaradan oluşmaktaydı.

Bir düzen içinde olmadıklarından ve bu belgeler daha ziyade tapınaklarda, mezarlarda veya yapılarda bulunduğu için kütüphane olarak kabul edilmez. Kütüphane denilebilmesi için tanımına uyan bir şekilde sistematik bir şekilde sadece kütüphane olma amacına özgülenmiş bir yapıda bulunmuş olmaları gerekir.

Bu tanımlamaya uygun olarak; Aşurbanipal ilk kütüphaneyi kuran ilk kişidir.

M.Ö. 626 yılında Asur'un Başkenti Ninova'da kurulan kütüphanenin kazılarında 30 bin üzerinde tablet bulunmuştur.

Savaş kadar bilime de önem veren Aşurbanipal, yazıcılarına verdiği emirle buldukları tüm yazılı belgeleri Ninova Kütüphanesine getirmelerini emretmiştir. Bu emir İskenderiye Kütüphanesi'ne giden yolun döşenen ilk taşıdır.

Böylece tapınak kitaplıklarında bulunan ilmi, dini ve edebi metinler toplanarak devasa bir koleksiyon oluşturulmuştur. Yaklaşık 30.000 tableti bünyesinde bulunduran bu koleksiyon, zamanla Ninova Kütüphanesi adıyla anılacak ve insanlığın ilk kütüphanesi olarak tarihe geçecektir (M.Ö.625).

Aşurbanipal'in bu çabası Büyük İskender'e de örnek olacak, dönemin tüm eserlerini bir arada toplama isteğinin gerçek olabileceğini gösterecektir.

Ninova Kütüphanesi'nde keşfedilen en önemli eserler arasında Yaradılış Destanı ve Gılgamış Destanı bulunur.

Bunun yanı sıra kütüphanede atasözleri, dualar, büyüler, mektuplar, ticari belgeler, kanunlar, sözlükler, mitoloji ve tıp belgeleri de keşfedilmiştir.

Asur Krallığı MÖ 612-609'da Keldaniler'in ve Medler'in ortak saldırılarıyla yıkıldı. İmparatorluğun çökmesiyle birlikte Asur halkı da tarihi kayıtlardan silindi. Kayıtlar burada bulunan eserlerin akıbetinin belirsiz olduğunu söylemektedir.

Ninova Kütüphanesi kalıntıları 1850 yılında İngiliz Austen Henry Layard tarafından Musul civarında yapılan kazılarda keşfedilmiştir.

Günümüzde ortaya çıkarılan yaklaşık 20 bin civarında tablet İngiltere'deki British Museum'dadır.

Efes Celcus Kütüphanesi; Tanrıça Artemis'e adanmış Efes şehrinde inşa edilmiştir. Şehir, gemicilik ve kara trafiğinin yoğun olduğu merkezlerden biri olarak tarihe adını yazdırmıştır. Döneminin en önemli merkezlerinden biri olarak zengin ve kalabalık bir nüfusa sahiptir. Kütüphane, M.S. 135 yılında, Asya eyaletinin yöneticisi Tiberius Julius Celsus Polemaeanus onuruna oğlu Gaius Julius Aquila tarafından yaptırılmış anıtsal bir yapıdır.

İskenderiye ve Pergamon Kütüphanelerinden sonra tarihin en önemli ve en büyük kütüphanelerinden biri olan Celsus Kütüphanesi günümüz kütüphanecilik anlayışına ek olarak sanatsal bir yapı özelliği de sergilemiştir. Cephesi çok zengin şekilde, skenefrons mimarisinin esaslarına uyularak süslenmiştir. Süs olarak kullanılanlar arasında heykel, kabartma ve bunları çevreleyen sütun ve alınlıklardır. Ancak bu eserlerin çoğu şimdi Viyana Müzesindedir.

Kütüphane, bilim adamları ile hatipler ve şairler tarafından konferansların verildiği auditoriuma yakındır bu da onun kütüphane olarak önemini arttıran diğer bir unsur olarak göze çarpmaktadır.

Antik çağ kütüphaneleri çeşitli amaçlar göz önüne alınarak kuruldukları için, kendi aralarında farklı türler göstermektedirler:

Okul kütüphaneleri, halk kütüphaneleri ve özel kütüphaneler gibi. İşte niteliği ve örgütlenmesi bakımından Celsus Kütüphanesi, Roma İmparatorluk Devrinde Anadolu eyaletinde kurulan bir kamu kütüphanesidir.

Kütüphanede 12.000'den fazla rulosu bulunduğu tahmin edilmektedir. Okurlar kütüphanede kitapları kitaplık memurlarından alarak okuyabilmekteydiler. Bu kitaplık görevlileri genellikle şairler, gramerciler ya da bilginlerden oluşmaktaydı.

Antikçağ kütüphanelerinin çeşitli yollardan kitap sağlamış -satın alma, vakıf ve bağışlar, müsadere ve ganimetleri...v.s.- oldukları bilgisi ışığında ve Celsus Kütüphanesi girişinde yer alan yazıtın da tanıklığında bu kütüphanenin miras yoluyla kurulup geliştiği anlaşılmaktadır. Kütüphanedeki eserlerin şehrin yıkılışı ile birlikte komşu krallıklar tarafından ele geçirilmiş ve daha sonra da daha sonraki anlatımlarda görüleceği üzere İskenderiye Kütüphanesi'ne taşınmış olması muhtemeldir. 

Pergamon (Bergama) Kütüphanesi: Pergama'nın Kütüphanesi kültürel her şeyin merkezi idi. Yunan yazar Plutarkhos, kütüphanede yaklaşık 200.000 cilt kitap bulunduğunu söylemişti. Antik dünyada İskenderiye Kütüphanesi'nden önce en önemli kütüphanelerden biri olarak tanınmıştı.

Antik Tarihçi Plinius (MS. 23 – MS 79)'a göre, Pergamon kütüphanesi o kadar meşhur oldu ki, İskenderiye Kütüphanesi ile keskin bir rekabet içine girdi. Her ikisi de en eksiksiz metin koleksiyonlarını toplamaya çalıştı ve rakip düşünce ve eleştiri okulları geliştirdiler.

Aslında efsaneye göre, Mısır'ın Ptolemaios hanedanı, kütüphanenin büyümesini yavaşlatmayı umarak, papirüsün Bergama'ya gönderilmesini durdurmuştur. Sonuç olarak, şehir daha sonra parşömen üretimi konusunda önde gelen bir yer haline gelmiştir. Bergama'nın seçkin bir vatandaşı ve bir belediye meclisi üyesi olan Flavia Melitene'nin karısı, kütüphaneye eserlerinin birçoğunu temin etmede yardımcı olmuştu.

Özellikle, Roma İmparatoru Hadrian heykelini kütüphaneye hediye etmişti.

Efsaneye göre, en şaşalı dönemlerinde, Makedonya İmparatorluğu'nun hükümdarı Mark Anthony, 200.000 cildin tamamını Kleopatra'ya düğün hediyesi olarak vermiştir. Kitapların İskenderiye Kütüphanesi'ne taşınmasıyla, Bergama Kütüphanesi'nin ünü sona ermiştir. Bu ciltlerin İskenderiye Kütüphanesi'ndeki yangında yok edildiği muhtemeldir ve o yangının tarihi bilinmemektedir.

Dünyanın en eski kütüphanelerinin en önemli iki tanesi (Efes ve Pergamon) Anadolu topraklarında yer almaktadır.

Ayrıca dünyanın ilk kütüphanesinin Mezopotamya'da kurulması aslında bu coğrafyanın binlerce yıldır bu kadar önemli bir yer olmasının da anahtarıdır.

DİPNOTLAR:

Sümerler, MÖ 4000-MÖ 2000 yılları arasında 'ın güneyinde (Güney ) yerleşik olan, medeniyetin beşiği olarak bilinen coğrafi bölgedeki uygarlıktır.

Asurbanipal, MÖ 668-627 arasında hüküm sürmüş son büyük Asur kralıdır

Yaratılış Destanı, Altaylara ait kozmogenik (evrenin yaratılışı üzerine) . Ayrıca ilk Türk destanlarından olma özelliğine de sahiptir. kıtasının çeşitli bölgelerinde yaşayan ve arasında söylenmektedir. arasında en eskisidir. tarafından saptanıp yazıya geçirilmiştir. Kahramanlarının olağanüstü eylemlerini coşkulu, törensel bir üslupla anlatan ve genellikle birkaç bölümden oluşan manzum yapıtlardır. Bilinen en eski türlerinden biridir. 'nda söylenen ve türeyiş destanları, değil yalnız Türklerin; bütün ile 'nın bile, en gelişmiş ve üzerinde ilgi ile durulan verileridir.

Gaius Plinius Secundus Maior, (kısaca Büyük Plinius ( Plinius maior) ya da Yaşlı Plinius) 'yı yazmasıyla tanınan yazar, doğa bilimci, Roma İmparatorluğu komutanı ve filozof. 


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 30, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İSKENDERİYE KÜTÜPHANESİ'NİN GİZEMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin