Topu ayağında sektiren Alioski'ye döndüm, "Abi yalan söylemiş bana diyorum." Ferdi araya girdi, "Kız, hayatımda başka biri var demişti oğlum demek ki yalan değilmiş."
Alioski, topu sertçe Ferdi'ye attı "Oğlum deşmesene." Ferdi dudaklarını birbirine bastırdığında derin bir nefes verdim.
"Esma, beni aldatmaz."
"Yani teknik olarak ald-"
"Ferdi."
Sinirle Ferdi'nin sözünü kestiğimde kafasını başka yere çevirdi.
"Niye yanlarına gitmedin bu kadar eminsen?" kafamı Alioski'ye çevirdim, "Korktum." diye mırıldandım.
"Neyden?"
"Ona olan güvenimin sarsılmasından korktum."
İkiside birbirine bakıp sessiz kaldı. Derince ofladım çimenlere kendimi bıraktım.
"O adam kimdi? Neden ona öyle gülümsedi? Ben bu sorulara bir cevap bulamıyorum beyler."
"Ravza'nın ağzını yoklayayım dedim ama konuyu değişip durdu."
Kaşlarım çatıldı, "Sende konuyu değişip durmasına izin mi verdin?" dudakları büzüldü, "Kıyamadım çok güzel konu değişiyordu."
Sinirle yüzümü ovaladıktan sonra kendimi geriye doğru atıp yattım.
*******
Emre:
اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.
Emre: Seni tek özleyen ben değilim.
Emre: Oğlumuzda seni çok özledi.
Esma: Ben de onu çok özledim.
Emre: Beni? Beni özlemedin mi?
Esma yazıyor...
Esma çevrimiçi...
Esma: Özlemedim.
Emre: Çok kalp kırıcısın.
Emre: Ama çokta güzelsin.
Emre: Kır güzelim kır, kalbimi biri kıracaksa sen kır.
Emre: Ben buna razıyım.
Esma: Bana artık yazmanı istemiyorum. Yakın bir zamanda sevdiğim adamla evleniyorum.
Emre: Sevdiğin adam.
Emre: Ne ara bu kadar parçalayıcı oldun sen?
Emre: Bana bakmaya kıyamayan Esma'yı özledim.
Esma: O Esma'yı artık sevdiğim adam görür, sen değil.
Esma: Rahatsız etme beni artık.
Esma kişisi tarafından engellendiniz.
Gözümden akan yaşla beraber telefon elimden düştü.
Esma'yı artık tanıyamıyordum.
Çok değil birkaç ay önceki Esma'yla şimdiki Esma arasında uçurumlar kadar fark vardı.
Bacağıma sırnaşan oğlumun kafasını okşadım, "Neşe kaynağımız olan annenin bizi getirdiği hale bak."
Aklıma gelen şeyle kaşlarım çatıldı, "Anneni tehdit mi ediyorlar yoksa oğlum? Ailesi tarafından zorlanıyor mu yoksa?
Gözlerimi silip ayağa kalktım, yerde duran oğlumun tasmasını alıp elime doladım.
"Gidelim bakalım, annenin derdi neymiş, evleneceği adam kimmiş öğrenelim."
*******
Oturduğumuz sahilden kalkıp yürüyerek Esma'nın evine geldiğimizde yutkundum.
Bir sinirle kalkıp gelmiştim fakat şimdi kapıya öylece bakıyordum.
Niyetim onu görmek değildi aslında niyetim annesini veya babasını görmekti.
Esma'nın bana söylemediği gerçeği onlar bana söyleyecekti.
Bahçe kapısından girip kapının önüne geldim, ve zile bastım.
Bir süre sonra kapı evin yardımcısı tarafından açıldığında başımla selam verdim.
"Aysel hanımla görüşmeye geldim." Karşımdaki kadın şaşırıp arkasını döneceği zaman Aysel hanımın sesini duydum, "Ne işin var senin burada?"
Yardımcı kadın, Aysel hanıma selam verip içeriye doğru gittiğinde Aysel hanım hoşnutsuz yüz ifadesiyle karşıma dikildi.
"Kızımla ayrıldığınızı duydum, daha ne diye geliyorsun?"
Sinirle soldum, "İstediğiniz oldu tebrik ederim." Elimi burnuma atıp sıktım, "Neden bunu yapıyorsunuz?" dediğimde bana kaşları çatık bir şekilde baktı.
"Ne yapıyormuşum?"
"Esma'yı bir adamla evlendirmeye çalışıyorsunuz değil mi? Tehdit ettiniz onu buna mecbur bıraktınız, yoksa Esma benden ayrılmaz, başka biri var diye tutturmazdı."
Aysel hanım anlamsızlıkla bana baktı, "Ne saçmalıyorsun sen ne evlendirmesi?"
Sinirle güldüm, "Bana bilmiyorum ayakları yapmayın Aysel hanım. Esma'yla hep ayrılmamızı istediniz ve aklınıza başka biriyle evlendirmek geldi. Gerçekten bu kadar nefret ettiniz benden kızınızı başka biriyle evlendirecek kadar."
"Yeter delikanlı." Diyerek sinirle sözlerimi kesti, "Saçmaladıklarından hiç birşey anlamadım. Esma'yı evlendirdiğimiz falan yok. Esma evlenmiyor."
