İnsanların bakış açısından duygular

41 6 12
                                    


&

Yaşam denilen şey azap değil midir hiç kimse tarafından sevilmeyen insanlar için?

Peki her kesle problemi olan birisi bu hayatta mutlu ola bilir mi?
Sanmam. Onu bu hayatından kurtaracak birileri olana kadar o bu hayatı yaşamaya mecbur. Bazılarının düşüncesine göre güçsüz insanlar yapar bunu, birinin onu kurtarmasını bekler. Şimdi hayal edin, derinliği 200 m olan bir kuyunun dibindesiniz, kendi başınıza çıka bilir misiniz o derin kuyudan?

Sevilmeyen insanlar için bir azcık sevgi bile yeter. Ama onlar bu kadar bile sevgi göremedikleri için küserler hayata. İnanmazlar artık hiç kimsenin sevgisine. İnanmazlar onları birinin gerçekten seveceğine. Bunlara düşünmeye yol açan terkedilmişlik duygusu en başlıca sebeptir belki. Düşünsenize birine annen, baban kadar çok deger veriyorsunuz, ama o seni bırakıp gidiyor. Ne kadar trajik dimi? 'Belki hiç sevmemiştir beni' 'belki sevgim ağır gelmiştir ona' diye düşünür insan. Düşünür,düşünür, kafayı yer. 'Sevginin gözü kördür' lafının mealini o zaman anlar. Neden sadece sevgisinin karşılığını alamıyordu? Sadece sevgi istemişdi, sadece sevilmenin nasıl hissettirdiğini bilmek istemişti, bu yanlış mıydı?

Kendisi kadar sevebilecek birinin olmayacağını biliyordu, ona küçücük bi' sevgi kırıntısı bile yeterdi. Belki de kabullenilmek istedi sadece, olduğu gibi kabullenilmek, çabuk sinirlenen yapısıyla kabullenilmek. Bunu bilmelerine rağmen her zaman üstüne geldiler, ailesi, sınıf arkadaşları, öğretmenleri. Peki sinirinin üstesinden gelmeye çalışan birine yapılır mıydı bu? Daha çok alevlendirdiler sinirini, her kes, her şey sinirine dokunur olmuştu. Onlar yapmıştı, sinirlendiğini bile bile üstüne gelmiştiler.

Peki 'ağlamak' dediğiniz şeyin ne olduğunu biliyor musunuz? Sinirlendikten sonra ağladı diye dalga geçilmenin ne olduğunu biliyor musunuz?
'Ağlamak' dedikleri şey duygu patlamasıdır. Sinirden ağlamak(?), üzüntüden ağlamak, mutluluktan ağlamak. Bunların hepsini aynı görüyorlar. Hepsi 'acizlik alameti'dir onlar için. Neden hiç empati kurmuyorlar diye düşünüyorum bazen. Sinirden ağlayan birinin baş ağrısını yaşamasını dilerdim hepsinin. Peki onun içindeki öfke alevlendiği için akıttığı gözyaşlarına neden alay ediyorlardı? Yanlış bir şey miydi gözünün dolması? Bence hayır. Peki neden kimse sinirlendireni değil, sinirden gözü dolanı suçlu görüyordu? Aciz olduğu için mi? Acaba onun gözü dolup, duygularını gözyaşıyla akıtmasaydı, içindeki büyüyen alevi gözyaşlarıyla söndürmeye çalışmasaydı alevden yanan bedeniyle baş edebilecekler miydi? Onun yapabileceklerinden habersizlerdi. Peki yapabileceklerini bilseydiler ona bulaşmayı bırakır mıydılar?

——————

Sadece bir anlık ilham ve içimdeki duygularla yazdım, umarım beğenmişsinizdir ,,^_^,,

Unloved peopleحيث تعيش القصص. اكتشف الآن