7

1.2K 75 59
                                    

KEREMDEN

çıkış saati geldiğinde heyecandan elim ayağım titremeye başlamıştı resmen. icardi bu halime güldüğün de "olum az sakin olsana, ben bile bu kadar heyecan yapmıyorum wanda yengenin yanında." dedi

"aynı şey mi olum? wanda yengeyle sevgilisin sen, biz altayla hiç bir şeyiz ve ben çocuktan hoşlanıyorum amk!" dedim heyecan ve sinirle karışık

"yaparsın sen aslanım benim." dedi yanımızda yürüyen mertens konuşmaya dahil olarak

"biraz icardiyi örnek al la kerem, adam kalede kaleci varken bile gol atıyor." dedi zaniolo kolunu omzuma atarken

onun bu dediğine güldüğüm de icardi "siktir lan ordan şerefsiz, sen kendine bak asıl. her gün başka birini götürüyorsun amk." dedi zanioloya karşılık

zaniolo güldüğün de bir şey dememişti. bahçeye çıktığımız da siyah bmw sine yaslanmış telefonuyla uğraşan altayı gördüm.

"orda vallahi, beni mi bekliyor ki? gitsem mi yanına acaba?" dedim stresli sesimle

"yok kardeşim gitme, burda bekle sen o seni görürse gelir yanına." dedi torreria dalga geçercesine

"şakanın sırası mı gerizekalı?" dedim altaydan gözlerimi çekerek lucasa bakarak.

"sana bakıyor." dedi zaniolo kolu hala omzumdayken

yutkunduğum da kafamı tekrar altaya çevirerek gözlerimizi birleştirdim. kolunu omzuma atmış olan zanioloya bakmayı kesip bana bir gülümseme gönderdi. ben de aynı şekilde gülümsediğim de arkadaşlarıma siktiri çekerek altayın yanına doğru adımladım

yanına gittiğim de hiç düşünmeden sarıldı bana. altayın güzel kokusu burnuma değdiğin de "naber?" dedi geri çekilerek

ben de boyumdan dolayı beline sardığım ellerimi çekerek ondan ayrılıp "iyi sen?" dedim

"ben de iyi. hadi arabaya geçelim." dedi

"benim de arabam burdaydı aslında ama, senin arabayı görünce anahtarı zanioloya verdim." dedim açıklama yaparak

"iyi yapmışsın iyi." dedi ve şöför koltuğunun yanında ki koltuğun kapısını açtı. gerçekten de tam bir istanbul beyefendisi gibiydi.

arabaya bindiğim de kapımı nazikçe kapattı ve kendisi de arabanın önünden dolaşarak şöför koltuğuna oturdu. bana baktığın da bir anda üstüme doğru eğilip kemerimi taktı.

bir anda oluşan yakınlıkla şaşırsam da altayın erkeksi kokusu burnuma dolmuştu. istemsizce derin bir nefes aldığım da kendini düzeltti ve kendi kemerini taktı.

etkisinden çıkmak için kafamı iki yana salladım. "ee nereye gitmek istersin? yapmak istediğin bir şey var mı?" dedi arabayı çalıştırmıştı.

"bana farketmez ya, sen nereye istersen oraya gidelim." dedim

"okuldan çıktık, acıkmışsındır. ilk önce yemek yiyip karnımızı doyuralım, sonrasına da bakarız artık. ne dersin?" diye sordu

kafamı sallayarak "olur, uyar." dedim gülümseyerek. yandan altaya baktığım da çok yakışıklı duruyordu şerefsiz herif.

.

.

.

ALTAYDAN

yanımda sürekli bana bakan bir kerem otururken yola odaklanmak çok zordu benim için. kırmızı ışıkta durduğum da kafamı çevirerek kereme baktım.

İstanbul Beyefendisi - KeremxAltayOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz