0.1

18 2 3
                                    

Bizi üçüncü kata atmışlardı. Bu okulun eşit ağırlık sınıfa hiç saygısı yoktu. En güzel kısmı en üst kattaydık ve her yeri görebiliyorduk. Hoca gelene kadar camın yanında Alper'le dışarıya bakıp insanları inceledik.

Alper'in aslında biraz yüzü düşmüştü. Fark etmiştim ama sırada aklım karışmış kötü hissedince Alper'le konuşmayı unutmuştum.

Yine aklıma geldi.

Sıcak bastı.

Bir an önce teneffüs olabilir miydi?

Derin nefes alıp vererek camı biraz daha açtım. Kafamı dışarıya uzatıp biraz olsun esen havanın beni serinletmesini bekledim.

Bir işe yaramıyordu. Çünkü hâlâ aklım o adamdaydı.

Alper'e döndüm.

"Neyin var?"

Elindeki telefonu döndürürken gözünü yere dikmişti ben kalp krizi geçirirken.

"Neden böyle yapıyor? Neden bana bir açık kapı bile bırakmıyor?"

"Neden artık açıklamayı bekliyorsun ki? Ya söyle ya da unut."

"Söylemesi kolaydı." İç çekerek sıraya oturdu.

Aziz " hoca geliyor. " dediğinde ben de sıraya oturdum. Ayağa kalkmamıştım. Kapının kapanma sesini duymuştum ama o sırada çantamdan kitap ve kalem çıkarıyordum.

Sınıf bir anda sessizleşir ben fark etmeden herkes ayağa kalkmıştı.

Sınıfa bakıp sonra hocaya döndüm.

Gözlerini bana dikmişti.

Şok oldum. Nefes alamadım. Ağzımı refleks olarak açtım.

Hâlâ bana bakıyordu.

Alper kolumdan tutup beni kaldırdı.

Gözlerini bende biraz daha tutup gülümseyerek sınıfa "oturabilirsiniz." dedi.

Hâlâ kolumu tutan Alper'le beraber ben de oturdum.

"Noluyor oğlum bugün sana?"

Harbiden bugün bana noluyordu. Hissettiğim şeyler çok saçmaydı. Daha önce hiç böyle saçma şeyler olmamıştı. Kendime anlam veremiyordum.

"Kendine gel oğlum Ali."

Kendi kendime mırıldanıp yanağıma tokat attım.

"Bir tane de ben vurayım mı?" dedi.

Bana mı dedi?

Kafamı kaldırdığımda bana bakıyordu gözleri.

"Efendim? Bana mı dediniz?"

"İyi değilsen lavaboya gidebilirsin."

"Teşekkür ederim. İyiyim."

Kafasını sallayarak sınıfa döndü.

"Merhaba arkadaşlar. Ben bu sene tarih derslerinizde size eşlik edeceğim. Adım Timur. Yeni atandım sayılır. İkinci senem. Umarım sizinle beraber güzel bir sene geçiririz. "

Güler yüzlüydü ama yeni atanmış olması sıkıntıydı. Bana bir şeyler katabileceğini düşünmüyordum.

Dersin geri kalanında dersleri nasıl işleyeceğinden bahsetti. Nedense ona bakamıyordum. Baktığım zaman köyü hissediyordum. Kalbim sıkışıyordu.

Tahtaya odaklandığımı fark etmeden dersi bitirdiğini Alper'in kantine gideceğini söylediğinde anladım.

Kafamı sallayıp onu onayladım. Sınıfta kimse kalmamıştı.

O ve ben hariç.

"Adın ne?"

"Ali."

"Yanıma gelir misin?"

Kalkarken sıraya tutundum. Elim ayağım tutmuyordu.
Bana bir kağıt uzattı. "Buna arkadaşlarının her ders sonrası dersten memnun kalıp kalmadığını yazıp bana vermeni istiyorum. Yapar mısın?"

Bunu sorarken sorduğu soru bir kulağımdan girip öbüründen çıkmıştı.

Çünkü gözlerinin güzelliğine dalmıştım. Kirpikleri uzun ve tek tek ayrılmıştı. Sanki biri özenle yerleştirmişti. Uzaktan bile parıl parıl olan gözleri yakından daha güzel bir kahverengiydi.

"Olur mu Ali?"
Yüzüme dikkatli bakarken sorusunu yenilemişti. Usulca kafamı sallayarak onayladım.

Teşekkür edip sınıftan çıktı.

Kapı kapandığında bir gerçekle baş başa kaldım.

O çok güzeldi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 01, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

tarihi sevmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin