1. Bölüm

44 4 0
                                    

Beğeni ve yorum bekliyorum.
İyi günler diliyorum..

Zayi Edilen Aşklar

Köşeden döndüğümde elimdeki poşeti diğer elime aldım. Telefonumu da çantamın içine sıkıştırırken bir yandan da konuştum.

"Sesim geliyor değil mi?" kulaklık taktığım için bir de telefonumu da çantama koyduğumdan sesimin gidip gitmediğinden emin değildim.

"Geliyor."

"İyi o zaman, anlat bakalım." yavaş adımlarla ilerlemeye devam ediyordum boş sokakta. Okuldan dönerken marketten atıştırmalık bir şeyler almıştım. Gece sınavların bitmesini kutlayacaktım. Finaller umduğumdan zor geçmişti, büte kalmasın diye çabalayıp durmuştum.

"Ne olsun aşkım, bildiğin gibi eşyalarımı topluyorum işte. " Sare benim en yakın arkadaşımdı ama üniversite için ayrı düşmüştük. Ben yaşadığımız şehirde devam ederken o başka şehre gitmişti fakat bu bizim aramızdaki bağın daha da güçlenmesine neden olmuştu.

"Hastaydın, nasıl oldun?" o sırada arka arkaya öksürdü.

"Anladığın üzere pek de bir değişiklik yok. Yaz geldi mi hasta olmayı beceren nadir insanlardanım."

"Sen gel de ben seni iyi ederim." kısık sesli kahkahasını duydum. Sibel ablanın kuaförünün kapısına geldiğimde bu sefer o sordu.

"Sen ne yaptın, bir gelişme var mı?" sanki o görecekmiş gibi başımı hızla iki yana salladım.

"Nasıl bir gelişme istiyorsun aşkım sen?" siteminde haklıydım, kuaförün kapısını açmak için itelediğimde kapının kilitli olduğunu fark ettim. "Kapı kilitli."

"Nerenin?"

"Sibel ablaya gelmiştim." dediğimde aklıma bugünü salı olduğu geldi. "Salı ya bugün kapalı."

"Ararsan iner Sibel abla." dedi, bizi kırmazdı gelirdi ama rahatsız etmek istemedim. Daha sonra da uğrayabilirdim. Sibel abla mahallenin kuaförüydü ama o kadar iyi niyetli birisiydi ki genç yaşlı herkes onun sadece sohbeti için bile yanına gelirdi.

"Yok ya ben sonra gelirim." geri dönüp yoluma devam etmeye başladım. Hemen çaprazımda kalan mahalle kahvesinin önünde oturanları görünce adımlarımı hızlandırdım, kimse ile konuşacak halim yoktu. "Kahvenin önü dolu.." diye mırıldandım.

"Kim var?"

"Emre var." dediğimde neredeyse cırladı.

"Ya ben onu arıyorum açmıyor, oralarda geziniyor." Emre, Sare'nin erkek kardeşiydi. Emre arkadaş çevresinden sebep bazen arkadaşlarından ve ailesinden uzak kalıyordu. Okulu bıraktığından ablası sürekli kızıyor, aklına her gelmesinde esip gürlüyordu kardeşine. "Zaten ona çok kızgınım."

"Emre'nin yanında takılan birkaç kişi daha var." diye mırıldandım, o tarafa bakarak. "Hani şu uzun saçlı olan ve Murat." gözlerimi kırıştırdım, uzağı göremediğimden net görmeye çabaladım. Sırtı dönük olan biri daha vardı ama onun kim olduğunu bilmediğimden yorum yapmadım. Geniş omuzlu, kısa saçlı birisiydi. Diğerlerinin haline bakılırsa oldukça neşeli bir sohbetin içindeydiler.

"Uzun saçlı olanın adı Serkan sanırım." dedi Sare. Çok ilgilenmediğimden devam ettim yoluma. Hafif yokuşlu yolun başına geldiğimde kahve geride kalmıştı.

"Sanırım." dedim. Biraz ilerledikten sonra Emre'nin seslendiğini duydum. "Abla!"

"Emre, "dedim Sare'ye. "Bana sesleniyor." onun da yanına birisi gelmiş olmalı ki kısa bir süre ses vermedi bana. Arkamı hafif döndüğümde Emre'nin hızlı adımlarla bana doğru yürüdüğünü gördüm. Olduğum yerde onu beklerken Sare araya girdi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 01, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

AŞEKA~Bir Mahalle HikayesiWhere stories live. Discover now