Güzel Bir Akşam Yemeği

624 25 6
                                    

Önceki bölümden;

Jk: İyi o zaman sizi akşam vakti sarayımda bekliyorum, özellikle sizi hanımefendi ve pardon adınızı alabilir miyim?

Y/N: Ben Kim Y/N majesteleri

Bölüm 2

Jk: İsminiz de sizin kadar güzel, akşam vakti mutlaka gelin.

Jk'nin gözünden;

Artık Saraya geri dönmenin vakti gelmişti, sanırım.

Jk: Muhafızlar saraya gidelim

Jungkook muhafızları ile saraya dönerken Y/N:

Js: Benim yüzüme bile bakmadı abla, sanırım seninle evlenecek.

Y/Nb: sonunda bir işe yaradın, neyse hazırlanalım da müstakbel damadımın yanına gidelim.

Js: Baba sen de hemen damat deme daha hiçbir şey belli değil.

C: Aynen.

Y/N: Anne seninle özel konuşabilir miyim?

C:tabiki kızım, ama önce eve gidip hazırlanalım.

Y/N: Tamam anne

Yola çıkarsınız, kırık dökük evinize vardığınızda.

Y/Nb: Artık bu çöplükte yaşamak zorunda kalmıycaz, sonunda elit ailelerden olucaz.

C: Neden evlenmişler gibi konuşuyorsun, daha hiçbir şey belli değil.

Y/Nb: bak hanım bu iş ya oldu ya oldu başka ihtimal yok.

Seni dürterek

Y/Nb: Kız sen de azıcık özen göster yüzüne, beğensin seni damat.

Aynanın karşısına geçtin saçın yağlanmış ve yüzün de esmerleşmişti, banyoya girdin sonra pirinç maskesi yaptın, makyaja gerek olmadığını düşündün.

Ve evet artık vakit gelmişti,

Y/Nb: Kızım hadi gel gidelim hanedanlığa.

Y/N: Tamam baba.

*hayal etmene yardım etmesi için görünüşünü koyuyorum;

Js: Ay abla makyaj yapmadan bile aynı prensesler gibi olmuşsun

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Js: Ay abla makyaj yapmadan bile aynı prensesler gibi olmuşsun.

Y/N: Çok teşekkür ederim, sen de çok güzelsin, kim bilir belki kralın 2. oğlu da seni beğenir.

Js: Ay umarım öyle olur abla, tanrı şahidim olsun eğer öyle bir şey olursa herkese erzak dağıtıcam.

C: Hadi kızlar daha fazla konuşmayan, bu arada Ji-soo sen önden babanla git ablan bana bir şey anlatacaktı.

Y/N: A evet anne tamamen aklımdan çıkmış, Ji-soo özür dilerim.

Js: Yok sorun değil abla.

Ji-soo babasıyla önder gider.

Y/N: Anne ben evlenmekten korkuyorum, ya da güzel düşünceler düşünüp sonra gerçek olmamasından, değer görememekten...

C: Kızım sakın olumsuz düşünme, ve eğer gönlün olmazsa ona karşı söyle, sonuçta bir kadını zorla kendine sevdiremez.

Y/N: Peki anne sen nasıl dersen.

Jungkook'un gözünden;

Nerde kaldılar acaba, neyse beklemekten zarar gelmez, ve sanırım  Y/N'yi daha yakından tanımam gerek.

Muhafız: Efendim misafirleriniz geldiler, onları yemek odasına aldım herkes sizi bekliyor.

Jk: Tamam geliyorum.

Hayatımda ilk defa bu kadar heyecanlanmıştım, bu kızda bir şeyler vardı, diğer kadınlar bana böyle hissettirmemişti. Neyse çok beklettim artık gitmem lazım.

Aman tanrım o, o ne kadar da güzel olmuştu, sanki bir porselen bebek gibiydi, yüzü bembeyaz ve dudakları kiraz çiçeği kadar pembeydi, onu gördüğüm yerde donup kalmıştım.

Y/N'nin gözünden;

İlk defa onun yüzüne baktım, sanırım ondan hoşlanmaya başladım, ama aşık mıyım değil miyim bilemiyorum, peki neden gözlerini benden ayırmıyordu.

Jungkook'un gözünden;

Sanırım onu utandırdım yüzü kızardı ona bakmayı kesip masaya oturayım.

Jk: Hepiniz hoşgeldiniz

Y/Nb: Hoş bulduk efendim, gerçekten çok onur duyduk, sizin sofranızda olmak bize şeref verdi.

Jk: O zaman yemeğe başlayalım, buyurun.

Y/N'nin yanına oturdum ellerini hemen birleştirip utangaç bir biçimde sadece yemeğe baktı, biraz güldüm. Açıkçası babası çok aç gözlü birisine benziyordu ama kızı neyseki ona çekmemiş gibiydi, ama onu biraz daha tanımaya ihtiyacım vardı, babasına şu soruyu sordum;

Jk: Acaba Y/N bir süre benimle yaşayabilir mi?

Y/N tam yemeğini yerken söylediğim için boğazında kaldı öksürdü ben de su verdim.

Y/Nb: Tabiki  de kalabilir, hiçbir sakıncası yok.

Jk: Teşekkür ederim, seninle kalmak büyük bir şeref olacak Kim Y/N.

Y/N: O şeref bana aittir efendim.

Sesi o kadar güzeldi ki resmen beni içine çekmişti.

~💖 arkadaşlar umarım beğeniyorsunuzdur ve lütfen vote vermeyi unutmayın biliyorsunuz çok önemli💖~


JUNGKOOK İLE HAYAL ET | 1800-23Where stories live. Discover now