1

10 2 0
                                    

            Gülerek elimdeki telefona bakıyordum. Çünkü yapacağımız şey bize yeni bir eğlence çıkarıyordu. Eh 12.sınıfsanız ve sınava iki aydan az bir süre varsa arada kafa dağıtmanız gerekiyordu. Biz de bugün arkadaş grubumuzdan bazılarıyla toplanmıştık. Gerçi artık gruptaki bir arkadaşımızdan emin değildik ama şu an konumuz bu değildi.

          Telefondan yeni bir instagram hesabı açıp işlemleri tamamladığımda gülerek kızlara döndüm. Bu sırada garip bir ses de çıkarmıştım ama olsundu. Hesabın ismini onlara gösterdiğimde onlar da ufak çaplı kahkaha attılar. Çünkü bu isim bizim için komikti ama herkes için değil.

          Yan odadan kardeşlerimizin sesleri gelirken biz sahte hesabımız için sahte erkek fotoğrafları aratıyorduk. Bir an önce bulmak istiyorduk ve az bilinen fotoğraflardan olmalıydı ki işleteceğimiz kişi bu konuda tecrübeli ise yakalanmak istemiyorduk. Sahte bir mail hesabı bile açmıştık. O kadar tedbirli ilerliyorduk ve birimizin unuttuğuna diğerimiz parmak basıyordu ki bu uyum hoşuma gidiyordu.

           O sırada aşağıdan bize yemek için bir çağrı geldi. Maalesef ki telefonu bırakmamız gerekmişti. Buluştuğumuz yer arkadaşımızın eviydi ve dedesigille kalıyorlardı. Bize seslenen de babaannesiydi. Açıkçası gerçekten acıkmıştım.

         Koşa koşa aşağıya inip bol atışma eşliğinde yemeğimizi yedik. Yanımızda kardeşlerimiz de vardı . Bazen eğlenceli bazen sinir bozucu olabiliyorlardı. Özellikle içlerinden ikisi mıç mıç sevgililerdense yemeğin ortasına kusma isteğimizi bastırmamız gerekiyordu .

         Yemek bittiğinde bulaşıkları atıp tekrar yukarıya çıktık. Odaya girer girmez yatağın üstüne atlayıp telefona uzandım. Bu tarz işler yaptığım zaman heyecanımı ve çıkardığım garip sesleri durduramıyordum. Seçtiğimiz fotoğraflardan bir tanesini profil fotoğrafı olarak koyup önce bazı ünlülere istek attık. Bunlar erkeklerin birçoğunun bayıldığı fıtbolculardı.

       Bizim de bir erkek gibi düşünmemiz gerektiğini göz önünde bulundurunca bu normaldi. Futbolcuların takipçilerden Türk olan birkaç tanesine de istek atıp telefonu bir kenara attık.

      "Her tarafım tutulmuş. " Omuzlarımı arkaya atıp gerinmeyi denedim ama hiç fayda etmemişti. Buseyle göz göze geldiğimde gülümsedim. Sudeye dönüp "Bak biz bu kızla küsmeyelim anamızdan emdiğimiz sütü burnumuzdan getirir. " dedi.

          Ufak(! ) bir kahkaha attım. Arada bu tarz cümleler kuruyorlardı ve ne yalan söyliyeyim egom okşanıyordu.

       "Eheheheh gülüşümü yapardım ama vazgeçtim. " Otuz iki diş sırıtıyordum. Ta ki kardeşlerimiz odaya öküz gibi girene kadar. "Keşke bir kapıyı çalma zahmeti gösterseydiniz be ablam. " Gözümü devirdiğimde Sude'nin kardeşi "Niye , napıyor olabilirsiniz ki? " diyip göz kırptı. Çocuk daha dokuz yaşındaydı ama işte Sude'nin kardeşiydi sonuçta ne beklenirdi. Oysaki ben onun düşündüğü gibi fesat düşünmemiştim. Belki ağda yapıyorduk heh olamaz mıydı?

           "Her neyse hadi çabuk söyleyin işimiz var. " Benim kardeşim başladı bu sefer konuşmaya. Sude'nin kardeşi- Emre'nin - elinde duran oyuncağı gösterdi " Ütü lazım abla bize. "

          Yatakta kendimi aşağıya kaydırdım. "Acelesi var mı ablam? Sonra yapsak. "

           "Acelesi var. O kadar uğraştık bozulursa sizi mahvederim. " Emre işaret parmağını bize doğru salladı. Korkunç olması mı gerekiyordu bilmiyordum ama tatlı görünmüştü gözüme. Buse elini uzatıp onu yanına çağırdı. " Gel len buraya otur kucağıma. "

           Emre sessizce Busenin dediğini yaparken Sude gözlerini kıstı. "Bu çocuk benim sözümü bu kadar dinlemiyor. Büyü mü yaptın kardeşime itiraf et. "

           Buse gülümsedi. "Benim ayrı bir çekiciliğim var. Ne dersem siz de yaparsınız . Mesela sen şimdi kalkıp ütüyü yakıp çocukların oyuncağını ayarlayacaksın. "

         Sude kaşlarını çattığında çocuklara da farklı bir eğlence çıkmıştı. "Niye yapacakmışım pardon? " Ellerini beline yerleştirdiğinde tam bir anneye benzemişti. Bir de terlik çıkartsa tam olacaktı.

         Buse dudaklarını kıpırdatarak bir şey dediğinde Sude hızla öbür odaya geçti. Ne dediğini görmemiştim ama tahmin edebiliyordum. Buse çocuklara "Hadi siz ablanın yanına geçin de yardım edin " diyerek ikisinin de poposuna birer tane vurdu. Çocuklar odadan çıkarken ona döndüm. "Kardeşimin totosuna benden başka kimse dokunamaz tamam mı? "

    "Hmm " diyip ayağa kalktı. Cilveli cilveli göz kırpıp "Vurursa naparsın mesela? "

       Gözümü devirdim. "Buse defol git bak başım ağrıyor zaten. " Sırıtarak geri çekildi. "Ben sana ağrı kesici getireyim malum akşamımız heyecanlı olacak. "

                 Dediklerini duymamış gibi şakaklarımı ovuşturmaya başladım. Hapla geri geldiğindeyse her şeyi unutmuş gibi davrandım. "Thanks."

             Sude geri döndüğünde güldüm. "Tahmin edeyim Zekeriya'yla ilgili tehdit etti demi bu pislik seni? " Kafasını sallarken Buseyle göz göze geldiler. Ve topluca gülmeye başladık. Sonrası gülme krizi. Bu krizlere alışmanız gerekebilir çünkü günde beş defa falan yaşadığımız bir durum.
        
       Boğazımı temizledim. "Yeter be. " Yavaş yavaş kendimize çekidüzen verdik. Telefonu salladım. "Takipçi kasmamız gerekiyor. " Buse oturduğu sandalyede kafasını geriye attı ve sandalyeyi kendi etrafında bir tur döndürdü. "Uff. Bir kişiyi işletmek için bir sürü zahmete mi gireceğiz? " Yanaklarını şişirip nefesini dışarıya verdi.

           Sude göz kırptı. "Bir kişiyi işleteceğimiz ne malum. " Sinsi bir gülümseme dudaklarımda belirdi ve Buse bir anda ayağa kalktı. "Sümeyye'yi de işletelim mi noluuur? " Ellerini çırpıp zıplamaya başladı.

           "Tamam, tamam işletiriz ama önce bu iş. " Kafasını sallayıp geri yerine oturdu. Tam bir manyaktı. "Şimdi hesabı hepinize vereyim ki giren takipçi kassın. Buse sen arkadaş falan edinebilirsin işimize gelir. Ya da işte kafanıza göre takılın takipçi yükselsin de kalanı pek de önemli değil. "

        Hesabı hepsinin telefonuna girdik ve ayrılma saatimiz gelene kadar dedikodu yaptık. Sonra da dağıldık.

      

KATİLLERİN AZABIWhere stories live. Discover now