Bugün Etkisi

65 9 321
                                    

Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.

Keyifli okumalar..

Şarkılar; blackbear, idfc
Lana Del Rey, Cinnamon Girl

"Hiçbir insan zorlama şeylere gelemez diye düşünürdüm hep, sıkışınca insanların yapamayacağı şeyler yokmuş.
Hiçbir şeyi olmayan insanlar rahatlıkla adam öldürüp hayatına devam edebilir mi?

Yada her şeyi olan bir insanın kaybetmeyi göze aldığı nedir?"

Aslında, hayat değişen bir zaman kavramı değil midir, belki uğruna öleceğiniz insan tam karşınızda kalbinize yada belki şakağınıza namluyu dayamış, saniyelerle birlikte ölümünüzü bile isteye izliyor, bekliyordur.
İşte o zaman kaybedecek şeyi olmayan ama olduğunu zannedip hayatını boş bir zaman kaybı uğruna yaşamış zavallı bir insan olarak kalırsınız.

Ve ben eskinin aksine tam olarak bu kavramların dışında kalacak kadar kendimi düşünmeye başlamış, hayatıda sevmeyi seçmiştim hayat her ne kadar beni sevmesede...
Kaldırımda yürürken düşünceler zihnime doluşmuştu.

Okul,ev,çalışma,harçlıklar derdine girenlere özenir durumdaydım, çünkü okul hayallerimin aksine kabus niteliğindeydi.
Hayalimde canlandırdığım okul; lisede olan dersler olmadan, kolaylıkla mezun olmayı hayal ettiğim basarılı bir doktor olmayı dilediğim mükemmel bir hayata açılan harika bir hayaldi. Hâlâda öyleydi ama bu mükemmel  hayata geçmek için yürüdüğüm yol; engebeli, taşlı ve fazlasıyla tümsekli aşırı zor bir yoldu.

Okulun kapısının önündeydim. Senelerce hayalini kurduğum bu üniversiteyi çok büyük çabalarla gecemi gündüzüme katıp kazanmış, 4. Senemin ortalarındaydım. Aslında küçüklüğümden beri birçok kez farklı meslekleri isteyip hayal kursamda kafama en fazla yatan ve basarılı olmayı en fazla dilediğim meslek doktorluktu. Lise yıllarımın ortalarından beri tek bir hedef için çalışıyordum ve fakat hangi dal hala emin olamıyordum. Kafamdaki kalp veya beyin ve sinir cerrahlığıydı. Ama koymuştum kafama birini.

Okul girişinin önüne geldiğimde düşüncelerimden sıyrılıp açık bıraktığım uzun kahverengi saçlarımı arkaya doğru attım, okulun içerisine girmeye başladım. Her zamanki gibi beni çok seven saygıdeğer insanlar o iğrenç bakışlarını üzerimde tutmaktan asla çekinmiyordu, ama aksi gibi bende onlara onlar gibi bakmaktan çekinmiyordum.

Ders bittikten sonra herkes yavaş yavaş  çıkmaya başlamıştı. Bende toparlanarak çıkacağım sırada bir el tarafından soldaki boşluğa çekildim. İlk eliyle ağzımı kapadı, ardından omuzumdan baskı yapıp bütün bedenimi sert bir şekilde duvara çarptı.

Gözlerim faltaşı gibi açılmış bir vaziyette ona bakakalırken neler olduğunu anlamam birkaç saniye sürdü. Her zaman okulda olurdu bu tür şeyler, hatta başıma birkaç defa gelmişti ama okul içerisinde daha öncesinde kalabalık olan alanda yada birinin gireceğini düşünmeden böylesine bir davranış duraksamama neden olmuştu.

Ayağımla sert bir biçimde ilk dizine ardından kemiğine geçirdiğim an geriye sendeledi. Bunu fırsat bilip kaçabilirdim ama dengesizin teki olduğumdan ötürü yanağına çok sert bir yumruk attım. Bir an acıdımda, çünkü dişinin kırıldığına emindim.

Şok olmuş bir vaziyette hızlı adımlarla çıktığım okuldan bahçede ilerlerken dersim bittiği için artık eve gidecek, rahatça dinlenecektim.
En azından ben öyle sanıyordum..

15 dakika sonra...

Durakta eve gitmek için minibüs beklerken uzaktan bir adamın bana baktığını gördüm.
İlk emin olamadım, belki ben yanlış görmüşümdür diye tekrar bakınca düm düz bir adamın bana baktığını gördüm. Normalde korkmam ama kapüşonunu kafasına çekmiş, hatta yüzünün yarısının görünmediğini görünce ürperdim ve kafamı yere eğdim.

NABZIN MAHKEMESİ Where stories live. Discover now