O adam kapıdan çıkınca jisungun elini bırakıp koltuğa doğru ilerledim
-minho
-bi dakika sindirmeye çalışıyorum
Minho koltuğa oturmuş ve şokla karşımdaki yüze bakakaldım
-ben simdi senin patronun muyum?
-heralde
-nasıl ya
-patronumla arkadaşım çok güzel ya
-dur bakalım
Masanın üzerine olan zarfı açtım. İcinde sirkete ait olan kartlar duruyordu. Onu çekmeceye kaldırıp masanın üzerindeki bir diğer şeyi inceledim. Üzerinde Lee sangwan yazan bir kaşe, kücuk bir saat ve bir kadının fotoğrafı. Kadının fotoğrafini alıp odanın bir ucundaki çöpe attım
-buraya beraber dizayn yapalım böyle çok renkli gözüm yoruldu
-sandalyeye oturmaya basladıgindan beri para harcamayı düşünüyorsun
-yok be sadece bu odayı,şirketin disiplinini ve bazı çalısanları
-hmm tabiki efendim
-jisung
-ne var ya sen benim patronum değil misin
-ben buranın patronuyum senin değil.
-tamam öyle olsun bakalım. Ben odama geçiyorum bı ihtiyacın olursa ara
-sende ara beni burda sıkılırım
-taman tamam
Jisung odadan çıkınca kahverengi vitrine ilerledim. Oradan çıkarttığim Lee sangwan yazan ad şeyini çope fırlattım. Burası cidden çok sıkıcıydı
Selam yine beeeen
Bu bölum baya kısa oldu ama artık telefonu tutamıyroum sol serçe parmağın uyuşuyor malesef
Sonraki bölümlerde unuturum o yüzden şimdi vereyim
Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.
Bu oda minhonun YENİ odası olacak ama şimdi böyle deil sonra jisung ile duzenleyecekler
