1. BÖLÜM

118 17 96
                                    

'Ya kaybeden olucam ya da kazanan"


LEE HEESEUNG'TAN ANLATIM•

Güneş adeta ateş gibi parlıyordu. Gözümü sanki bir daha asla açmayacak gibi kapatmıştım, ama kalkıp yeniden araştırmaya devam etmem gerektiğini biliyordum.

O yüzden daha fazla zaman kaybetmeyip hızlıca gözlerimi açmıştım. Yattığım yerden sakince doğruldum ve tam yatağamın karşınıda duran aynaya baktım.

Kana ihtiyacım vardı..

Gözlerim adeta kırmızının en köyü rengine bürünmüşken içimden geçirdim.
'Bu gözlerden sadece o korkmazdı..'
Onu bulacaktım elbet lakin ne zaman bulacağımı bilemiyordum, asıl bu benim canımı sıkıyordu.

Sanki çok yakınımdaymış gibi ama bir o kadar da uzak.. Elimi uzatsam tutacakmışım gibi ama bir anda elimden düşebilirmiş gibi.. Sımsıkı tutmaya çalışıyordum. Tam buldum sonsuz mutluluğa eriştim derken bir anda her şey alt üst oluyordu.

Her şeyi bir kenara bırakıp tuvalete yöneldim. Elimi yüzümü yıkadım yıkamasına ancak kendimi halen kalkmış gibi hissetmiyorum. Nedeni ne olduğunu tam olarak bilmiyordum ama bu yorgunluk ve uykusuz olan hallerimi kan içmediğim için olduğunu düşünüyordum. Son kez aynadan kendime baktım ve hızlıca mutfağa gittim ve buzdolabının soğutucu bölümünü açtım.

Aslında kan içmeye heyecanlı bir şekilde gelmiştim ama.. Yanılmışım. Sadece 1 kan torbam kalmış..

Acaba nereden bulucam yeni kan torbasını.. Buldum! Kesin Sunghoon'da vardır.
Hızlıca telefonun şifresini girdim ve Sunghoon'u aradım.

Aç artık.. aç..

"Alo?" ~Sunghoon
Sesi uykulu geliyordu. Ama umurumda değil, açım.

"Şürkürler olsun.. Sonunda açtın telefonu. Hoon elinde fazladan kan var mı? Bende 1 paket kalmış ama ben açım! Satın almak çok uzun sürer."

"Dur bir dakika.. Kendime geleyim." ~Sunghoon

"Hoon... Açım diyorum. Neyi anlamıyorsun acaba? Gelip ben mi almalıyım o kan paketini? Sonra uyursan uyu umurumda değil açım ben!"

"Dur biraz ya! Sabırlı ol! Elinde bir paket varmış zaten içsene onu arada! Tanrım.. Kinlerle uğraştırıyorsun beni..!" ~Sunghoon

Sadece göz devirdim, ama çocuk haklı benim bir paketim var şuanda ama olsun! O 1 paket yetmeyecek bana.

"Iyi gelirim şimdi alırım paketi tamam mı?"

Sunghoon'un bıkkın bir şekilde nefes vermesini umursamayıp. Telefonu yüzüne kapattım ve son paketi açıp içerek odama gittim.

Zaten odama gidene kadar bitmiş olan kan paketini yatağıma attım. Hızlıca üstümü değiştirdim ve Sunghoon'un evine doğru yol aldım. Aslında koşabilir veya ışınlanabilirdim ama bu cidden tehlikeli olurdu. Sonuç itibariyle hala avcılar görev başındaydı, hızlı koşarsam yakalanma ihtimalim cidden yüksekti yada ışınlanırsam yaşadığım güç ile beni kolayca avlıyabilirlerdi.. Bu hatayı bir kere yapmıştım ama bir daha yapmayacağım.

En azından onu bulana kadar..

Sunghoon'un evine kendi kendime konuşurken varmıştım bile. Şimdi onu biraz sinirlendirmemde sıkıntı olmazdı.
Sert ve bir o kadar gür bir şekilde kapısını çalmadım adeta vurdum.
Ben 4 veya 5 defa sonrasında sinirli bir şekilde kapı açıldı ve hem uykusu olan hemde bu eve haciz gelmiş gibi kapiyi çalmamdan sinirlenmiş olan bir adet Park Sunghoon belirdi kapının önünde.

"Ne var be! Ne var! O ne kapıyı kıracakmışsın gibi çalmalar! Bir iki saniye dursan ölürsün sanki!" ~Sunghoon

Ben ise tatmin olmuş bir şekilde güldüm onun aksine. Cidden bu çocuğu sinirlendirmek çok kolay.

"Sanada günaydın Hoon! Ne güzel bir sabah. Öyle değil mi?"

Sunghoon'un gözü seyriliyordu. Bu demek oluyor ki cidden uykusuz ve sinirliydi.

"Hyung ciddiyim.. Gece yarısında yattım. Abimsin veya kardeşimsin demem üstüne atlarım(!)" ~ Sunghoon

Neden o kadar geç uyumuştu ki?

"Neden o kadar geçe kaldın? Normal şartlarda en geç 11'de uyursun sen."

Sunghoon başıyla beni onayladı.

"Youngmi'nin nerede olabileceğini araştırdım ve bir baktım saat gecenin 4'ü olmuş sabah oluyordu.." ~Sunghoon

"Ah- anladım.. O zaman sabah seni uyandırdığım için üzgünüm Hoon.. Şey ben sana sonra uğrarım iste-"

"Geç içeriye. Hemen(!) Anlatmam gereken şeyler var. Sanırım Youngmi'yi bulmamıza az kaldı." ~Sunghoon

"Ne? Nasıl yani- Onu bulmamıza.. Cidden yaklaştık mı?"

Gözlerim adeta mutluluktan yerinden çıkacaktı, kalbim göğüs kafesimi aşacak ve vücudumdan çıkacak gibiydi..

"Hyung sakin ol. Gözlerin parladı resmen ve ayrıca gözlerini eski haline döndüe ve içeriye gir, gözlerin kırmızı oldu. Cidden bu kadar sevebilmen.. Youngmi'yi.." ~Sunghoon

Hemen tehlikenin farkına vardım ve içeriye girmeden önce gözlerimi yeniden eski haline döndürdüm. Cidden ilk zamanki gibi ona hala tam bir bağlılık beni çok mutlu ediyordu. Biz birbirimize bağlanmıştık.

Kanlarımızla birlikte..

Ilk önce Sunghoon ile güzel bir kahvaltı ettik ve ardından kanlarımızı içtik.

En sonunda koltuklara oturmuştuk, onun konuşmasını bekliyordum. Acaba ne buldu..

"Şimdi hyung. Ilk başta sakin olmalısın tamam mı?" ~Sunghoon

"Tamam.. Tamam. Sakin olacağım Hoon. Artık başlayabilir misin? Youngmi hakkında ne buldun?"

"Şimdi şöyle.." ~Sunghoon

Devam edecek..

Yorum sınırı: 100

𝙵𝚊𝚝𝚎 | 𝙻𝚎𝚎 𝙷𝚎𝚎𝚜𝚎𝚞𝚗𝚐Where stories live. Discover now