*Yazarın gözünden
*4 yıl önce
Küçük kız kıkırdayarak annesinin kolunu atladı annesi ona sıkıca sarılmaya başladı ve dedi ki;
"Benim küçük kızım büyümüş mü? Ben hala inanamıyorum."
Kız gözünü devirerek "Anne 2 yıl sonra 18 olacağım kabullen artık." dedi ve ardından parmak ucuna yükseldi "Büyüdüm artık"
" Kabullenemiyorum baban da-" dediği anda kabı büyük bir gürültüyle açıldı. Gelen kızın babasıydı. Kız onu hiç böyle halsiz ve soğuk görmemişti. Tam annesi konuşacakken
" Çıkmadan önce ikinizi son kez görmek istedim" dedi ve ardından hemen evden çıktı.
Kız "Anne kelebek ile oynamaya gidebilir miyim? Lütfeen?" dedi.
" Peki ama dikkatli ol" dediği anda kız yerinden fırladı. Annesi arkasından "Kapıyı kilitlemeyi unutma sakın!" diye bağırdı.
Kız kıkırdayarak depoya girdi ve arkasından depoyu kilitledi. Aslında bu işlem biraz uzun zaman oluyordu çünkü çok fazla kilit vardı.
Kız odaya girdiği anda herkes bir ağızdan "Hoş geldin." diye bağırdı.
Çita "Neden geç kaldın? Seni merak ettik." dediği anda kız yüzünü düşürerek"Annem bana bilekliğin gardiyanı değiştiği zaman ne olabileceğini anlatıyordu o biraz uzun sürdü. Bence sıkıcıydı. Neyse kelebek nerede?" dediği anda Aslan "Bu eğitimin önemini biliyorsun. İleride sen de bizimle ilgileneceksin." derken kız bir anda sinirlenip ayağa kalktı. "Biliyorum! Ve herkes aynı şeyleri söylüyor zaten!" dedi ve kız oflayarak yerine oturdu o sırada kapıdan kelebek girdi.
Kız yeniden neşeli bir şekilde "Kelebek neredeydin?" diye sordu. Çita tam "Konuyu değiştirmeye çal-" derken cümlesini bitiremedi çünkü patlama sesi sözünü kesmişti. O sesten sonra her şey susmuştu.
Kız ne olduğunu anlayamamıştı. Korku içinde kapıya doğru yönelen kızı uzaklaştırmaya çalıştılar ama başaramadılar. Onlar ne olduğunu anlamışlardı.
Kızın bu sefer kilitleri açması zor olmadı çünkü hepsi paramparça olmuştu. Paramparça... Kız ilerlemeye korkuyordu çünkü bu kasa zarar göremez olarak biliniyordu. Dışarı çıktı, sanki herkes doğum gününde ki gibi saklanmışlardı da bir anda saklandıkları yerden çıkacaklardı. Kız bekledi ama çıkmadılar. Geriye yalnızca bir enkaz kalmıştı. Teyzesini, kuzenlerini, dayılarını, dedesini, anneannesini ve en kötüsü anne ve babasını kaybetmişti. Kız şimdi anlamıştı yalnızlığı ne demek olduğunu. Onun için ağlayacak kimse kalmamıştı gökyüzü dışında. Az önce küçük bir kızken şimdi bir kadındı. Az önce gülümserken şimdi ağlıyordu... Elinde sadece ailesinden kalan 2 kitap ve koruması gereken ruhlar vardı. Bazı insanlar dünyanın öbür ucunda gülerken bu onun sonuydu ve her son beraberinde yeni bir başlangıç getirirdi... Ve bu da Karla'nın başlangıcının hikayesiydi...
---------------------------------------------------------------------------------------------
Merhaba! Umarım gününüz iyi geçiyordur! Ben buradan çok mutlu olduğumu bildirmek istiyorum. Uzun zamandır aklımda olan hikayeyi bir arkadaşımın ısrarları üzerine yayımlıyorum. Okursanız çok mutlu olurum! Hayallerinize koşmanız dileğiyle!
-Sevgilerle, Hayallerine Koşan Biri
Not: Bölümleri eğer bir işim olmazsa her çarşamba ve pazar günü yayımlayacağım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Parçası
General FictionTamamen yalnızdım. Ruhum da evim gibi enkaz altındaydı artık. Ben Karla, Karla Yücel. Yücel ailesinin son varisi ve içinde sihrin özünü taşıyan kolyenin koruyucusuyum. Ailemin sahip olduğu sihir için evimize saldırı düzenlendiğinde sadece hayatta k...