20.Bölüm

40 10 6
                                    

Mina ile ikimizin alarmı aynı anda çalıyordu çok net duyuyordum bunu ama kafamı kaldıracak halim yoktu. Kızlar yanımdan gittikten sonra neredeyse sabaha kadar ağlamıştım. Kafam kazan gibiydi. Ayrıca çok üşüyordum.

Mina alarmlarımızı kapattıktan sonra bana seslendi. "Sana, kalk."

Sadece mırıltı çıkarmaya gücüm yetmişti.

"İyi misin sen?"

"Hayır." Ağzımın içinde mırıldanabilmiştim yine. Vücudum sonunda patlak vermişti.

Mina önce elini alnıma koydu sonradan düşünceli bir şekilde konuştu. "Ateşin var hastalanmışsın." Sonra sesi buruk bir tona büründü. "Sınavım var ama seninle kalamayacağım."

Zorla gözümü açtım ve Mina'ya baktım "Bir şey olmaz boşver. Siz gelene kadar uyurum ben."

Mina'nın içi rahat etmemişti tabi. Gidip kızlarla konuştu. Onların da önemli dersleri vardı kalamıyorlardı benimle. Sonradan Jeongyeon'un sabahtan olan 2 dersine girip eve gelmesine karar verdiler o zamana kadar uyanmazdım zaten asla.

Kızlar evden çıkar çıkmaz kendimi uykunun kollarına bıraktım. Ne kadar süre sonra olduğunu bilmiyorum saçımın okşanmasıyla uyandım. Kendimi zorlayarak gözlerimi açtığımda görmeyi en çok istediğim yüzü gördüm. "Junmyeon?"

"Buradayım canım." dedi tekrar saçımı okşayarak.

"Nayeon nasıl izin verdi?" Şu halime rağmen tek aklımdaki buydu. Kavga etmemiş olmalarını umuyordum.

"İzin almadım ki." dedi gülerek ve eli yavaşça saçımdan yanağıma indi. İstemsizce gözlerimi kapatmıştım. Anında tekrar dalmışım. Alnıma soğuk bir şey değince ürpererek uyandım. "Çek onu üşüyorum." diye mırıldandım.

Beni umursamamıştı. Ben de uğraşamayacak kadar uyuma isteğiyle doluydum. Vücudum dökülüyor gibiydi. Beynim patlamak üzereydi. İstediğim tek bir şey vardı onu da içimde tutmadan söyledim direkt. "Yanıma uzansana."

Alnımdaki buz gibi bezi aldı ve yanıma uzanıp kolunu başımın altından geçirdi ve saçlarımı öptü. Kyungsoo beni öptüğünde sadece heyecan hissetmiştim gerginlik hissetmiştim. Şimdiyse saçlarımda hissettirdiği küçük öpücük bana huzurdan başka bir şey vermiyordu. İşte aşk dedikleri şey de tam olarak buydu. İyice ona sokulup kendimi tekrar uykuya bıraktım.

Ne kadar uyuduğum hakkında hiçbir fikrim yoktu. Uyanıp etrafıma baktığımda tabiki de Junmyeon falan göremedim. Yüksek ateş insana hayal gördürürdü zaten. Yine de canım sıkılmıştı çünkü küçücük de olsa mutlu olmuştum. Mina masamızda harıl harıl makyaj yapıyordu. Ne ara okuldan gelmişti acaba diye bir soru zihnimde belirmedi değil ama sormadım sormadığım için aval aval ona bakmıştım o da bunu, yani uyandığımı fark edince gülümseyerek sordu. "Daha iyi misin?"

"Evet de sen nereye gidiyorsun?"

"Yixing ile buluşacağım." Mina'nın ezber cümlesiydi bu. Sevgilisiyle mutlu olması beni de mutlu ediyordu. Keşke ben de onun kadar şanslı olabilseydim. 

Jeongyeon da sesimizi duyup gelmişti muhtemelen. "Sana, çorba yaptım hemen getireyim mi? Açsın sen."

"Ben gelirim oraya." derken ayaklandım. Fiziksel olarak iyi hissediyordum. Jeongyeon çorbamı önüme kadar koyduktan sonra karşıma oturdu ve telefonuyla oynamaya başladı. Canım hiç de yemek istemiyordu aslında. Aklım hala o gördüğüm rüyadaydı.

"Yesene."

Omuz silktim. "Canım istemiyor ya, bir tane rüya gördüm ona takıldım."

"Ne gördün."

"Junmyeon gelmişti benimle ilgilendi falan."

Jeongyeon sırıttı ve gülerek sordu. "Yanına da yattı mı?"

"Evet nereden bildin?" şaşkınlıkla söylemiştim. Bu da gülüşünü kahkahaya çevirmişti tabi. "Şaşkın, rüya değildi o."

"Nasıl değildi?" şaşkınlığım üçe beşe katlanmıştı bir anda.

Ciddileşip telefonunu bıraktı Jeongyeon. "Kanka dersim bittikten sonra eve gelecektim ya bir diğerlerinin yanına uğrayayım dedim. Mina ve Momo yoktu ama üç beş kişi vardı Chanyeol Kyungsoo falan vardı işte. Ben oturduğumda Junmyeon Kyungsoo'ya seni sordu. Kyungsoo konuşmama kararı aldığınızı falan anlattı. Junmyeon'a seni unutamadığı için dedi. Nayeon sana laf etti. Junmyeon da buna çıldırdı Nayeon'a bağırdı çağırdı bayağı. Sonra seni bana sordu hasta evde diyince buraya gelmek istedi. Onunla beraber buraya geldik. Seninle o ilgilendi. Rüya değildi kısaca."

"Nayeon'a mı bağırdı?" Şokum daha da katlanıyordu.

"Evet. Herkes şok oldu zaten."

Öğrendiklerimi sindirdikten sonra asıl merak ettiğimi sordum. "Junmyeon nerede şimdi."

"Kyungsoo aradı çağırdı onu Nayeon ağlama krizlerine girmiş çünkü. Uyandığında ona yazmanı istiyordu."

Kafa sallayıp çorbama yumuldum. Yanımda olması güzeldi umarım Nayeon ile de barışırdı.

I Kiss Your Brother | Sana × SuhoWhere stories live. Discover now