Hersese selamun aleykumm 40 yil sonra bolum yazdim iyi okumalar sizee
--------------------
Volkan'dan
"Düzgün atın lan şu taşları." Dedim bağırarak.
" Kardeşim senin istediğin taşları mı atıcaz."
"Kes lan kangal kılıklı."
"Ben dedim size pijama partisi yapalım diye kavga çıkıcak şimdi." Dedi gay maltay.
Hepsi farklı bir boyut bunların amk. Bir tane keltoş bende okey oynuyacağım diye gelip 6 tane çay içti şimdi de kalkmaya hazırlanıyor kesin tuvalete gidicek hesapta bana kalır . Diğer malada taşları beğendiremiyoruz. Gay kıvırcıkta pijama partisi istiyor. Alamancı da o keltoşa uyup 10 tane çay içiyor neyse Emrem gelicek sakin olmam lazım.
"Pijama partisi yapsaydık burda amele gibi okey oynuyor olmazdınız."
"Alamancı piç sen ne anlarsın okeyden anca karı kıza yaz."
"Zorbasın mert umarım cam yersin halısahaya gidiyom ben ozanı dürtücem biraz." Apar topar çıkmaya başlayınca tuvaletten dönen Alex ile çarpışmışlardı. Alex'te fırsatı değerlendirerek ıslak ellerini Mesut'un üstüne sürmüştü.
"Kafanın şekline tüküreyim Alex peçete yok muydu tuvalette amcık." Diyerek kahveden hızla çıktı.
"HESABI ÖDE LAN GÖT BEYİNLİ"
"Tch tch tch tüm derdin hesap olmuş aşk olsun Volkan." dedi bana kitleyeceği çayı yudumlarken. Bişey derdim de kıyamıyordum bu keltoşa.
Mesut'un gidişini izlerken arkamda ki mistik bir şahıs ellerimi tutarak pembe tesbihimi almaya çalıştı.
"Kim lan o orospu" diyerek başımı arkaya doğru çevirmemle Emre ile burun buruna gelmiştim.
"Benim o orospu" diyerek dudaklarıma bakmıştı. Kahvenin ortasında olmasaydık yapışırdam da şimdilik sadece kafamı çevirmemle kalmıştım.
Ellerini ellerimden hala çekmemişti çekmesini de istemiyorum zaten. Elimdeki tesbihi masaya bırakmıştım Emre de tesbihi bırakmamla ellerimi tutmayı bırakıp yanıma oturmuştu.
Emre'yi bir şey hakkında konuşmak için yanıma çağırmıştım ama bir şey söylemiyecektim sadece yanımda olmasını istiyordum.
Kimse konuşmuyor diye içimden söylenirken Alex çayını hüpleterek içmeye başladı ciddi miydi bu herif.
"Sevişmiyeceksiniz ben kalkıyorum Kerem camide beni bekliyorda." Diyerek yanındaki çay içen Mert'i de çekiştire cekiştire kaldırmaya calışmıştı.
"ÇAY BOĞAZIMDA KALDI OROSPU ÖKÜZ." Diyerek birbirlerine vura vura kahveden çıkmışlardı. Bu dangalaklarda hesabı ödememişti.
"Neyse bende kalkayım artık kafamı tıraşlicam" Keltoşum kalkarken hesabı da ödemişti o kadar laf etmiştim ayıp oldu adama. Orospuların gitmesiyle Emre ile baş başa kalmıştık bir şey demiyordum boş boş masadaki okey taşlarını izliyordum Emre'nin de benden bir farkı yoktu.
"Tesbihin güzelmiş pembe pembe." Dedikten sonra gülmeye başladı onun gülüşüyle bende güldüm.
"Beğendiysen al senin olsun bende çok var." Dememle tesbihi cebine atıp bana ayyaş ayyaş bakmaya başladı masadaki taşlarında rengi çok güzeldi.
Emre'nin kahkalarıyla tüm kahve bize bakmaya başlayınca Emre ayağa kalktı "Hadi dışarı çıkalım konuşmamız lazım." Dedi. Ne konuşcaktı acaba kesin bana evlenme teklifi edicekti de neyse.
Kahveden çıkmamızla birlikte rüzgar saçlarımı bozmuştu birde bu soğukta maç oynayacaktık. Saçlarımı hiç sevmiyordum bir gün Alex'in önüne oturup beni kel yap dememek için hiç bir sebebim yoktu. Saçlarımı düzlemeye çalışırken rüzgar hala engel oluyordu ben düzeltiyordum rüzgar bozuyordu. Emre ise durmuş beni izliyordu.
"İzleyeceğine yardım etsene." Diyip kafamı Emreye doğru eğmiştim. "Yalvarırsan belki yardım ederim." Diyen Emre'ye bakmamıştım bile. Rüzgarın saçımı yine bozucağını bildiğim halde saçımı düzlemesini istiyordum.
"Tamam, Emre hazretleri size yalvarıyorum saçımı lütfen düzler misiniz." Dememle yine kahkaha atmıştı bir gün kahkahasını ses kaydı alıp alarm sesim yapıcaktım. Emre'den başka birisi bana yalvar deseydi kafasına tuğla filan atardım ama Emre deyince ikna oluyorum.
"Bu arada kafanı eğmene gerek yoktu ben kısa birisi değilim." Demesiyle bu sefer kahkaha atan taraf ben olmuştum bana boş boş bakan tarafta Emre olmuştu."Hayatım kısa sen daha kısasın Emre." Hayatımın Emre gibi kısa olduğunu düşünüyordüm çünkü Emre de hayatım vardı.
"BOYUM KISA DEĞİL TAMAM MI ARAMIZDA SADECE 21 CM VAR DEVE AYAKLI." Diyerek önden hızlı hızlı giden Emre'ye yetişmeye çalıştım. Yetişmek zor olmadı çünkü dediği gibi deve ayaklıydım.
Emre'nin yanına gelince Emre'yi kolumun altına aldım." Aramızda 21 cm olduğuna göre sen benim boyumu biliyorsun demek ki." Dediğimde Emre ağzında bir şeyler gevelemeye başladı. "Boyunu bilmiyorum salladım bir yerlerden." Dedi ve beni baştan aşağı süzmeye başladı. "Ama şimdi 191 boyunda varsındır." Dediğinde bende Emre'yi süzmeye başlamıştım.
"Senin boyunda 171." Dememle bana garip garip bakmıştı. "Asıl sen benim boyumu nerden biliyorsun hayvan."
"Aramızda 21 cm olduğunu söyleyen sendin ben 191 cm boyundaysam senin 140 filan mi çıkman gerekiyordu." Bugünde kurtulmuştum.
"Neyse ne konuşcaktık biz beni niye kahveye çağırdın sen." Diyen Emre'yi duymamış gibi yaptım meğersem bugün kurtulamamışım.
"Kahvedeyken hadi dışarı çıkalım konuşmamız lazım diyen sendin bir kere." Demiştim.
"Çocuk gibisin Volkan."
"Tamam bu konuyu sonra düzgün bir yerde konuşuruz bugün Altay maltay zart zurt filan vardı şimdi de maç var bugün konuşamayız bu mevzuyu hadi güzelim görüşürüz maçta iyi şanslar." Dedim ve Emre'yi arkamda bırakarak halısahaya girmiştim.
Emre'ye yakın oynamak için forvet olmuştum oymayamıyacağımı bildiğim halde.
--------------------
Hadi 40 yil sonra bolum yazdigima gore 80 yil bolum yok size gorusuruzzzz
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
