Geri Dönüş

312 62 249
                                    



Oy vermeden geçmeyin olur mu? :)

Ülkemizde yaşanan depremler için çok üzgünüm. Geçmiş olsun TÜRKİYEM. Umarım bir yan önce toparlanırız. Ben bu satırları yazarken burada bir deprem oldu. 3.8 şiddetinde bir deprem olsa da gerçekten çok korktum. Şimdi 7.8 , 7.7 şiddetli deprem yaşayanları daha iyi anlıyorum. Ben 3.8 den bu kadar korktuysam siz kim bilir neler yaşadınız): Allah yardımcınız olsun. Bu yaşadıklarımızı unutmayalım, unutturmayalım.






" Hayır! Ne olursa olsun ben Asel Gonzales'im. Kraliçe Lena'nın hayatta olan tek prensesi. Ve halkımı korumak benim görevim." dediğim an etrafımızdaki kara bulutlar dağılarak yerini saflığa, beyaza bıraktı.

" Neler oluyor?" Korkunç gölgenin söylediği şeyle gülümsedim.

" Kimse benden gerçekliğimi alamaz! Kimse!"

Bağırarak söylediklerime gölge korkuyla baktı ardından bedenimde çıkmayı bekleyen aurayı istekle saldım. Kaçışan yaratıkların çığlıkları giderek azaldığında bu sefer beyaz bulutlara çekiliyordum. Ben hala ayaktaydım ve hala yıkılmamıştım. Bu sefer yıkılmadan geliyordum. Ben halkımın ve bana yapılanların intikamını almadan ölmem. Ölmek gibi bir hataya düşersem yeniden dirilip ayakta kalmasını bilirdim. Şimdi sıra benim oyunumdaydı...

♡♡

Düşüyordum... Evet, tek kelimeyle düşüyordum. Birden altımda bir portalın açılmasıyla soğuk havaya doğru çekildim. Bedenime nüfuz eden soğuk havayla derin bir nefes aldım. Bedenim havada asılı öylece dururken sabit kalmaya çalışarak etrafıma baktım. Ben... 5 Element Krallığındaydım. Gözlerim kırık dökük evlerin üzerinde gezdiğinde içim burkuldu. Mahvolmuştu... krallık, evren mahvolmuştu. Gökyüzü vahşetin rengine bürünmüştü. Gökyüzü haykırırcasına gürlüyordu. Yerde derin yarıklar vardı ve her yer kurumuştu. Bir uğultu duyduğumda arkama döndüm. Bir çok ruh başı boş dolaşıyordu. Düzeltmeliydim. Ne olursa olsun düzeltmeliydim. Hemen sağ tarafıma baktığımda her yerin sular altında kaldığını gördüm.

Aşağı inmek için kıpırdandığımda hiçbir hareketlilik olmadı. Bir kez daha çırpındığımda 1 santim bile kıpırdayamamıştım. Cidden, burada asılı mı kaldım? Burada, yerden 10 metre yükseklikte.

"Of! Hadi ama, aşağı inmeme izin ver." dedim çırpınırken

Rüzgarın hafif esişini hissettiğim de birden boşluğa çekildim. Çığlık atarak yere düşerken gözlerimi kapatıp Havaya seslendim.

"Bunu kastetmemiştim!"

Yere çakılmama santimler kala Hava'nın beni tutmasıyla tuttuğum nefesimi verdim. Aklı sıra gittiğim için intikam alıyordu. İntikam alması gereken kişi bendim, o değil. Sanki ben istedim gitmeyi. Yere yavaşça sırtüstü bıraktığında ellerimi çırpıp ayağa kalktım. Hava geleceğimi biliyordu. Onları asla bırakmayacağımı biliyordu...

Karşımda insan formuna bürünmüş Hava'yı ve Ruh'u görmemle şaşkınca gülümsedim. İnsan şeklindelerdi ama Ruh'un bedeni ruhtan, Hava'nın bedeni rüzgardandı. Hava'nın bedeni hafif açık mavi olmasa orada olduğu anlaşılmıyordu. Savrulan rüzgardan oluşmuş saçları uzun ve dalgalıydı. İnce ve kıvrımlı bedeniyle çok güzel bir kadına benziyordu. Şuan karşımda Hava'nın sembolize edilmiş hali yoktu. Şuan karşımda Hava elementinin kaynağı vardı. Ruh ise gri bir dumandan oluşmuştu. Bedeni iriydi ve kocaman kasları onun erkek olduğunu adeta haykırıyordu. Şaşkınlıkla ikisine bakarken önümde referans yaptılar.

"Prensesim, geleceğinizi biliyordum." dedi Hava gülümseyerek.

"Ben söylemesem geleceğin yoktu Hava." dedi Ruh erkeksi bir sesle. Gözlerim ikisi arasında mekik dokurken Hava homurtular çıkardı.

İNTİKAM ATEŞİ(tamamlandı)Where stories live. Discover now