0.5 | he opens up my door

86 14 90
                                    


"Selam."

Changmin başını defterinden kaldırdığında kendisine doğru nefes nefese, elindeki basketbol topuyla gelen çocuğu gördü.

Ve itiraf etti kendine, yeni yapılmış kıvırcık saçları ve yorgun haliyle gayet çekici gözüküyordu Kim Sunwoo.

"Ne çiziyorsun diye sormayacağım, sorunca düşmanınmışım gibi davranıyorsun çünkü." gülerek Changmin'in yüzüne baktı ve 1 haftadan sonra dudaklarına bir tebessüm yerleştirebildiği için zafer kazanmış gibi hissetti kıvırcık olan.

"Saçların güzel olmuş."

Sunwoo karşısından gelen ilk iltifatla tekrardan gülümsedi. "Ee, sana beğendirmek için yapıyoruz sonuçta." derken göz kırptı Changmin'e. Karşısındaki kıkırdadı.

"Özür dilerim ilk başlarda soğuk davrandığım için, insanlara zor alışıyorum da." Changmin kaleminin ucunu tıraşlarken mırıldandı.

"Aşık oldun değil mi bana? Cazibeme karşı koyamayacağını biliyordum." Sunwoo gülümseyerek yüzü Changmin'e dönük olacak şekilde başını onun defterinin önüne getirdi.

Changmin kafasını kaldırsın diye tabii ki.

"Cıvıma hemen,iki iyi cümleye gelmiyorsun bak kötü davranmak zorunda kalıyorum sonra." Changmin ne kadar Sunwoo'nun yılışık hareketlerinden rahatsız oluyormuş gibi davransa da gamzeleri bu sefer ele vermişti onu.

"Neyse, biliyorsun çok çıkarcı bir insanım bir şey isteyeceğim senden." Sunwoo yavaşça ayağa kalkarak elindeki basket topunu sektirerek konuşuyordu. "Hm?"

"Biliyorsun sınavlar yaklaşıyor. Benim matematiğim kötü. Senin de iyi. Diyorum bana matematik falan mı çalıştırsan sen?" Changmin bir anlığına düşünürmüş gibi yaptı.

"Çıkarım ne?"

"Ne?"

"Çıkarım diyorum. Sana matematik anlatana kadar çizmimi geliştirebilirim. Elimde yararıma bir şey olmalı." Sunwoo Changmin'den cevapla ne diyeceğini düşünmeye başladı.

"Beni göreceksin işte yetmez mi ya?" Yüzüne yerleştirdiği aptal ifade Changmin'in karşısındaki kıvırcığa kızamamasını sağlıyordu. İçerler gibi bıkkınca nefes verdi.

"Sunwoo , nesin sen ingiltere prensi mi?" Gözlüğünü temizlerken gözlerini kısarak Sunwoo'ya bakıyordu.

"İngiltere prensi halt yemiş benim yanımda." Tam cümlesine devam edecekken arkadan arkadaşlarının oyuna devam etmek için ona seslendiğini duydu. "Neyse, sen düşün bi' bunu. Bir bakmışsın aşık olursun bana, eğlenceli de olur değil mi?"

"Aptalsın Sunwoo."

"Tatlısın Changmin." sırıtarak uzaklaştı Sunwoo.

Changmin ise kıkırdayarak başını iki yana salladı.

-

yoruldum sizden

sunwoo: tekrar asik oldum
ya bu kadar guzel biri
nasil bu kdr kirici ve vahsi olabilir anlamiyorum

youngjae: ovdugun kisi benim 2 yillik arkadasim valla hic gecmiyo bana

sunwoo: neyse ne dicem
konustum bugun
ilk defa terslemedi

juyeon: ılaclarını aldın mı kardesım

sunwoo:ne ilaci amk

juyeon: bak ılacları da hatırlamıyo almamıs
sunwoo unuttun mu
sızofrensın sen
ılaclarını almadıgında changmının sana ıyı davrandıgıyla ılgılı halusınasyonlar goruorsun

the way i loved you | sunkyuWhere stories live. Discover now