QUENA

•Garip hisler•

Sakin bir şarkı eşliğinde makyajımı yapıyordum. Üzerimdeki elbiseye far dökmemeye çalışırken bir yandan mırıldanarak şarkıya eşlik ediyordum.

4 saat uyumuştum ve bu saat benim için iyiydi. Bu gün hep odamda kalıp uyuyamasam bile uzanmıştım. Yemeğim yanıma getirilmiş, Nat beni iki kere çağırmış, ben istemeyince zorlamamışlardı.

6.30'da parti başlayacaktı ve sanırım gece 3-4 e kadar sürecek kadar uzundu. Çıkmamıza 1 saat falan vardı.

Dudaklarıma kahverengi ve kırmızı arası bir ruj ve üzerine gloss, göz altlarıma kapatıcı ve gözlerime kahverengi bir far sürmüştüm. Beyaz göz kalemimi çektikten sonra ince bir eyeliner çektim. Rimele doğru uzanıp, zaten uzun olan kirpiklerime de rimel sürdüğümde makyajım bitmişti. Dün gidip aynısından tekrar aldığım ve bana Özel yaptırılan parfümüme uzandım ve boynuma bu mükemmel ayrıca bana has kokuyu sıktım. Saçlarımı düzleştirmek için düzleştiricinin ısısını ayarlarken hareketli bir şarkı başladı yerimde ritim tutarak şarkıyı söylerken fön makinesi ısınmıştı. Saçlarımı düzleştirirken şarkıyı daha yüksek sesle söylüyordum.
Kapımın açıldığını fark etmeyecek kadar kendimi kaptırmışken aynadan Bucky'i gördüm. Kapı pervazına yaklaşmış beni izliyordu.
Arkamı döndüğümde gülümsedi ve göz kırptı. O tamamen odaya girdiğinde onu süzdüm, takım elbisesinin içinde mükemmel görünüyordu. Çıplak ayaklarım ile ona doğru yaklaştım, "Beni mi dikizliyorsun sen?" Güldü, "dikkatli Quena fark eder diye düşünmüştüm"
"Fark ettim ki ben"
"Tabii canım" somurtup makyaj masama giderken gülüyordu. Düzleştiricinin fişini çıkardım ve şarkıyı kapattım. Yatağıma ilerledim ve çantamı alıp yatağımın altındaki kutuyuda yatağın üzerine koyduğumda içinden bir silah ve bir bıçağı çantama koydum. "Bunları nasıl soktun içeri" ona bakıp sırıttım "ruhunuz bile duymadı. Hem ne olur ne olmaz" çantamı kapatıp kutuyu yerine koyduğumda oda yatağımın yanındaki koltuğa oturdu. Ona doğru yaklaştım, üzerine doğru eğildiğimde hızlanan nefes alışlarını hemen dengeledi. "Bu kutu sadece ikimiz arasında" tehditkar sözlerim ile gözlerini kıstı, rahat oturuşundan ödün vermeden konuştu "sadece ikimiz" geri çekilirken gülümsedim. Komodinimin üzerinde duran zarif ve siyah ayakkabıları giyerken beni izliyordu.

Bucky ayağı kalktı, "çıkalım mı hazırsan?" Ona döndüğümde oldukça yakındık, "çıkalım"

Odadan çıktığımızda asansöre ilerledik. Asansörün kapısı açıldığında ise içeride Steve ve Nat vardı, beraber gidiyorlardı demek. Nat yeşil ve açık elbisesinde mükemmel dururken Steve'in ondan geri kalır yanı yoktu.

Yanlarına bindiğimizde Herkes birbirini süzdü. "Çok uyumlu ve asil görünüyorsunuz" Nat'a gülümsediğimde sanırım sıra bendeydi "Sizde öyle"
Asansörün kapıları zemin katta açıldığında Tony ile Pepper bize döndüler diğerleri samimi bir karşılama yaparken Pepper bana yaklaştı ve elini uzattı "Ben Pepper seni tanımak bir onur Quena" demek hayranlarımdandı. Ne kadar katil olasamda, kötüleri öldürdüğüm için çokça hayranım vardı. Elini sıktım "Bende tanıştığıma memnun oldum ama lütfen bu bilgi aramızda kalsın ve dışarı çıktığımızda lütfen bana Diana diyin" bunu genel söylemiştim. Herkes onaylarken açıklama yaptım, "Dışarıda ve arkadaşlarımlayken bu ismi kullanırım" Tony meraklandı "Gerçek ismin mi?"
"Sence gerçek ismimi dışarıda kullanırmıyım?" Mantıklı geldiği için hepsi sustu. Dışarıya doğru gittikçe Sam ve Peter ile karşılaştık, onlar yine takılıyorlardı. Gitgide kameraman sayısı arttı ve kapı açıldığında kapıda onlarca gazeteci ve kameraman vardı. Sırayla herkes eşi ile çıktı Bucky elini belime koyduğunda bende ona yaklaştım ve birlikte kamera odağı olduk. Bir sürü kamera ışığının içinde gözlerimi zorlukla açık tutarken bolca fotoğraf çekmişlerdi bir yandan korumaları geçmeye çalışırlarken bir yandan soru soruyorlardı.
"Siz yeni Avenger mısınız?"
"Yoksa Bucky Barnes'ın yeni aşkı mı sayın seyirciler!?"
"Adınız ne?"
"Çok şık görünüyorlar!"
Sorulara cevap vermezken 4 özel araç önümüzde durdu. Biz de Bucky ile bir araca bindiğimizde şoför sürmeye başladı.