OYUNUN KURALLARI

9 1 0
                                    

Herkese iyi akşamlar;)

Görüşmeyeli nasılsınız ve neler yapıyorsunuz??

Yeni bölümde biraz şaşıralım dedim;)

Umarım seversinizz:/

Satır arası yorumları unutmayalımm

Keyifli okumalarrr:)


Kapının açılma sesi ve ardında o aynı ses! "Oyuna hoşgeldin oyuncu 07.07!" Kalbim göğüs kafesimi delip geçecek gibi dururken elime hızlıca telefonu aldım. Gelen o kadar bildirim vardı ki ve o kadar sinir olmuştum ki... Bu yüzden olsa gerek korktuğumu yazmak yerine sakin olun yazmıştım. Alelacele tuşlara dokunuyordum. Artık benim için çok mu geçti? Ölecek miydim? Tekrar kapıdaki silüete baktım.
Ne dediğinizi anlamıyorum yazarak gönderdikten sonra gelen kapı sesiyle tekrar silüete döndüm. İki kere kapıya vurmuştu. Çünkü o burada yazmaya çalışarak gönderdim.

"Kimsin sen?" diyerek silüete ilerlemeye çalıştığımda beni durduran kelepçelere bir kez daha söverek ona baktım. "Polisle konuşuyorum şu an. Çok yakında seni bulacaklar. Yerinde olsam beni bırakırdım. Henüz yüzünü bile görmemişken!"

"Mesajını bölmek istemem, lütfen devam et!" Gözlerimi şaşkınlıkla açarken birkaç saniye kendime gelmeye çalıştım.

Peş peşe mesajlar attım. Beni kaçıran kişi şu anda burada. Ve doğrudan bana bakıyor. Eğer hâlâ  oradaysan cinayetimi çözer misin lütfen komiser?

Tam bunu yazmışken kapıdaki adam buraya doğru hareket etmişti ve ben hızlıca son cümlemi yazmıştım. Çünkü o buraya geliyor!

Uzun boylu, tam olarak anlayamasam da yapılı vücudu olan birisiydi. Yatakta geriye çekilerek sonraki hamlesini beklerken telefonu da hızlıca yastığın altına koymuştum.

"Beni öldürecek misin?" diye sordum korkuyla

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Beni öldürecek misin?" diye sordum korkuyla. Hiçbir şey söylemeden devam ederken kalbimin sesi odadaki tek sesdi. Koltuğa otururken sessizliği beni de korkutuyordu. "Aç mısın?" diye sordu gayet sakin bir tonda.

"Ne?"

Ani tepkim doğrudan bana bakmasına neden olurken kendimi daha da köşeye çektim ve ona baktım.

"Aç mısın diyorum." dedi bir sosyopata göre fazlasıyla naif duran sesiyle. "Ayın beşinde zaten işi bitireyim diye çok bir şey yemedim, dün de tüm gün uyutuldun. Aç olmalısın!"

Gözlerimi kırpıştırarak ona baktım ve birkaç dakika cevap veremedim. Sanki bu bir sorun değilmiş gibi öylece bana bakıyor ve kılını bile kıpırdatmıyordu. Şokumu üzerimden attıktan sonra aynı sakinlikle cevap verdim. "Aç olup olmadığımı bilmiyorum."

Bilinmeyen Tutsaklık ~Yarı texting~Where stories live. Discover now