[15]

1.1K 95 190
                                    

2023

"Biz evleniyoruz."

Birlikte geçirdiğimiz günler gözümün önünden film şeridi gibi geçti.

Bazen bazı cümleler kalbine hançer gibi saplanır. Çıkarmak istersin ama başaramazsın. Oynadıkça canını daha da yakar.

Neden böyle olmuştu ki ? Ben sevince ne değişmişti de mutlu sonla bitmemişti bu hislerim ? Başkası sevince pekâlâ da oluyordu. Süslü kalemler o güzel sonları tek seferde yazıyordu. Belki de benim kalemim baştan kırıktı.

Kalbim bu denli ağırırken birleşik ellerinze bakmak, hatta gülümsemeye çalışmak ne kadar ağır.

"Ah gerçekten sizin adınıza çok sevindim. Umarım sonsuza kadar mutlu olursunuz."

Evet mutlu olabilirsiniz, olun da zaten. Ama çok sevindiğim falan yok. Kim sevinebilir ki böyle bir durumda ?

Bir ay önce itiraf için kapına geldiğimde -Jiyeon'la barıştığını duymama rağmen- sana hislerimi haykırmalıydım. Ben ne yaptım ? Yine yalancı gülümsememle 'çok sevindiğimi' söyleyip eve gittim. Kalan yine içimde kaldı. Bununla yaşamak daha zor. Hiçbir şeyden haberdar olmaman daha zor.

Sensiz ne yapacağım ben Yang Jeongin.

"Kusura bakmayın iş yerinde bir sorun çıkmış kalkmam gerek."

Tamamen yalandı. Bugün bu toplaşma için özel olarak izin almıştım. Çünkü hem benim ailem hem de Jeongin'in ailesi gelmişti. Güzel bir gün geçireceğimizi sanarken, Jeongin'in Jiyeon'la gelip evleneceğini söyleyeceğini nereden bilebilirdim ki ?

Jeongin hızla yanıma geldi.

"Lütfen halledip hemen gel."

Zorla da olsa gülümsedim, "Denerim."

Adımlarımı hızlandırıp kafeden çıktım. Zorla tuttuğum göz yaşlarım çoktan yanaklarımdan süzülmeye başlamıştı bile. Arabama bindim. Yaşlarla dolu gözlerim görüş açımı bulanıklaştırsa da sahile sürdüm.

Denizin karşısında bir banka oturdum. Ağladım, ağladım ağladım. Başka ne yapabilirdim ki ?

Gitmeliydim bu şehirden, hatta bu ülkeden. Tam şuan buna karar vermiştim. Hali hazırda gelen bir teklif vardı zaten. Sırf sevdiklerim burada diye kabul etmemiştim. Artık beni buraya bağlayacak bir neden kalmamıştı. Amerika'ya gitmem için önümde bir engel kalmamıştı. Çünkü artık Jeongin yoktu.

Ben bugün hem sevdiğim adamı hem de çocukluk arkadaşımı kaybetmiştim.

---

"Jeongin, baksana burası gölgelik oturabiliriz."

Amerika'ya uçak bileti almıştım çoktan. Akşam saatlerinde artık buralarda olmayacaktım.

"Olur sincabım oturalım."

Son kez Jeongin'le vakit geçirmek istemiştim. Daha gideceğimden bile haberi yoktu.

Olanlar için onu suçlayamıyordum bile. Evet onu sevdiğimi anlamaması aptallıktı. Zaten o aptal bir tilkiydi. Hem anlasaydı da bir şey değişmeyecekti ki. O hâlâ Jiyeon'u sevmeye devam edecekti. En azından birlikte güzel zamanlarımız olmuştu. Bir şeyler bilseydi eminim ki aramız böyle olmazdı. Sonu ağır olmuştu ama öncesi hep çok güzeldi.

Çimenlere oturup evden getirdiğim kapları açtım. Biraz kek ve poğaça. Yanına da meyve suyu.

"Birlikte ne güzel zamanlar geçirdik, değil mi ?"

Childhood Love | Yang Jeongin Where stories live. Discover now