Bölüm 27

755 70 12
                                    

Etrafı taşlarla döşenmiş küçük bir gölün önüne gelmiştik. Aslında daha çok bir nehir yada bir dereyi andırıyordu. Etrafı yemyeşil, ağaçlarla doluydu.

Buraya en son ben ortaokul birinci sınıfken pikniğe gelmiştik,  sınıfça. O zaman daha yeni dikilen ağaçlar şimdi kocaman olmuş güzelleşmişti. Geceyle birlikte kurulmuş sokak lambaların ışıkları sayesinde ayrı bir güzel görünüyordu tabii.

Ben buraya neden bir daha hiç gelmedim ki? Tabi ya, bir tane sınıf arkadaşımız o gün, pikniğe gideceğimiz için o kadar heyecanlıydı ki, sabah kahvaltı etmeden gelmişti. Tabi bizde yemekler hazırlanıncaya dek oyun oynamaya koyulmuştuk. Kızcağızın kahvaltı yapmamasıyla birlikte, güneşinde başına geçmesiyle bayılmıştı.

O günü hatırlıyorum da, hepimiz çok fazla korkmuştuk. Burası benim için artık bir fobi haline gelmişti belkide. Ailem her ne kadar buraya gelmek istese ben asla gitmezdim çünkü korkardım. Ya bana bir şey olursa, ya bayılırsam diye düşünürdüm hep.

Şimdi bakıyorum da, burası o kadarda zararlı değilmiş aslında. Belkide yanımdaki, elimi tutmuş, etrafa şaşkın, ve hayranlıkla bakan bana bakıp gülümseyerek yürüyen Minho- erkek arkadaşım Minho sayesinde buraya gelme cesaretinde bulunmuştum.

Ona bu olaydan bahsetsem bana güler miydi acaba? Dalga ieçer miydi?

Az sonra Minho durup bana döndü.

"Daha önce buraya gelmediğini söyleme bana."

"Ne, ııı tabiki daha önce geldim ama uzun zaman önceydi, burası oldukça değişmiş."

Minho tek kaşını kaldırıp şaşkınca sordu.

"En son ne zaman geldin peki?"

"En son... ortaokula yeni başladığımda gelmiştim."

"Neden bir daha gelmediğini sorabilir miyim?"

Minho'nun bu sorusuyla biraz gerilmiştim. Belki dıştan bakılınca abarttığım söylenebilirdi fakat bir çocuğun çocukluğunda yaşadığı olaylar onu iyi veya kötü illaki etkilerdi ve çocuklar kendilerini etkileyen olayları unutmazlardı. Yaşıtım olan kızın gözümün önünde düşmesi, bunun üzerine öğretmenlerin telaş içinde, bağırarak berbiriyle iletişime geçmesi üzerimde kötü bir etki bırakmıştı.

"Minji?"

Ne diyecektim? Ne demeliydim bilmiyorum.

Sanırım söylemeyecektim. Belki başka bir gün olurda, söylediğimde kendimi iyi hissedeceğim bir an olursa, ona birazcık ucundan anlatırdım.

Mahçup bakışlarımı Minho'nun meraklı gözlerine çıkardım.

"Ah, şey... Minho. Şuan bu konu hakkında konuşmasak olur mu? Başka bir gün nedenini sölerim sana."

Bir süre ifadesizce yüzüme baktı.

Buraya bir daha gelmememin nedenini merak etmişti ama benim konuyu kapatma çabam onun merakını ikiye katlamıştı eminim.

" Pekala, ne zaman yanımda rahat hissedersen söylersin, sorun yok."

"Minho-"

"Merak etme seni anlıyorum, Minji kendini kötü hissetme."

Ardından huzur dolu bir gülümseme yayıldı yüzüne. Ona güvenmediğim için söymemediğimi veya bir şeyler saklamaya çalıştığımı düşünmesini istemezdim. Böyle saçma bir konu yüzünden daha yeni başlamış olan ilişkimiz zedelensin de istemezdim.

"Biliyor musun, basketbol dışında huzur bulduğum tek etkinlik buraya gelip saatlerce çimenlerde oturmak ve bu güzel manzarayı izlemek. Kafa dinleyebildiğim tek yer burası..."

Lee Minho °  WHO ARE YOU?Where stories live. Discover now