X

157 17 11
                                    





Bölüm X:
What if it happened to you on a different day?

"Bay Jung müsait mi?"

Kun bulundukları kattaki hemşirenin yanına gidip sorduğu sırada Jeno arkada bekliyordu. Konuşmaları duyabilecek kadar yakındaydı.

"Kimin geldiğini söyleyeyim?"

"İsmimi vermen yeter."
Hemşire onaylayıp gitmeden önce Kun teşekkür etti ve hemşireyi beklemeye koyuldular.
Birkaç saniye sonra hemşire geri gelip ikilinin doktorun yanına gidebileceğini söyledi.

Jeno tek kelime etmeden Kun'u takip etti ve doktor Jung'un odasına girdiler.

"Hey, Qian. Yoksa en sonunda delirdin mi?"

Jeno karşısındaki adamı inceledi. Üzerindeki doktor önlüğüyle koltuğunda oturuyordu. Ayaklarını masasının üzerine uzatmış, arkasına yaslanmış bir şekilde oturan doktorun rahatlığı garip gelmişti. Özellikle Kun ile arkadaş gibi konuşması dikkatinden kaçmamıştı. Anladığı kadarıyla Kun hastanede sevilmeyen biriydi.

"Bu hastanede delirmemek mümkün mü?"

"Haklısın. On yılımı psikolojiye verdim, ben bile delirmek üzereyim."

İkili kıkırtılarını bıraktığı sırada doktor ayaklanmış, köşede duran kahve makinesinin yanına gitmişti. Çıkardığı karton bardaklara kahveleri koyarken konuşmuştu.

"Otursanıza."

Herkes koltuklara oturmuş, ellerindeki bardaklarından kahvelerini yudumluyorlardı.

"Evet yakışıklı, Kun delirmediğine ve seni buralara getirdiğine göre bir derdin olmalı."

Jeno önce kendini tanıtmayı seçti ve söze girdi.

"Ben polis memuru Jeno Lee. Size gelmemin sebebi bu hastanede yatan bir arkadaşım hakkında yardım istemekti, Doktor Jung."

"Tanıştığımıza memnun oldum memur bey. Konuşmaya başlamadan önce hemşire Qian'ın burada olmasında bir sorun yok, değil mi? Sonuçta psikiyatri servisindeyiz ve bizim için danışanların gizlilik hakkı her zaman en önemli şeydir."

Jeno yan gözle Kun'a baktığında merakla kendisine baktığı gördü. Biliyordu ki Kun meraklı bir insandı ve eğer dışarı çıkmasını isterse sonrasında başının etini yiyecekti. Ayrıca olayların neredeyse tamamını bilen hemşireyi konuşmadan mahrum bırakmak istemiyordu, elinden geldiğince yardım eden Kun'a bunu borçlu hissediyordu.

"Hayır, sorun yok. Zaten tüm olayları biliyor."

"Pekala başlayalım o halde. Bana öncelikle hasta ve aranızdakiler hakkında birkaç bilgi verebilir misin?"

Jeno kendisini sorgudaymış gibi hissetmeden edemedi. Gerilmiş bedeni koltukta dikleşti ve söze girdi.

"Na Jaemin yıllardır tanıdığım birisi. Trafik kontrollerinin neredeyse hepsinde ceza alırdı ve genelde ben ona ceza yazan olurdum. İş dışında birkaç kez görüşmüşlüğümüz var ancak birbirimize arkadaş diyebilir miyiz bilmiyorum. Herneyse, bir süre önce motoruyla kaza geçirdi ve bu hastaneye kaldırıldı. Belki duymuşsunuzdur, birkaç gün önce panik atak geçirmişti."

"Evet, duydum. Devam edin lütfen."

Jeno titreyen ellerini durdurmak için birbirine kavuşturdu. Neden bir anda böylesine paniklediğini bilmiyordu. Sanki sorgudaymış gibi hissetmekten kendini alamıyordu.

"On sekiz yaşından beri motor kullanan birisinin düz yolda, elliyle giderken bir anda bariyerlere çarpması garip geldi. Geçenlerde geçirdiği panik atak üzerine Kun ile düşündük ve bir sonuca vardık. Sizin yanınıza gelmemizin sebebi de bu."

Jeno daha fazla devam edemeyeceğini hissedince yarım bırakmıştı konuşmasını. Kazanın yaşandığı gece aklına gelip duruyordu. Hastaneye koşarak girişini, Jaemin'i o halde ilk defa görüşünü hatırladıkça içinde bir şeyler kırılıyordu. Boğazı düğümlenmişti, konuşamıyordu.
Kun bu durumu fark edince lafa girdi ve şüphelerini anlattı doktora.

"Jaemin'in kronik panik bozukluğu olabileceğinden ve motor üzerinde aldığı bir haber sonucu panik atak geçirip kontrolü kaybettiğinden şüpheleniyoruz. Bu mümkün mü?"

Doktor Jung kahvesinden bir yudum alıp ayaklandı. Bilgisayarının önüne geçip odaya girdiklerinde olduğu gibi bacaklarını masaya attı. Edeceği lafları kafasında kurduğu belliydi. Hiçbir doktor kimseyi boş yere paniğe sokmak istemezdi ve gördüğü kadarıyla polis memuru için Jaemin değerli biriydi. Bu yüzden sistemine girip hastanın ismini arattı.

"Gördüğüm kadarıyla Na Jaemin adına hiçbir kayıt bulunmuyor. Bu da demek oluyor ki Jaemin kronik panik bozukluk hastası değil."

Bilgisayarını kapattı ve açıklamak üzere ikiliye, özellikle de Jeno'ya döndü.

"Panik bozuklukların sonucu her zaman atak geçirmek olmayabilir, Bay Lee. Bazen kişi uyku haline geçebilir, bayılabilir ya da çevre algısını kaybedebilir. Ve gördüğüm kadarıyla Jaemin kronik bir hasta değil, eğer öyle olsaydı en az bir tane kaydı bulunurdu sistemde."

"Yani demem o ki, Na Jaemin aldığı bir haber sonucu bu duruma girmiş olabilir."

"Ve bu da demek oluyor ki panik atak geçirmesine sebep olan adamla kaza yapmasına sebep olan şey bağlantılı, haksız mıyım?" Dedi Kun.

"Hayır. Panik atak geçirmek vücudun başvurduğu ilk yöntemdir. Çevre algısını kaybetmek ise sonuncu sıralarda."

Jeno kaşlarını çatmadan edemedi. Bunca zaman Jaemin'in babasının suçlu olduğunu düşünmüştü. Şimdi doktorun dedikleri düşüncelerine zıt düşüyordu.
Babasını gördüğünde panik atak geçiren Jaemin, babasından aldığı bir mesaj ya da aramayla son ihtimallerden birini yaşayamazdı? Ne olmuştu da kazaya sebep olacak bir panik durumuna düşmüştü?

Doktorun söze girdiğini duyunca kafasını kaldırdı.
"Bana sorarsanız Jaemin'in kaza yapmasının ardında sadece o adam yok, başka bir şey daha yaşamış olmalı. Basit bir mesajın algı kaybına yeteceğini düşünmüyorum."

"Nasıl yani? Birden fazla şey mi gördü telefonunda?"

"Evet, o adamla ilgili bir şey olmuş olabilir. Ama başka bir şey daha olmalı. Her şeyin üst üste geldiğini ve bilincin kendini korumaya aldığını düşünüyorum. Olabilitesi en yüksek ihtimal bu benim gözümde."

"İnsanın korkması gereken tek şey kendi zihnidir, hemşire. Her şey tek bir algı kaybına bağlı. Sadece bir anlık dalgınlık."
Kun'un yüzünün ekşidiğini gören doktor kıkırtısını bırakmadan edememişti. Kun'un böyle felsefi laflardan, özellikle aklını karıştıranlardan hoşlanmadığını bildiği için bilerek söylemişti. Ortamdaki gerginlik bu sayede az da olsa yumuşamıştı.

Ancak Jeno hala ellerini sıkıyordu titrememeleri için.
"Öğrendiği şeyler, eğer farklı günlerde olsaydı bunlar hiç başına gelmeyecekti yani, doğru mu anladım doktor?"

"Evet. Başka bir gün olsaydı, Jaemin'in hastane yatağının başında beklemek yerine ona ceza yazıyor olacaktın."

Jeno derin bir iç çekti.
'Keşke başka bir gün...' dedi içinden.




...
Ihım.
Az buçuk olaylar çözülüyor hazır mıyız?
Doktor Jung olarak Jungwoo'yu seçtim ancak siz başka birini de düşünebilirsiniz.
Ayrıca psikoloji hakkında hiçbir fikrim olmadığını ve tek kaynağımın google olduğunu belirtmek isterim dşdmdşdm
Umarım beğenmişsinizdir.

30th | NoMinDove le storie prendono vita. Scoprilo ora