Almina Mira Ermano yemin etti intikam alacağına ve tanrının vâd edilmiş topraklarının yaratılış sırlarını bulacağına
6 imparatorluk ve en alt kademede insan imparatorluğun doğan prenses imparatorluğunun çöküşün neden olan tanrıları, düşmanlar, mütt...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
*
" nesilden nesile geçen tek şey nefrettir "
*
Ermano imparatorluğunun kış mevsimi normalde hafif geçse de 3219 yılında imparatorluğun kuruluşundan itibaren bu kadar sert bir kış görülmediğini söylemişlerdi büyükler o sert kışta insanlarımız ölmüyormuş yada başka işimiz yokmuş gibi luminus imparatorluğu Ermano yu ziyaret etmeyi planladığını söyledi
ama bunlar umurumda değildi sarayda çıkmak ve dadımdan kaçmaktan başka bir şey istemiyordum ne de olsa ben çöp prensesin kendisiydim , kimse beni durduramazdı ne annemin ne de babamın sözünü dinlerdim bu yüzden dadım tarafından o kadar çok azarlanırdım ki keşke kafamı duvarlara vursaydım da yapmasaydım derdim fakat her seferinde bu olurdu ve ben hiç akıllanmayı planlamadığımdan yine yaramazlık yapacaktım
o gün kar hafifti ve soğuk değildi ve odamdan çıkmayı başarmış bir şekilde merdivenden aşağıya doğru indim kendi evim olsa da arada bir bu sarayda kayboluyordum ve beni bulmaları bütün günlerini alıyordu bir muhafıza melyona bahçesine açılan kapıyı sordum ve bana eşlik etmesini istedim
10 dakikalık boyunca yanımdaki yakışıklı muhafıza baktım siyah saçları gözlerine kadar geliyordu çenesi ve burnu mükemmeldi tanrı tarafından kutsanmış bir yüzü vardı lacivert gözler safir i anımsatıyordu kıpıya yaklaştığımı fark edememiştim çünkü yanımdaki heykel gibi adama bakıyordum safir gözleri benim koyu yeşil gözlerimle kesişti o kadar şaşırmıştım ki bir anda kafamı diğer tarafa çevirince belime kadar uzanan siyah saçlarım yüzüne çarptı ona doğru döndüm ve karşılaştığım tek şey şaşkınlıktan büyümüş bir çift safirdi
" affedersin bay zacerion canın yandı mı ? " o kadar şaşırmıştım ki ellerim benden bağımsız hareket ediyordu, muhafızın kolunu fark edememiştim
zacerion gözlerini kırpıştırarak bana baktı " prenses melyona çiçeklerini ne kadar çok seviyorsunuz da bu kadar heyecanlanabiliyorsunuz "
dediğinde ben renkten renge girmeye başlamıştım bir heyecanla koşmaya başladım ama bu koşma ayakkabımla eteğime basana kadardı
yere düştüm utancımdan alnımı yere dayadım ve içimden bir sürü küfür yağdırdım kafamı kaldırıp zecerion a bakacak yüzüm yoktu bu yüzden zacerion un gitmesini beklemeyi planladım ama tam tersi oldu gitmedi yaklaştı
mırıldanarak " siktir " dedim
zacerion yanıma çömeldi ve " bizim biricik prensesimiz nasılda argo kelimeler kullanabilir eğer abiniz öğrenirse bir güzel azarlanırsınız prenses almina "
ona omzumun üzerinden baktım " söylemeyeceksin değil mi baş muhafız zacerion "
zacerion un dudağı kıvrıldı ve tam bir şey diyecekken bir ses koridorda çınladı