Yabancı

34 5 8
                                    

odamda oturuyordum. telefonla video oynarken şarjı bitmişti.

"kahretsin"

kalkıp şarj aletimi aramaya koyuldum.

"hangi cehenneme koydum ben bunu ya?"

adaptörü buldum ama kablo ortalıkta yoktu.

"hangi oros çaldı lan kablomu"

tam odadan çıkıp anneme atarlı bir şekilde sormaya giderken 16 yaşında olduğumu ve ağzıma sıçabileceğini hatırladım.

"düzgünce çıkıp sormak daha mantıklı gibi.. bela almam en azından başıma"

kapıyı açmak için kola doğru elimi uzattığımda, arkada mor bir portal belirdi. bir anda "noluyor amk?" dedim. ama evet, içimden. annem duysa siker belamı. portala doğru yürüdüm. (yıl olmuş 2023 amk gitme mal mısın ya.. ama dur yazan bendim dimi.. neyse boşverin burayı)

portalla aramda neredeyse 1 metre falan vardı ve çekim kuvvetine kapılıp içine girdim.

"ANNENİ SİKEYİM."

bi' anda kendimi karın üzerinde buldum ve portala girmek için arkamı döndüğümde portal kayboldu.

"YO YO YO HAYIR HAYIR.. BEN BURADA SIKIŞTIM MI ŞİMDİ HAYIR FUCKK"

burası neresiydi böyle? soğuktu, buz gibi.. aklımda binbir soru vardı. o portal beni neden buraya getirdi. buranın amacı ne. ve daha nicesi..

"ilerlemeye başlayıp kalıcak sıcak bir yer bulmalıyım yoksa ölücem. götüm dondu amına koyayim.."

biraz ilerledim ve her yerin toz olduğunu gördüm. garipti. etraf loş bir ışıkla kaplıydı. her yer toz ve buranın havası aşırı boğucu derecede negatifti. en azından bana öyle hissettiriyordu.

biraz daha ilerlediğimde, bir tabela gördüm.

"ne yazıyo lan orda? 'karaltana hoşgeldiniz?' karaltan nedir amk. ayrıca hangi oçun yazısı bu amk zor okudum. burada insan var mı acaba ya.."

biraz daha ilerlediğimde, terk edilmiş havası veren binalar vardı ve çok az ileride küçük mor kazaklı birini görüyor gibiydim. tedirgin hissedip biraz daha yaklaşmak istedim. ve yakına geldiğimde bazı sesler duydum.

Papyrus: SANS SORUNUN NEYSE ÇÖZEBİLİR. BU DELİLİĞE BİR SON VER ARTIK. LÜTFEN KARDEŞİM.

Dust: anlamıyorsun.. çözemeyiz.. bunu defalarca denedim kardeşim.. hem, o insanın seni öldürmesindense.. benim öldürmem daha iyidir.. değil mi?..

Papyrus iç çeker ve yanıtlar: SEN MUTLUYSAN KARDEŞİM, BEN DE MUTLUYUM..

dust, papyrus'a son bir blaster atarken, önde chara'nın kontrol ettiği frisk sinirden deliye dönüyordu. papyrus toza dönüşerek öldü ve ardından dust oradan uzaklaştı.

"b-ben az önce ne gördüm.. iskeletler? b-bekle öldü mü o?.. bu demek ki.. ölenler toza dönüşüyor.. ve o yerlerde duran tozlar.. hepsi eskiden yaşıyordu.."

aklımı kaçıracaktım, çıldıracaktım. neydi bütün bunlar? anlamıyordum.

"hassiktir lan.. n'oldu amk az önce.. allahım kafayı yicem fuckk!"

delirmiş gibiydim. o yoldaki tozların hepsi bir zamanlar canlıydı. şimdi ise karşımda bir insan, "kardeşim" dediği iskeleti öldüren diğer iskelet, aklımda cevapsız sorular ve o insanla konuşmam gerektiği vardı.. peki ya, o iskelet beni görürse?.. içimi ürpertiyordu bu..

yürümeye devam ettim. o iskeletin öldüğü yere kadar gelip bir cesaretle tozlarına dokundum.

"hâlâ çok sıcak.."

ensemde bir nefes hissederek irkildim. çığlık atmamak için kendimi zor tutarken, "lütfen bu o iskelet olmasın, insan gelmiş olsun lütfen.." diyerek dua ediyordum. kafamı çevirecektim ama korkuyordum. gözlerimi kapatıp derin nefes almaya başladım. korktuğum her halimden belliydi.

Dust: konuş.

hassiktir, bu onun sesiydi. az önce kardeşini öldüren iskelet.. ne yapıcam diye düşünürken iskelet enseme daha çok yaklaştı ve kulağıma fısıldadı.

Dust: konuşmayacaksan, ebediyen susturabilirim seni. biliyorsundur bunu, değil mi? ne yaptığımı gördün sonuçta. sahi kimsin sen? yenisin galiba. chara'nın yeni kuklası falan mısın ha?

bu kadar konuşacağını tahmin etmiyordum. çok korkunçtu. chara dediği de kimdi ki? az önce gördüğüm insan mı? iskeletin sesi beni kendine çekiyordu ama o bir katil ve üstelik iskelet. ne düşünüyorum ben tanrım? hayır, olmaz. kendine gel Y/N..

"b-ben.. buraya şey.."

sesim çok titriyordu, konuşamıyordum. dümdüz sordum.

"a-adın ne? b-ben Y/N.."

Dust: heh.. bunu daha önceki zaman çizelgelerinde sorsaydın, dümdüz 'sans' derdim. ama hayır, bana dust diye hitap et. ayrıca, şu insanı tanıdığını sanmıyorum. yoksa yanında duruyor olurdun. 5 metre arkasında saklanmazdın.

"p-pekala dust.. bana zarar vermezsin, d-değil mi? (yumuşama aq özürlüsü sikicem belanı. az önce kardeşini öldürdü izledin amk ne yaşıyorsun. ne bu güven?) bir dakika dust.. toz demek değil miydi?.. ayrıca zaman neyi dedin sen? o ne be?

dust bir kahkaha patlattı. ardından eğildiği kulağımdan doğrulup yanıma geçti. neden bilmiyorum ama gülüşü tatlı gelmişti.

Dust: bu kadar saf olacağını sanmazdım. tamam zararsızsın sen. bir şey yapacağımı sanmıyorum. ayrıca belli ki ilk gelişin.

"yani.. odamda açılan o mor portal beni çekip kar dolu bir yere getirdi ama.. bilmiyorum.."

Dust: harabelerin çıkışı mı? evet, garip hissetmiştim ki ancak oradan buraya gelmen bu kadar uzun sürebilir.

"b-bilmiyorum.."

Dust: aklıma geldi de Y/N.. seni öldürmemem için bir sebep yok. tabii bana yardımcı olursan, hayatta kalırsın. kapiş?

dust bir anda karşımda dikilmiş bana elini uzatıyordu. zarar vermeyeceğine emin olamazdım ama başka şansım da yoktu. ölmek için çok gencim. elini sıktım.

"a-anlaştık.."

(yoruldum yeto biraz dinlenip ikinciyi yazarım.)

(757 kelime)

Dust x Reader | BittiOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz