1.6

3K 93 48
                                    

Bilgisayar programları ile aranız nasıl?🫀

"Şimal önemli değil! Bak gerçekten Bartu'yla konuşurum ben. Birlikte olabiliriz." Kafama iki yana olumsuz bir şekilde salladım ve eteğimin üstünden bacağıma tırnaklarımı geçirdim.

"Kızım salak mısın? Buse başka zaman olur Bartu'yla. Ozan'la mı olacaksın gerçekten?" Fulya bacağımda ki eli alıp avcuna hapsederken hem kızıyor hem de gülümsüyordu destek vermeye çalışırken. Bilerek yapmadığımı biliyordu, yoksa neden kendim bile isteye canımı yakmaya çalışsaydım ki? Elimde değildi bacağımda ki yaraları yapmak.

Şuan Oğuzhan hocanın dersinde ve bilgisayar atölyesindeydik. Birazdan dergi grupları tam olarak belirlenecekti ve Ali benimle eş olmayı reddedtiği için şuan tek başımaydım. Kimle olacağım hakkında en ufak fikrim yoktu. Ozan'la olmak istemediğim kesindi ama...

"Belki Ozan dışında başka birisi de vardır grubu olmayan... Hem ben sadece Buse istiyor diye kabul etmedim ki zaten. Yalan yok. Bende Ali ile olmak için kabul ettim. Yapacak bir şey yok. Olmadıysa olmadı."

"Başka kimse yok, biliyorsun..."

"Piç ya! Kabul etse ölürdü. " Diye fısıldayarak göz devirdi Fulya. Hafifçe omzuna vurarak, kaşlarımı çattım. "Susar mısın ya? Benim mallığım zaten. Ben onun yerinde olsam var ya... Daha beter ederdim beni."

"Abart." Yağmur kafama vurunca yanımda ki Fulya'nın kafasını çarptım çokta sert olmayacak şekilde. İkimizde aynı anda kafamızı tutunca kahkahalarımız birbirine karışmıştı koca atölyede. Telefonlarımıza aynı anda bildirim gelince hepimizin dikkati oraya çevrilmişti.

Ahmet Okul

Ahmet Okul: şşt konuşmayın lan!

Şimal çevrimiçi

Ahmet Okul çevrimdışı

Şimal çevrimdışı

Mesaja kıkırdarken gözüm ister istemez bizim karşı sıralarımızda oturan gruba kaymıştı. "Lan keriz! Şizofren misin hepimize aynı mesajı atıyorsun?" Ahmet Fulya'nın sesine hiç kafasını kaldırmayarak parmağını sus çizgisine götürdü. Fulya bu duruma daha çok sinir olunca elinde döndürüp durduğu kalemi çocuğun kafasına tam isabet attı. Onlar kendi aralarında didişmeye başlarken benim bakışlarım Ahmet'in hemen yanında ki Ali'ye kaydı.

Kaşları yine çatıktı. Önünde ki bilgisayardan büyük ihtimalle yaptığı tasarımı gerçek bir sinirle devam ediyordu. Sandalyesine rahatça yaslanmış, kendini masaya iyice yakınlaştırmıştı. Loş ışıkta, karanlık sayılabilecek sınıfta bilgisayadan ona yansıyan ışıkla o kadar güzel görünüyordu ki... Sakin ol Şimal.

"Evett! Gruplar belli değil mi arkadaşlar? Kimin grubu yok, var mı grubu olmayan?" Daldığım noktadan beni ayıran ses Oğuzhan hocaya aitti. Sorduğu soru ile somurtmayı unutmayarak elimi kaldırdım istemeye istemeye. "Vay Şimal'im... Söyleseydin olurduk ya grup?" Arka taraftan ağzını gere gere konuşan Ozan'a kendimi tutamadan sinirli bir şekilde hızlıca döndüm. Hiç samimi gelmeyen bir gülümseme ile eli yukarda bana bakıyordu, hapsam. "Kes bir sesini ya!"

"Başka yok mu grubu olmayan? O zaman siz iki-"

"Hocam, bende varım." Hocanın sesini net bir ifadeyle kesen kişi Ali'nin sesiydi. Gözlerim kocaman açılırken karşımda kalan Ozan'la aynı anda onun olduğu tarafa döndük. Bir eliyle hala bilgisayar faresi ile uğraşırken, bir kolunu dirseğimi masadan kaldırmaya tenezzül bile etmeyerek havada tutuyordu. Fulya ve Buse imalı imalı kafalarını aynı anda bana çevirdiklerini hissederken kaşlarımı çattım. Niye bunu yapıyordu şimdi?

"Ali? Seninde mi grubun yok? Tamam, bir bekleyin listeyi kontrol edeyim." Hoca ellerini ve mimiklerini her zaman ki gibi bol bol kullanarak masasına ilerlerken üçümüz de havada olan kollarımızı yavaşça indirmiştik. Oğuzhan hocanın favori öğrencisi tartışmasız Ali'ydi. İstediği tasarımları eksiksiz ve o kadar güzel yapıyordu ki... En son Instagram banner'ı hazırladığımıza tabiki ilk önce Ali'yi, sonra şaşırtıcak derece de benim tasarımımı beğenmişti. Hoca tahtaya benim görselimi yansıtıp, eleştirirken kimsenin ödevine bakmamıştı ama sıra bana gelince dikkatli bir şekilde sonuna kadar dinlemişti. Ve ben elbette hocayı bile dinlemeyi unutarak o süre zarfında onu izlemiştim.

"Tamam. Kararlaştırdım arkadaşlar, burayı bir dinler misiniz?!" Hoca ellerini çırparak sınıfın dikkatini çekince bana sürekli bir şeyler fısıldayan kızlarda susmak zorunda kaldı. "Ali, Şimal ve Ozan siz üçünüz takım olun. Tenefüse kadar konunuzu belirleyin ve hemen bana iletin!"

"Yuh!"

"Oha."

"Hocam öyle bize haksızlık olmaz mı? Benle Ali olalım, çok ister o. Değil mi, Alii?" Hümranın alaycı sesiyle kızların şaşkınlık nidaları birbirine karışmıştı. Sinir, gerginlik duygularını karışık bir şekilde yaşarken arkama yaslanıp, elimi bacağıma koydum. Bakışlarım alıştığı noktaya kayınca sakince ne diyeceğini bekledim. Ne kadar sakince beklediğim tartışılırdı ama... Tırnaklarımı bacağıma bastırırken, dişlerimi de var gücümle sıkmaya başlamıştım. O kadar çok hazırlamıştım ki her zaman ki gibi aynı cevap verecek diye. Ama öyle olmadı. Hümra'ya ters bir bakış atmış ve önüne dönmüştü. Sakin ol Şimal.

"Olmaz arkadaşlar. Bir şey değişmeyecek. Lütfen daha çok yormayın beni!"

🫀

Hümra Gün

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hümra Gün

Anladım, Anlamadım. (Yarı Texting) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin