CAN SIKINTISI

27 3 0
                                    

Uyurken bir kabus gördüm.Pislik bana dokunuydordu, yaptıklarını yapıyordu sonra ben istemediğimi söyledim.Gözlerimş zorla açtı ve bu görüntüyü görmek zorunda kalmışdım.Sonra hala isteyip istemediğimi sordu istemediğimi söyleyince hemen giyindi, ben çırıl çıplaktım ama önemsemedi sonra beni aşağıya indirdi, arabaya götürdü orda beni yolcu koltuğuna bağladı ve çakmak yakıp üstümde ve özel bölgelerime tuttu.Vicudum yandı ve ben inledim ama sesimi duymadılar. En son bir uçurumun kenarına gittik orda Tuğra zorla diz çöktürülmüştü ve ağlıyordu.Beni görünce dondu kaldı sonra uçurumun kenarına oturduldum kafama silah dayandı.Ve silah patladı...Benim cesedin uçurumdan düşerken Tuğra çok ağladı.En son Tuğra'nın sesi ile uyandım.Sonra acı içinde haykırdım.Ağladım yorgan ile üstümü kapattım sanki beni görmesini istemiyormuş gibi.Sonra Tuğra beni zorla sakinleştirdi ve şarkı söyleyerek uyuttu.

Sabah Tuğra ve İsmail'in konuşma sesleri ile uyandım.Zorlukla yataktan kalktım ve aynada kendime baktım makyaj ile uyuduğum için ve gece ağladığım için rimelim akmıştı.Ama umursamadım ölü gelin gibi mutfağa gittim.Bizimkilerin konuşmalarını duyduğumda olduğum yerde kaldım ve onları dinledim."Abi sen gece sevgili yenge hanımın inleme seslerini duydun mu?Abi konu ciddi biliyorum ama yenge hanım çok komik oldu!" sonra gülüştüler Tuğra başı ile İsmail'i onayladı.Onlar konuşurken sessizce odaya döndüm ve şarkı mırıldanarak odamdan mutfağa yöneldim.Geldiğimi duyarlarsa susarlardı çünki.Sonra İsmail ile göz göze geldik geri sendeleyip sandalye ile düştü sonra kalkıp bana baktı "Yenge alınma ama çok korkutucu duruyorsun." dedi.Yani ne var saçlarım darma dumansa ve rimelim akıp, kıyafetlerim çok dağalmışsa.Tamam birşeyler varmış."Sen bu yengeni bi de depresyonda gör.Korkudan bana yaklaşamazsın.Bir görünüşüm var ben bile bazen aynaya bakamıyorum." dedim.Tuğra bu cümlemden sonra bana şok olmuş gibi baktı.Galiba gördüğünden daha büyük depresyonlara girdiğimi bilmiyordu.Sonra yanlarına gittim.Ve oturdum Tuğra konuşmaya başladı."Ben çok acıktım.İsmail kardeşim sen acıkmadın mı?" dedi.Soruyu İsmail'e sorarken göz kırptı ama göremem için kafasını eymişti. Ben gördüm ama olsun.İsmail cevap olarak"Bende çok acıktım dünde hiçbir şey yemedim açıkçası." Dedi."Aşkım bize yemek yapsana çok acıktık biz!" dedi Tuğra.Sesi küçük bir çocuk gibi çıkmıştı ve kafasını arkaya yatırıp arkaya eğildi ve başını ters duracak şekilde benim göğüs hizama getirdi.Yüzünü yalvarma ifadesi bürüdü ve bana baktı."Bilmem yapambilirim belki hmmm.Düşündüm ve bende acıktığım için yapmaya karar verdim." dedim gittim ve buzdolabını açtım şok içinde dolaba baktım.Dolap bomboştu "Aşkım ağazını kapat sinek kaçar.Haha ne oldu şaşırdın?" dedi ağazım açık Tuğra'ya döndüm ve yavaşça ağazımı kapattım."Aşkım biz burda kaç gün kalacağız?" dedim."İki gün." Dedi Tuğra.Başım ile onayladım ve konuşmaya başladım "Şimdi markete gidiyoruz dolap boş çünkü, hadi gidelim!" diyip yürümeye başladığımda Tuğra benim kolumu tuttu ve bana baktı sonra anlamadım bakışı attım oda gözleri ile vicudum gösterdi "O zaman üstümü değiştireyim ve saçımı tarıyım ve gidelim!" dedim mutfaktan asker adımlarıyla çıktığımda İsmail ve Tuğra'nın gülüş sesini işittim.Hemen gidip üstümü değiştim, saçımı taradım yüzümü yıkadım ve yanlarına gittim.İsmail beni ilk kez bu kadar düzgün ve toplu gördüğü için gözüne şaşkınlık ifadesi oturdu.Ama bir süre sonra geçti, konuşmaya başladı Tuğra."Aşkım hazırsan çıkalım." Başım ile onayladım ve çıktık, ben yine arkaya oturdum.İsmail yanıma oturdu Tuğra sürücü koltuğundaydı."Neler alacağız yenge hanım hahaha! Abi ben böyle konuşamam olmaz böyle!" dedi bende konuşmaya başladım."Sen bana en mantıklısı dümdüz 'yenge' de.Ve size çok güzel bir sofra hazırlayacağım.Her yer dolu olacak tabağa yer bulursanız şanslısınız!" İşte biraz konuştuk falan filan derken markete geldik ilk olarak ben içeriye girdim ve bir araba aldım bizimkiler arkamdan yavaşça gelirken ben raflara baktım, ucuz, lezzetli ve bizi zehirlemeyecek sağlıklı şeyler almaya çalıştım.Yanıma aldığım arabanın yarısı marketin yarısını dolaştığımda dolmuştu.Peşimden Tuğra gelip "Aşkım raflara uzun uzun bakıp beş altı şey alıyorsun.Bence sen ne yapacağını bilmiyorsun!Değil mi, illaki boşa kalacak malzeme vardır!" dedi başıma olumsuz anlamada sallarken raftan birşeyler aldım bir yandan da konuşmaya başladım"Bence hiçbirşey boşa çıkmayacak.İkinci gün giderken dolapta ya yemek artığı ya da içecek kalır ama pakette olan hiçbirşey olmayacak!" sonra kasaya gittim ödeme yaptık hepimizin elinde ikişer üçer tane poşet ile çıktık.En son hepsini arabaya yerleştirdik ve eve döndük."Aşkım, İsmail şimdi, siz mutfağa ölseniz bile, yok öyle birşey olursa girin, neyse işte içeri girmeyin!" dedim poşetlerle mutfağa gittim ve yemekleri yapmaya başladım.

İki saat sonra...

Ben tüm yemekleri yaparken bizimkiler oturmaya devam etti sonra mutfak camını açıp odayı havalandırdı bir yandan masayı hazırladım.Hazırladığım yemekleri tek tek yerleştirirken yaptıklarımı saydım "Pancar çorbası... Salata... Haşlanmış tavuk...Kızarmış patetes... Et sote...Kalem börek(sigara böreği) ...Yaprak sarma... Mantar...Balık...Makarna...Pilav! Bu kadar umarım az olmamıştır!" diyerek dudağının kenarını dişledim."Yeter herhalde ya, üç kişiyiz." diyerek camları kapttım bulaşıkları makineye koydum etrafı sildim ellerimi yıkadım ve mutfağın kapısını açtım."İsmail, Tuğra gelin bakalım!Umarım yemek yeter." son cümleyi söylerken fısıldadım ama Tuğra duymuş olacak ki "Bence yeter!" dedi sonra kalkıp yanıma geldi yanağını öpüp mutfağa gitti.Ardından İsmail aç gözlerle kokuyu içine çekerek içeri girdi.İkiside sofraya oturdu sonra İsmail'in gözleri büyüdü "Yenge!Ağazım sulandı, ben yiyeceğim valla dayanamayacağım!" diyip hemen yemek yemeye başladı "Yenge eline sağlık çok güzel olmuş!" dedi "Afiyet olsun İsmail ama, boğulacaksın yavaş ye!" dedim sonra bende oturdum ve yemek yedik.Yemekleri bitirmek çok uzun sürmedi çünkü yenilecek kadar yaptım.Yani malzemelere ona göre aldım diyelim.Yemekten sonra ben bulaşıkları masadan tek tek alıp yıkamaya başladım o sırada İsmail ve Tuğra kendi aralarında maç konuşuyorlardı İsmail laf arasında "Abi siz evlenseniz var ya yaşadın.Mis gibi yemek yapıyo yenge.Ben olsam çoktan nikahı basmıştım! Aa yaşımız yetmiyordu dimi olsun.Hahayt!" sonra İsmail ve Tuğra gülüştüler ben halen daha masayı toplama derdindeyim İsmail "Yenge robota bağladın yavaş topla atla kovalamazlar korkma!" dedi ve sohpet döndüler.Elimde mavi eldiven sarı el bizi masayı silmek için döndüğümde dona kaldım.

Bir an aklıma çocukluğum geldi o küçük masum kız.Akşam yemeği yenmişti babam yemeği sevmemişti ve masayı hızlı toplamam için bana bağarıyordu.Daha ocağa boyu yetişmeyen biri yemeğe tuz atmayı unuttuğu ve bir dakika yemeği onların önüne geç koyduğu için babasından dayak yiyecekti.Yine.O gün abisi mesaiye kalmıştı ve onu koruyamamıştı.Alev elindeki tabağı yıkarken babası ona bağardığı ve korktuğu için tabak yere düşmüştü ve kırılmıştı.Kızın babası dayanamayıp onu odasına ite kaka soktu.Sonra sabaha kadar kızın çığlıkları eşliğinde onu dövdü.Kızın her yeri mosmordu dudağı patlamıştı burnu kanıyordu abisi onu kapının önünden sakinleştirmeye çalışıyordu.Bir yandan babasını durdurmaya çalışıyordu ama kapının önünden çünkü babası kapıyı kitlemişti.Sonra babam yorulduğu da gitti abim beni görünce içeri girdi ama babam onu zorla dışarı çıkardı ve kapıyı kilitledi.Kız sabaha kadar acı içinde inledi gece yarısı annesi yanına gelip "Bağırma küçük aptal!" diye kızdı ve sağlam bir tokat geçirdi suratına.

Sonra şimdiki Alev onu kurtaramadı için ondan özür diledi.Ama kız kabul etmedi "Aşkım iyi misin?"dedi Tuğra başıma sağa sola salladım zorla, hemen masayı silip odaya koştum ve kapımı kitledim.Arkamdan Tuğra ve İsmail geldi kapının önünden kapıyı açmam için bağırıyorlardı kapıyı tıklatıyorlardı."Ka-k-kapının önünden bağırma abi içeri gel." dedim.Tuğra abi lafını söyledikten sonra İsmail'i durdurdu ve bana seslendi "Aşkım, kapının kilidini açıp yanımıza gelir misin?" ses tonu çok sakindi ve bir anda istemesem de pisikolojik olarak bunu yapmak zorunda olmadığını istersem yapabilceğimi istemezsem bunu yapmak zorunda olmadığımı söyledi.Yavaşça kapının kilidini açtım, kapıyı araladım.Sonra ikiside derin bir nefes aldı.Bir anda ayaklarım boşaldı ve yere düşüp kafamı çarptım fenalaştım.Bilincim kapandı ve hiçbirşey.Sadece karanlık.Anlayabildiğim tek şey İsmail ve Tuğra'nın paniklemesi ve boşluk.Hiç bir şey.

Aşklarım bu bölüm bu kadardı çatlayın bakalım meraktan.Hahah!Şaka yapıyorum tabikii.Neyse sonraki bölümde görüşmek dileği ile!

İKİ HAYAT AŞKI -ARA VERİLDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin