0.0

32 4 5
                                    

Ayaklarımı yataktan kaldırıp yere koyduğumda parkenin soğukluğu içimi titretmişti. Heyecandan gece üçe kadar uyumayıp şiir okuduğum için gözlerim acıyor ve açılmak istemiyordu.

Kapının yanından geçen abim bana seslenmiş ve banyoya girmişti. Artık mecbur uyanmam gerekiyordu yoksa annem gelecekti.

Abim banyodan çıkana kadar yatağımı topladım ve çantamı hazırladım. Banyodan çıkan abimi görünce kıyafetlerimi de alarak banyoya girdim. Yaz tatilinde vücut çalışmıştım bu yüzden elime gelen kaslar çok hoşuma gidiyordu.

Kız arkadaşlarım bu görüntüye bayılmıştı ama nedense söyledikleri hiçbir şey hoşuma gitmiyordu. Gitmesi gerekiyordu ama gitmiyordu.

Aynada son kez kendime baktım.
"Bu sene diğer senelerden daha güzel olacak. Daha mutlu olacaksın. Kendine iyi davran, derslerine odaklan ve hayatının aşkını artık bul."
Kendimi gazlayıp kahvaltıya indim.

Herkese günaydın diyerek masaya oturdum ve ailecek kahvaltı yaptık.

-

Çocuklarla beraber (Alper, kerim, tunay, Miray, pınar) okula yürüyerek gitmeye karar vermiştik. Hava hâlâ sıcak olduğu için markete uğrayıp içecek aldık.

Benimle beraber spora gelen Alper bu sene daha modundaydı.
"Abi, gül gibi çocuğum. Elim yüzüm düzgün. Anlamıyorum yani. Kültürlüyüm de. Kızlar salak mı istiyor?"
Alperle Pınar sürekli didiştiği için Pınar yine bir şeyler demekten geri durmadı.

"Hayır kanka kızlar seni istemiyor. Tam olarak böyle yaptığın için."

"Pardon ne yapıyormuşum?"

"Sürekli egoist egoist konuşuyorsun. Her haltı biliyormuş gibi davranıyorsun. Sıkılıyorlardır belki?"

Bunlar ne zaman çıkmaya başlayacaklar bilmiyorum ama artık Alper'in bana bahsettiği duygularını  Pınar'a da açıklaması gerekiyordu. Alper iyi çocuktu aslında.

Didişe didişe okula geldik ve çoktan sıra olan insanların arasına karıştık. Aslında bu sene arkadaş grubumla ayrılmıştım, yanımda sadece Alper vardı. Diğerleri başka sınıfa geçmişti.

Marş okunacağı için müzik hocasını bekliyorduk ama her zamanki gibi geç kalmıştı. O sırada bu sene hangi hocaların olduğunu merak ettiğim için etrafa bakındım. Herkes aynıydı.

Sonra onu gördüm.

Kim olduğunu bilmiyordum ama gerçekten gözlerimi alamamıştım.

O kavruk esmer teni, üstüne mükemmel oturan takım elbisesi, eliyle düzeltme gereği duyduğu gözlüğüyle gerçekten mükemmel gözüküyordu.

O kadar uzun süre bakmıştım ki Alper beni dürttü ve marş okumaya başlanacağını söyledi.

Aklım hâlâ ondaydı.

Marş bitip tekrar aynı yere baktığımda orda değildi. Gözlerimle etrafı taradım ama bulamadım. İstemediğim herkes vardı ama o yoktu. Zaten küçük bir okul olduğu için tekrar göreceğimi emindim ama ben şu an görmek istiyordum. Şu an karşıma geçsin ve baştan aşağı en ince ayrıntısına kadar incelemek istiyordum.

Neden bilmiyorum ama içimden yükselen bir duygu kalbimi sıkıştırıyor, karnımı havalandırıyordu.
Nefes alışverişim bir anda bozuldu. Alper'i tutmak zorunda kaldım.

Allah aşkına, bana noldu?

tarihi sevmekWhere stories live. Discover now