and.

238 30 115
                                    

Hyunjin:
Merhaba güzel gülüşlü çocuk.

Hyunjin:
Daha ilk cümlemde bile yüzümü
tebessüm ettirdin. Ne zaman sana böyle
seslensem ' aşık olduğum o gamzeler sende
boy gösterisi yaparken nasıl bana güzel
dersin?!' diye hep kızardın.

Hyunjin:
Ama sen benim hayatım boyunca
gördüğüm en güzel şeydin. Bunu sana
söyledim mi onu bile bilmiyorum.

Hyunjin:
Biliyor musun çok düşündüm, yazıp
yazmamayı yani. Hem de çok. İlk defa
gururumu bu kadar ezerek geliyorum
sana.

Hyunjin:
Aylar oldu diyeceksin muhtemelen .
Aklın yeni mi geldi başına diyeceksin.
Haklısın da , sen hep haklısın.

Hyunjin:
Ama sanki her şeyi zaman geçtikten sonra
konuşmak daha iyi olur diye düşündüm.
Sanırım yine yanlış düşündüm hm?

Hyunjin:
Her şeyden önce özür dilerim. Nefret
edersin biliyorum. Ama bu sefer gerekli.
Ve seni seviyorum. Bu her şeyden
daha da gerekli.

Hyunjin:
O kadar özledim ki seni Min.

Hyunjin:
Lavantaları kıskandıran kokunu , aydan bile
parlak olan tenini ,ellerinle kapadığın o
güzel gülüşünü, bana sevimli sevimli
kapı açmanı , aradığımda neşelenen ses
tonunu , sürekli yediğin o jelibonları,
çikolata yedikçe bana kızmanı...

Hyunjin:
Biliyor musun artık çikolata yemiyorum
Sen yokken tadını beğenmedim
Sen yokken hiçbir şeyin tadını beğenmedim.

Hyunjin:
Yaşamanın , denizin , baharın tadını
beğenmedim. Ben sen yokken nefes
almayı bile sevmedim ki.

Hyunjin:
Ama hak ettim değil mi? Başıma ne
geldiyse hepsini hak ettim ben. Hem zaten
haksız olmasam sen beni hemen affederdin
biliyorum.

Hyunjin:
Bu hep böyleydi zaten . Kendimden çok
sana güvendim. Bence haklıydım da.
Baksana ilişkimize ne zaman kavga etsek
alttan alan ya da tatlıya bağlayan taraf
hep sendin.

Hyunjin:
Hep sevgimin seni iyileştirdiğini söylerdin
bana. Şimdi nasıl olduğunu sormaya bile
hakkım yok. Aslına bakarsan senle alakalı
hiçbir şeye hakkım yok. Bunun farkındayım
ama kendime engel olamıyorum.

Hyunjin:
Seni sevmek en güzel ve en tutkulu alışkanlığım
oldu daima. Böyle olmaya da devam edecek , ben
de bunun önüne geçmem , geçemem.

Hyunjin:
Söylediğim şeylerdeki samimiyetime bile
inanmayacaksın belki. Ama biliyorum sen
beni hissedersin , bilirsin.

Hyunjin:
Ve ben bunu nasıl kaybettim inan
bilmiyorum sevgilim. Beni affedemeyeceğini
biliyorum ama beni bağışla. Çünkü
bu aptalın buna ihtiyacı var.

Hyunjin:
Bencil ,aptal, şımarık bir çocuktum ve
bunun bütün sorumluluğunu sana
yüklediğim için özür dilerim.

Hyunjin:
Beni sevmeni o kadar sevdim ki resmen
seni sevmeyi unuttum. Ve şimdi de zamanı
geriye alamıyorum.

Hyunjin:
Şairlerin haklıymış. 'Sevseydin kalırdın'
demiştin. Ben sevmeye dair fikri
olmayan bir şerefsizden öteye gidemedim.
Senden gittim , çünkü yeter sandım
ama bana hiçbir yer sen gibi gelmedi.

Hyunjin:
Çok canım yanıyor min , seni görüp
yanına gelemediğim her anı düşündükçe
çok canım yanıyor.

Hyunjin:
Seni düşmüşken gördüğümde bu sefer elini
tutup kaldıran kişi olamamak beni
paramparça ediyor.

Sorry , I love You Where stories live. Discover now