pazartesi

34 5 10
                                    

"-Let me read your name, than you can go.

-Ercan?

-Here.

-Sude?

-Here.

...

-Pelin?

-Here.

-As I told you that page 68 was your homework. Good bye.

-Good bye, sir.

-Have a nice day everyone."

İyi dileklerimizi belirtip güle güle dedikten sonra bilgisayarı kapattım. Bugünkü dersim bitmişti ve saat öğleden sonra bir buçuğa geliyordu. Derste hangi zamanı işlediğimizi, ödevin zorluk seviyesini ve dersteki birkaç küçük anıyı anlatabilirdim uzun uzun lakin benim kadar sizin de dersten ibaretmiş gibi geçen eğitim hayatlarınızdan yorulduğunuzu varsayıp bu kısmı atlıyorum.

Başörtümü henüz çıkarmamışken markete gidip soğuk çay ve şekerli vanilin almak için evden çıktım. Sabahki hatayı tekrarlamadım ve evden çıkarırken çantamın içine evin anahtarını da koydum. Siyah bol paça pantolonumun üstüne giydiğim beyaz gömlek ve gri şalı tekrar kontrol ettim asansör aynasında. Kötü değildi kombinim. Kemerli burnumun ucuna doğru inmiş gözlüklerimi biraz geriye doğru çektim. Yağlı cildimden ötürü gözlüğüm sık sık aşağı kayıyordu ve ben de artık alışkanlık haline getirmiş olduğum bu hareketi tekrarlıyordum. İşin kötü yanı gözlüklerim gözümde değilken bile bunu tekrarlıyor oluşumdaydı. Asansör kapısı açılınca karşı komşumuzun kızı Zahide'nin cesedinin bulunduğu bu yüzden de ürküten karanlık alanı aşıp hızlıca apartmandan dışarı attım kendimi.

Zahide, on sekiz yaşında bir lise son sınıf öğrencisiydi. Sıkı iki arkadaş olmasak da birbirimizi görünce gülümseyip sohbet ettiğim bir insandı. Mavi gözleri parlayan, siyah saçları hep omzunun üstüne dökülen ve güneşten çabucak yanan beyaz teni ile çok güzel bir kızdı kendisi. Kuzeni Can, yirmi yaşında bir gençti. Birkaç kez kapıda görmüştüm kendisini Zahide'nin yanında. Çatık kaşlıydı, o da Zahide gibi beyaz tenliydi ama Zahide'nin aksine gözlerinin mavisi siyahtan zor ayırt edilen bir koyuluktaydı. Hiçbiri önemli değil aslında görünüşünün; bir katili, bir tecavüzcüyü böylesi betimlemem neden sahi? Dış görünüşün yanıltıcılığını anlatma çabam mı yoksa iki yıl sonra genel af gelip de dışarı çıkacak olan bu katilin size de zarar vermesine kendi çapımda engel olma çabamın sonucu mu bu betimlemeler? Bilemiyorum. Tecavüzcüyü değil, kendini koruyamadı diye kurbanın canının alındığı bir adli olaydı bu da. Polis kayıtlarında bıçak üstünde Zahide'nin parmak izi çıkmış, kesiklerin derinliği ve bıçağın açısı intihar dese de buna kim inanır ki? Zahide o gün arkasında durmayan, kendini ikinci sınıf insan gibi yaşatacak bir toplumun kurbanı olmuştu birçok gencimiz gibi kadın erkek fark etmeksizin.

Bunları tekrar hatırlarken çoktan marketin önüne gelmiştim. Yavaş adımlarla içeri girdim. İçeceklerin olduğu reyona doğru ilerledim. Daha önce denemediğim bir gazoz görünce soğuk çay almak yerine sıkça yaptığımı yaparak çok çabuk karar değiştirdim ve gazozu sepete koydum. Pasta malzemelerinin oradan da bir şekerli vanilini sepetin içine atıp kasaya ilerledim.

Hesapladım. Gelecek hafta pazartesi günü tam iki ay geçmiş olacaktı Zahide'nin gidişinin üzerinden böylece biz farklı konuları daha çok konuşup bu konuyu erteleyecek ve okunan bir fatihayı gönderirken anacaktık Zahide'nin adını yalnızca. İkinci kez hesapladım ve yirmi iki lira çıkardım cüzdanımdan. Marketten çıkmadan önce son kez gülümseyip "İyi günler." dedim kasiyere.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 27 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ben, Pelin.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin