Biz gruba yeni üye olduk. Tüm üyeler ile mükemmel anlaştık. Fakat biasımız ile hâlâ bir iletişim de bulunmadık. Oda arkadaşları yeniden belirleniyor ve ikimiz oda arkadaşı oluyoruz. Biz onunla tanışmaya gideriz daha selam bile vermeden "İşine bak" deyip gider. Bizde o gece onunla aynı oda da yatmak istemediğimizi ve salona gidip yatacağımızı söylersek tepkisi:
Seonghwa: Evet doğru. Senden hoşlanmadı. Fakat seni önemsiyor fakat belli etmiyor. O gece onunla yatmak istemediğini söyleyince umursamadı. Salona gidip yatmak isteyince sorumlusu o olacaktı. İzin vermedi. Fakat sen zorlayınca senin üstüne üstüne geldi. Sen geri geri gitmeye başladın. Fakat yatak seni durdurdu. Ayağın takıldı ve yatağın üstüne düştün. Üzerine eğildi.
"Ya burada yatağında rahat rahat yatarsın ya da içeride dehşet karanlıkta tatlı bebeğim. Evet hangisini istiyorsun?"
Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.
Hongjoong: Ona bunu söyleyince şaşırmadı. Aksine rahatladı. Çünkü bir kızla aynı oda da kalmak istemiyordu. Sen koltukta yatacağın için ihtiyaçlarını alırsın. Kapıya gittiğinde kilitlidir. Hongjoong'a panik içinde söylersin. Umursamaz. Sen onun bu halini görünce gözün balkona kayar. Hava soğuktur fakat o şort ve crop ile umurunda değildir. İnce olan battaniye, çarşaf ve sert yastığı alıp balkona gidersin. Hızlıca hazırlanıp oraya yatarsın. Çok üşürsün. Ama kısa bir süre sonra belinde seni daha da ısıtacak iki büyük kol beklememişsindir.
"Seni şapşal. Burada senin üşümene izin mi vereceğim sanıyorsun. İkimizde burada yatıyoruz. İyi uykular."
Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.
San: Hiç uzatmadan hemen gidip bunu ona söylediğinde birşey demedi. Odadan daha sıcak pek bir yer yoktu tabi. Salona gittin. Koltuğa yerini edip gözlerini kapadın. Fakat yanlız korkuyordun. Zaten karanlık seni daha da ürkütüyordu. Aslında yatakta yatmak istememen San değil, iki kişilik yatak olmasıydı. Tek kişilik bir yatağın gelmesine daha bir gün vardı. Ve sen onunla ilk günden bir yatakta yatmak istemedin. Bu korkunun arasında soğukta çetinleşmişti. Aniden seni kucaklayıp yatağa getiren bir beden sıçramana neden olmuştu. Yatakta doğrulup saçlarını önünden çekince dibinde duran San'ı gördükten sonra hem rahatlamış hem de şaşırmıştın.
"Hey, sen orada titriyordun. Korkudan mı yoksa soğuktan mı? İnan benim olduğum yerde asla üşümez ve korkmazsın küçük hanım."
Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.
Wooyoung:Salona gitmek isteyince izin vermedi. İnatlaştın. O da inatlaştı. Birbirinizi laflarla itip kalkarken sen sonunda yorganını yastığını alıp gitmeye yeltendin. O seni kolundan tutup yatağa, yattığı yanına çekti. Gitmek isteyince seni kendine daha da bastırdı. Başın onun göğsüne bastırılıydı. Kolları bir hulk gibi. Hareket etmene izin vermiyor.
"Gitmek istiyorum. Bırak beni!"
"Ben izin vermiyorum."
"Senden izin almıyorum."
Seni kendine daha da sıkınca acı ile sızlandın.
"Eğer canını acıtmamı istemiyorsan uyu. İyi geceler canım."
Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.
Yazar'dan: Diğer ki bölümde Yeosang, Mingi, Yunho, Jongho olacak. Ara sıra böyle grupça yapacağım.
