burası neresi?

291 20 17
                                    

Her zaman ki gibi evde oturuyordum annemler evde değildi hastanedeydi, çünkü kan sonuçlarımın değerleri çıkmıştı ve benim gelmemi nedense istememişlerdi. Açıkçası aldırmadım, hiç bir zaman ailemi takan yapıda değildim.

Aslında direkt hayatımı anlatmak gerekirse kendimi bildim bileli tekvando yapıyorum, ailem hep kendimi korumamı istemişti. Bu konuda onları seviyordum, yaklaşık 7 yaşımda spora başlamıştım. Şu an gayet dayanıklı ve sağlıklı bir yapım vardı, ama neden hastaneden kan değerlerimi almışlardı hâlâ çözemedim.

Kafamdaki salak saçma algoritmaları siktir edip odama yöneldim üstüme Nike'nin yarı sporcu atletini üstüme, altıma Nike eşofmanını üstüme ise bir hırka atmıştım saçlarımı toplayıp kâhküllerimi de taradıktan sonra evden çıkmaya karar aldım ve aşağı indim.

Evin kapısını kilitleyip yoluma göz attım hızlı şekilde yürümeye çalışıp hemen meydana gitmek istiyordum. Yürürken ise düşünecek bir şeyler arıyordum fakat bulamıyordum. Çünkü bu hayatta hep yanlız kalmıştım.

Küçükken okulda arkadaşım hiç olmamıştı, aslında ben sosyalleşmemiştim insanlarla

Pişman mıyım? Hayır ama açıkçası arkadaşımın olmasını isterdim.
Kendi kendime düşünceler kurmaya çalışırken çoktan meydana gelmiştim meydan çok kalabalıktı ne yapacağımı bilmiyordum, gerçi hiç bir zaman ne yapacağımı bilemedim. En azından adrenalin olsun diye dışarı çıkmıştım.

Bir kaç dakika mal gibi önümde eğlenen 3 çocuğa baktıktan sonra ilerlemeye başladım en azından bi kaç mağazaya girerdim, hiç yoktan iyidir.

Tam adımımı mağazaya atacakken, birisi kolumu tuttu
Başımı duraksayıp yavaşça döndürdüm ve karşımdaki şahısa odaklandım
siyah üstten bağlı yarısı açık saçları olan ve piercing'li bir adamdı.
Sanırım bunları içimden geçirirken 10 15 saniye ona baka kalmıştım.

Tam söz edecekken

"Ne o çok mu beğendin?"

Ha? Anlayamadım?

"Pardon ama şu an kolumu tutup aniden beni durduran bir yabancı var, sizin neyinize âşık olayım bay?"

Beklemediğim bir kahkaha patlatıp
"Biraz eğlenme-"
Cümlesini tamamlayamadan bütün insanların sesi soluğu kesilip yukarı bakmaya başladı, aynı anda fark edip karşımdaki anlam veremediğim adamda kafasını çevirmişken tuttuğu kolumu fark edip hemen geri çektim. Tam bende insanların baktığı yere bakacakken gözlerimi kamaştıran bir şey yaklaştığını gördüm ve

BOM!

Gözlerim kamaşmıştı, haddinden fazla önüme geri dönüp baktığımda ise kimse yoktu. Yanımda ki adamda yoktu, rüya da mıydım yoksa?
Biraz gözlerimi etrafımda gezdirip
"Hey!" Diye bağırdım
Bekledim ve
"Kimse var mı?"

Ses gelmeyince yürümeye başladım
"Hadi ama y/n, bu bir rüya değil mi?" Yavaş yavaş düz bir biçimde ilerlerken kendime tokat attım ah be, bu acıtmıştı!
Sanırım rüya da değilim, ve fazlasıyla gerilmiştim...
Hadsiz ki bu bi şaka olmalı az önce sesten gürültüden geçilmeyen insanlar aniden sessizleşti ve gözümü kapayıp açayıncaya kadar kayboldu, hele ki şu yanımdaki adam.

Neyin nesiydi o?
Geri önüme dönüp
Binalara baktım, binanın önünde
"Oyun alanı bu tarafta --->" yazısı yazıyordu. Bağırarak
"Taşak mı geçiyorsunuz lan benimle?" Demiştim, şu an olan hiç bir şeye anlam verememiştim 40 yılın başı bir dışarı çıkıyoruz olanlara bak.
Oyun alanı denen tarafa doğru koşmaya geldim, bir süre daha koşmaya devam ettikten sonra beni bi yer karşıladı, 10 15 kişilik kalabalık vardı, ve ellerinde telefon
ÇOK ŞÜKÜR İNSANLARI BULABİLDİM!
Hemen insanların yanına yanaşıp tam yanımdaki köşesinde duran beyaz Nike kapşonlu adama biz neredeyiz diye soracakken önümde duran meydanda gördüğüm 3 çocuktan sadece 2'sini gördüm.

𝑪𝑨𝑹𝑫 / Chishiya ShuntaroWhere stories live. Discover now