Merhabalar... Bu hikayeyi bir gece yarısı aklıma esti ve hemen telefonumu elime alıp yazmaya başladım. Umarım güzel bir hikaye olur ve beğenirsiniz ☺️
Hayal kırıklığı içime bir yangın gibi düşmüştü. Gözlerimle görsem inanmazdım, çünkü onu o kadar çok seviyordum ki görmez olmuştum her şeyi.
Arabamı son hızla Sarp Bey'in yeni açtığı gece kulübüne sürmeye başladım. Oraya hiç gitmemiştim ve toplantıda yeni sahibinin kendisi olduğunu söylemişti. Ağlıyordum, hem de o kadar çok ağlıyordum ki ara ara görüşüm bulanıklaşıyordu. İçimdeki öfkeyi bağırarak atmaya başladım. Direksiyona defalarca 'Neden ya neden' diye bağırarak vuruyordum. En sonunda arabayı gece kulübünün önünde durdum ve aynadan kendime baktım. Göz makyajım biraz dağılmıştı orayı düzelttim ve rujumu sürüp arabadan indim. Biraz sıra vardı ama kapıdaki korumalar beni görünce baş selamı verip buyurun dediler. İçeri giriş yaptığımda kabanımı görevliye verip içki kokusu dolu yere adım attım. Baristanın olduğu yere gittim ve oradaki yüksek sandalyeye oturup bana en ağırından bir içki vermesini söyledim. İçtim, içtim ve sayamadığım kadar içtim. Bardağımda kalan bir yudumluk votkayı tam içecekken bir el buna engel oldu. Kafamı elin sahibine çevirince bu kişinin Sarp olduğunu gördüm. Kulağıma eğildi ve ben o güzel kokuyu tekrardan hissettim "Ahu Hanım bu kadar yeter. Geldiğinizde beri çok içtiniz bu size zararlı" dedi. Hah! Ona neymiş acaba?! "Acaba sizene, siz gidin ben gayet iyiyim burada. Merak etmeyin batırmam burayı" dilim dolanıyordu ama öfke bir kere bedenimi ele geçirmişti. Ellerini iki yanıma koydu ve kulağıma eğilip konuşmaya başladı "Ben senin iyiliğin için diyorum küçük. Yoksa istediğin kadar içersin. İyi olmadığının farkındayım o yüzden erkek arkadaşını ara isterse- Bana onu hatırlattığı için sinirle yüzüne bağırdım "benim o adi şerefsiz ile asla işim olmaz" dedim. Şaşırmıştı, gözleri alık alık bana bakıyordu. Daha fazla yanında duramayacaktım. Biraz daha konuşursam ağlayacaktım ve ben bu adamın önünde ağlamak istemiyorum. Elimi göğsüne koyup ittirdim ve çantamdan yüklü miktarda parayı bardağın kenarına bırakıp sarsak adımlarla lavaboya gittim. Aynadan kendime baktığımda çok kötü görünüyordum. Çeşmeyi açtım,gerdanımı ve boynumu ıslattım. Biraz olsun iyi gelmişti. İşimi halledince kapıdan çıktım ve ilerlerken ayağım takıldı tam düşecektim ki o tanıdık koku ilişti burnuma. Yüzüne baktığımda Sarp olduğunu gördüm "Seni evine götürüyorum küçük" kaşlarımı çattım ve konuşmaya tam konuşmacaktım ki "eğer karşı çakarsan çok iyi sustururum" dudaklarıma bakıyordu. Bende onun dudaklarına baktım ve gözlerimi kaçırıp yanında ilerlemeye başladım. Arabasına binip evimi tarif ettim. Sonra gözlerime engel olamadım ve derin bir uykuya daldım. 'Ahu' diye bir seslenme duyuyordum ama hiç gözlerimi açasım yoktu. Bir yerden soğuk geliyordu, üstümdeki kabana daha sıkı sarıldım ve dayanamayıp gözlerimi açtığımda Sarpı gördüm. Doğruldum ve ayağımı dışarıya uzatıp ayağa kalktım. Dengemi sağlayamayınca beni tuttu ve beni evimin kapısına doğru götürdü. Elindeki araba anahtarı ile arabasını kilitledi. Çantamdan anahtarımı bulmaya çalışıyordum ama kör gibiydim. En sonunda bulduğumda ona verdim ve kapıyı açtı. "Hadi buradan sonra kendin git."o kadar yardım etmişti bana. "Olmaz, yani bana o kadar yardım ettin biraz soluklan içerde"
Demez olaydım ne olduysa o geceden sonra hayatıma yeni bir boyut getirmiştim...
KARAKTERLER
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
