Bölüm 2 -'Çiçek'(Düzenlendi)

58 5 5
                                    

(DİKKAT! BU KİTAP BAZI DEĞİŞİKLİKLERE MARUZ KALMIŞTIR. BAZI OLAYLAR DEĞİŞTİRİLMİŞ,BAZI OLAYLAR İSE KALDIRILMIŞTIR. İYİ OKUMALAR)

....

Bu gün 8 kasım 2024. 26 yaşıma girmiş bulunmaktayım. Hiç bir zaman doğum günü kutlaması yapmadım.Babam doğum günlerinin gereksiz olduğunu düşünürdü, bizzat kendisi bana bu düşünceleri de enjekte etmişti. Bu yıl huzur diliyorum . Sadece huzur .

Rüzgar hafif hafif esiyordu .Hava tutuk ama güzeldi. Kasım soğukluğu. Ben soğuk havayı sevmiyordum , sıcağı da . Sonbahar ve ilkbahar insanıyıdım her zaman . Arabamı boş bulduğum bir yere park etdim . Arabanın kapısını açıp aşağıya indim . Rüzgar kızıl saçlarımı gözümün önüne savurdu . Elimle yavaşça saçımı geriye doğru ittirip, yürümeye başladım. Kafenin önümde durup aynadan kendimi süzdüm . Elimde küçük bej çanta,ayağıma bej mat stiletto, üzerimde ise mint yeşili straplez mini bir elbise giyinmiştim . Elbisenin üzerinden ise bej kaban giyinmiştim . Hoş görünüyordum .Gözüme ince bir eyeliner , dudağıma ise açık pembe ruj sürmüştüm. Yüzüm gün geçtikçe daha da soluyor ve beyaz görünüyordu. Bu bir rahatsızlıktı galiba . Yakında doktora gitmem gerekebilirdi .Yavaş adımlarla merdivenleri çıkıp kafeye giriş yaptım. Yanıma bir kız yaklaştı.

"Merhaba hanımefendi. Rezervasyonunuz varmıydı ? "

" Berk Ulaş Toygar " diye yavaşça cevap verdim . En soldaki pencerenin yanını gösterip konuşmaya başladı.

" Buyurun " ben gelene kadar Berk başsavcı çoktan gelmişti. Oysa buluşma saatini tam da şimdiye planlanmıştı. Saat tam 3'dü. Hızlı adımlarla masaya doğru yürüdüm. Masaya gittiğimde önünü ilikleyip ayağa kalktı.

"Hoş geldin İzlem " deyince şaşırmadım değil. Nedir bu resmiyyetsizlik .

"Merhaba Ulaş savcı" dedim . Arkama geçip masamı çekti. Yavaşça oturup masamı düzelttim. Kendisi de yerine oturdu. Gözlerimle etrafı süzdüm. Güzel bir mekandı.Etrafta çiçekler vardı. Çok hoş bir havası vardı. Ve ben böyle mekanları severdim. Bacağımı bacağımın üzerine attım. Direklerimi masaya dayayıp ellerimi birleştirdim. Lafa girmeyeceğini anladığımda ben söze girdim .

"Eğer soruşturma için burdaysanız iddianameyi yazdım savcı "yavaşça nefes alıp söze girdi.

"Konumuz bu değil."dedi.

"Benimle neden neden konuşmak istediğinizi öğrenebilir miyim? Yoksa beni buraya gereksiz bir konuşma icin çağırdığınızı düşüneceğim sayın başsavcı. "

Yavaşça gülüp garsonu çağırdı. Garson elinde 2 menü ile yanımıza yaklaştı. Menülerden birini benim önüme, birini de Berkin önüne koydu ve ellerini önünde birleştirip beklemeye başladı.

"Ne istersiniz İzlem savcım " dedi . Sakince menüyü inceledikten sonra cevap verdim.

"Ben birşey almayayım " diyip menüyü garsona verdim . Ardından Berk de menüyü verdi .

"Türk kahvesi şekersiz " diyip uzun uzun yüzüme baktı.

" Konuya girsek mi ?" diye sordum .Sıkıldığımı anlayınca konuşmaya başladı .

" Peki madem bak İzlem elimde bir cinayet dosyası var ama biraz tehlikeli bir soruşturma . "

"Madem tehlikeli bir soruşturma o zaman bir başsavcı olarak niye dosyayla ilgilenmiyorsunuz sayın başsavcım ?  " diye sordum . Dudağını hafif kıvırdı . Anlaşışdı bu adam kendini tehlikeye atmamak için beni yakmak istiyordu .

"Bu konuyu sizinle tartışmak istemiyorum İzlem savcı . Size bir teklifim var . Dosyayı aln soruşturmayı siz yürütün . " Dediklerini düşünmem için bile zaman vermiyordu . Kalbim bu dosyayı almamam için direniyordu.

Sona başlangıçTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang