12. BÖLÜM: SEÇENEK

35 4 0
                                    

Yatağımda güzel bir uyku çekerken kapının sertçe vurulmasıyla irkildim ve yastığımın altındaki hançeri elime aldım. Gel diye seslendikten sonra gelenin şövalyelerden birisi olduğunu gördüm. Şöyle bir bakacak olursak gerçekten tedirgin görünüyordu.
"Bir sorun mu var şövalye ?"
"Felaket efendim felaket!" dedi.
"Neler oluyor anlatsana ben adam!"
"Saraya bir saldırı düzenlendi efendim ! "demesiyle arkadan gelen bağırış sesleri geldi kulağıma .
"Saldırı mı ?"
"Evet efendim. Sadece saraya değil kasabalarda ise isyan başlatmış birkaç tane dengesiz !"
"Olacak iş değil ! " dedim .
"Sen Adele ve hazeli götür burdan uzak bir yerlere görünmeden . Onlara birşey olsun istemiyorum!"
demeye kalmadan Adele çığlık çığlığa odaya girdi.

"Sarayı başımıza yıkacaklar kinsey birşeyler yapmalıyız ! " dedi . Yanında hazelide getirmişti. Hazel ise tedirgin gözleriyle bana bakıyordu.
"Siz gidiyorsunuz şövalye sizi güvenli bir yere götürecek kimseye görünmeyin !" hazel yanıma yaklaştı.
"Peki ya sen ?"
"Bende evimizi kurtacağım canımıniçi tamam mı ?"
"Kinsey saçmalama hiçbir yere gitmiyorum , ya sana zarar gelirse biz ne yaparız."
"Bana birşey olmayacak Adele şuan bunları konuşmanın sırası değil siz gidiyorsunuz ben kalıyorum dedim bitti." Adele tam itiraz edecekken elinde tuttuğu kılıç ve giydiği gümüş zırh ile yanımıza yaklaşan Steve olaya el attı.
"Kalıyoruz diyecektin sanırım !" dedi ve göz kırptı. Doğruları söyleyecek olursak baya karizmatik duruyordu.

"Kinsey sen benimle geliyorsun ikinizin kaybıyla yaşayamam !" dedi Adele.
"Benden vazgeçiyorsun demek , öyle olsun kardeşim çok alındım haberin olsun ?"
"Sen  dokuz canlısın Steve sana birşey olmuyor , hep kedi gibi dört ayağının üzerine düşüyorsun o yüzden kinsey gelsin dedim bir de bak benim bahtsız kız kardeşime bütün felaketler onu buluyor." diye açıklamaya başladı.
"Ben mi şanslıyım. ulan iki ay gittik tahtımıza oturmuşlar ben miyim dokuz canlı ölümlerden döndüm ben"
dehşet içinde onları izliyordum.
"Ölmedin ki !" dedi Adele umursamaz bir biçimde.
"Ya siz beni delirtmek mi istiyorsunuz şuan oturup bunları mı konuşalım kurabiyede ister misiniz ?" dedim.
"Olur ama sütte istiyorum !" dedi Steve . Utanmasam şuracıkta bayılacaktım .

"Şövalye adele ve hazeli hemen çiftliğe götür !"
"Kinsey sende gel-"
"Adele bunu sana kardeşin olarak değil efendin olarak söylüyorum.bu bir emirdir . Herşey güvenliğiniz için !"
Adele tek bir laf edemedi. Steve ise boş durur mu ?

"İki dakika önce senin bahtsız kızım diye sevdiğin kız değil mi ya bu ?" diye beni göstererek güldü. Adele gözlerini devirerek şövalye eşliğinde yürümeye başladı. Ancak Steve hala gülüyordu. Dışarda kıyamet kopuyordu ancak biz şuan neler ile uğraşıyorduk.

"Sen hala ne gülüyorsun çık dışarı!"
"Güldüm diye niye kovuyorsun beni ya buda bi değişik!"
"Üstümü değiştireceğim Steve istiyorsan kaladabilirsin yani , ya çıksana dışarı !"

"Sinirlerin bozulmuş senin gelirken tamir ettirde öyle gel !" Dedi ve kahkaha atmaya başladı . Masanın üzerindeki hançeri aldım ve yanına doğru yürümeye başladım" gidiyor musun yoksa ben mi seni göndereyim ama ben seni bahçeye değil başka bir dünyaya gönderebilirim ne dersin !" diye bağrınca kaçıp gitti.

Hemen üzerime kahverengi deri pantolonun üzerine ise beyaz korse yandan sarkan  bir kahverengi şal taktım .  Bacaklarıma hançerler ve bıçaklar yapıştırdım en sonunda kılıcımı alıp dışarı çıktım . Aaron  ve Alex bir kaç kişiyle mücadele içerisindeydi.  Yanlarına yürüken Alex bana baktı ve bağırdı ."kinsey arkana bak !" demesiyle tam arkama bakıyordum ki arkamdan bana saldırmaya çalışan adamın kanlar içerisindeki bedenini yerde gördüm. Arkasında ise elindeki kanlı kılıç ile Aaronu . "Koru kendini !" dedi ve gitti. Alex 'e seslendim.

TAHT OYUNLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin