0.6

7 1 0
                                    

Koyu sacli cocuk elindeki bardagi hizlica masaya vurdu. İceceginin aci tadi ile yuzunu burusturdu ve bir suredir elinde sakladigi zarlari masaya dogru firlatti.

K: 4-4-3 iste bu kadar

Klaus elini sertce masaya vurdu ve ayaga kalkti. O mutluydu fakat karsisinda oturan kisi icin aynisini soyleyemezdi. Adam kaybettigi oyunlar yuzunden odeyecegi parayi dusunurken koyu sacli cocuk buyuk bir kahkaha patlatti.

K: Bana satasmadan once dusunecektin

W: Parayi daha sonra getirebilir miyim? Bu benim icin cok fazla bir miktar

Klaus cebinden sigarasini cikardi ve agzina goturdu.

K: Sartlari biliyorsun.

Karsida oturan adam sansini daha fazla zorlamadan basi onde bir sekilde ayaga kalkti. Koyu sacli cocuktan tirstigi her halinden belliydi.

M: Efendim anne ve babaniz geldi

Klaus sigarasini eline aldi ve kapiya dogru ilerledi. O sirada iceri hizlica giren ailesi ile karsilasti.

K: Hosgeldiniz

R: Git kendi isine bak

Koyu sacli cocuk ilerleyen anne ve babasinin pesinden gitmekten vazgecti. Onlarin onunden gecerek odalarina gitmelerine izin verdi.

Ailesi her daim boyleydi. Onu hic bir zaman umursamamislardi. Hatta Klaus okulu birakacagini soylediginde ona karsi cikmamislardi. Aslinda ilk basta tepki alabilmek icin yapmisti bunu. Fakat ailesi bir sey demeyince o da kendi kurallari ile oynadi. Nasilsa onlarin umursadiklari tek sey sirketleriydi. Ya da kumarhaneleri. Sonucta ikisi de ayni seydi.

Klaus'un ailesi siradan bir sirket isletiyorlardi. Yani en azindan disaridan oyle gozukuyor herkes tarafindan oyle biliniyordu. Fakat isler biraz farkliydi. Bu sirket altinda actiklari bir kumarhaneleri vardi:

Parazit kumarhanesi.

Bu kumarhane yeralti cocuklari ve bu islerle ugrasan insanlar tarafindan bilinirdi sadece. Disaridan ise siradan kucuk bir sirket olarak gorunurdu. Hatta bazen Klaus bile su sacma is toplantilarina katilirdi. Kimseye bir sey caktirmamak icin bu islerle yakindan ilgilenirmis gibi yapardi. Yapmak zorundaydi. Bu itibari korumak zordu tabii. Kimsenin gercegi ogrenmesini istemezlerdi.

Bazen bunu dusunurdu. Acaba yakalanirlarsa ne olurdu diye. Her daim ustunde durduklari dikenler bir gun onlara batarsa ne olurdu diye dusunurdu. Yuksek ihtimalle cabucak toparlanirlardi. Sonucta bu isin ustunu ortecek paralari yeterince vardi. Yine de temkinli olmasi gerekiyor gibi hissediyordu. Tek evi burasiydi. Kaybetmek de istemiyordu.

||CALVARİADove le storie prendono vita. Scoprilo ora