2. bölüm

26 6 2
                                    

Bir şeyi kaybetmek çok kolaydı. Kaybettiğin zaman da geri istemek.

Banyonun soğuk fayansına çöküp, kafamı duvara yasladım. Üşüyordum ama üşüdüğümü umursamamı sağlayacak bir kuyruk acım vardı . Bunu düşününce gülümsemek geldi içimden.

Sonunda ayağa kalkmaya karar verdiğimde belki de saatler geçmişti. Yavaş hareketlerle ayağa kalkıp, aynı yavaşlıkla üstümü giyinmeye başladım. Sanki ona gidiyormuş gibi hazırlamaya başladım. Özenle taradım saçlarımı. Son kez aynadan baktım gözlerime. Pişmanlık dolu, kırmızı gözlerime.

Üstüme onun en sevdiği ceketimi giydin. Sonra öfkeyle üstümden yaka paça çıkarttım ceketi. Her yaptığım şeyde o vardı. Her hareketimde...

Öfke insana tehlikeli bir güç verirdi. Bedenen değil ruhen hissederdi insan gücü.

Ceket giymemeye karar verip, kapıdan çıktım. son kez görüşürüz diye umduğum psikolog' umun yolunu tuttum. Kapıyı çalıp, yavaşça içeri giydim. Her Zamanki gibi beni bekliyordu. Artık yaşlılıktan kısılmış gözleriyle beni takip etti. koltuğa oturduğumda bana döndü. Konuşmayı ilk ben başlattım:

"Her şeyden beni suçladığınız çok bariz."

"Yine mi bunlar Jeff?"

"O bulunana kadar yine bunlar."

"O halde ne yapmayı öneriyorsun?"

"Bilmem. En azından burada benimle vakit kaybedeceğinize onu bulmaya çalışabilirsiniz."

"Zaten onu arıyoruz Jeff"

"Çörek yiyip, kahve içerek mi?" Başımla masadaki kutuları gösterdim.

"Bence bugünlük bu kadar yeter" onayla başımı salladım.

"Bende öyle düşünmüştüm. Umarım bu son görüşmemiz olur." Ayağa kalkıp, son kez ona baktıktan sonra kapıdan çıktım. Dışarı çıktığımda tek aktivitem olan resim yerine yürüyüş yapmaya karar verdim. Ormana doğru ilerledim en son onunla burada yürümüştük. Bir sürü anımız vardı ve anılar hep can yakardı.

Yavaşça ormanın derinliklerine ilerlerken birden çalılıklardan bir ceylan önüme fırladı.

Oldukça tatlı olduğunu düşünürken onunda oldukça korkmuş olduğunu fark ettim ve ayağının birinden kanlar damladığını gördüm. Ceylan kaçmaya hazırlanırken bu seferde çalılıktan büyük bir Kurt Ceylan'ın üzerine atladı. Hızlıca ceylanı parçalamaya başladı.

Artık bu görüntü midemi bulandırırken arkamı dönüp, kaçmaya başladım. Bir saniyelik kafamı arkaya çevirdim ve kurdun hızlı bir şekilde arkamdan geldiğini gördüm. Her saniye aramızdaki açıklığı kapatıyordu. Artık koşacak dermanım kalmadığında o zaten beni ayağımdan yakalamıştı.

BÖLÜM SONU

İYİ GÜNLER...

FİNİFUGALWhere stories live. Discover now