Sokojiko Çölü'ne Hazırlık

16 10 0
                                    

İlk defa çöle gideceğim ve hazırlığa nereden başlayacağımı bilmiyordum ama şöyle düşündüm sonuç olarak çöle gidecektik ve çölde en lazım olan şey neydi tabiki de suydu hemen çantamı sularla doldurmuştum başka neye ihtiyacım olur diye düşündük e elime silah herhalde alıcaktım ne olur ne olmaz boş kalmaktan iyidir sonuç olarak güçlerimin ne zaman çıkacağı belli olmuyor başka ne alsam ki acaba diye düşündüm ve aklıma bir şey gelmedi yanıma bolca su ve arena da kullandığım daha doğrusu kullanma amacı ile aldığım silahımı alarak çıkmıştım ve köy merkezine gelmiştim köy depocusunun önünde duran Karius'u görmüştüm ve direk onun yanına gelmiştim düşünceli bir şekilde önündeki eşyalara bakıyordu beni farkettiğin de bakışlarını eşyalardan bana çevirmiş ve gülümseyerek konuşmaya başlamıştı

Karius:
— Ooo Efti hanım hızlıyız biraz.
Eftelya:
— Yani aslında yanıma ne alsam bilemedim bolca su ve yanıma kılıç aldım ne olur ne olmaz.

Dedikten sonra elimdekilere bakıp güldükten sonra tekrardan gözünü eşyalara gezdirip konuşmaya başladı

Karius:
— İyi yapmışsın su alman mantıklı olmuş.
Eftelya:
— E sadece su almam mı mantıklı yani ?

Karius kaşlarını hafif çatmış ve depocuyla konuşmaya başlamıştı o depocu ile konuşurken ben de o sıra eşyalara göz gezdirme fırsatı buldum bu eşyalar cidden sağlam silah ve zırhlarla doluydu benim gözüme diğerlerinden ayrı yerde duran kendisi siyah olan zırhın rengine inat parıl parıl parlaması dikkatimi çekmişti normalde siyah zırhlar fazla bulunmaz zaten kullananı fazla çıkmazdı ama hepsinden ziyade bu kadar parlaması normal değildi çünkü hani duyduğum kadarıyla kullanan birkaç kişi vardı ve onlarınki de böyle parlamıyor hatta çoğu kişi zırhın paslı olduğunu zannederek her ne kadar suratlarına söylemeseler de köy meydanında dedikoduları geçiyordu çünkü bu zırhı kullanan kişiler yüksek tecrübeli insanlardı o yüzden kimse fazla bir şey diyemiyordu ve başka bir dedikodu da şu şekilde bu siyah zırhlar imparatoru parçalayan kara büyücü ile birlikteydi yok olduğunu çünkü onun sembolü olduğunu söylüyorlardı ama tabiki de yalanlanmıştı bu durum çünkü başka bir rivayete göre bu zırhlar kara büyücü den çok daha önceden var olduklarını fakat kimse lanetli ormanı geçemediği için alamadıklarını ve çoğu kişi de cesaret edip giremediği için artık popülerisi düşmüş bir zırhtı galiba Karius göründüğünden çok daha tecrübeli belki de bir şampiyon derecesindendir acaba sorsa mıydım? Diye düşünürken Karius zırha takıldığımı farketmiş olmalı ve her zamanki enerjik ses tonu ile konuşarak beni düşüncelerimden arındırmıştı

Karius:
— Eftelya çok beğendiysen sana verebilirim fazla ederi yok zaten.

Demişti dalga geçerek ben onun enerjik sesine karşı gözüm zırhta kalarak ona sormuştum

Eftelya:
— Karius senin tam olarak ne seviye de bir tecrübeye sahipsin?
Karius eline bir kaç silah almış ve onları toprağa saplaryarak benim aksine bana bakarak her zamanki ses tonuyla cevap vermişti

Karius:
— Eftelya bu zırh üzerine duyduğun dedikodular sonucunda ilgini çektiğini ve seni meraklandırdığının farkındayım ama şunu unutma her duyduğun şey doğru değil zaten adı üstünde dedikodu dan ibaret benden korkmana gerek yok yani ısırmam seni.

Deyip kahkasını patlatmış ama sorumu cevapmamıştı Karius garip biriydi sanki gerçek tecrübesini göstermek istemiyor gibi bir hali vardı peki neden? Normalde yüksek tecrübeli olan insanlar tecrübelerini gösterip böbürlenirlerdi böbürlenmeseler bile mutlaka kendilerini belli ederdi fakat bu durum Karius için geçerli değil aslında ben de bu zırhı görmesem onun yüksek tecrübeli biri olduğunu tahmin edemezdim bu düşüncelerimi Karius bölmüştü elindeki zırhı gösterek

Karius:
— Bir 5 dakikaya gelirim tamam sen beni bekle burada hemen gelirim.

Demiş ve gitmişti o gittiği anda depocu da depoyu kapatmış güler bir şekilde kişilerin depolarını açmalarını bekliyordu.
Eh onun da işi buydu sonuç olarak değil mi ?
Diyip ağacın altına oturup diğerinin gelmesini beklemeye başladım.

Yeniden DoğuşWhere stories live. Discover now