20.Bölüm: Kurtlar Krallığı

397 34 64
                                    

-
Merhaba sevgili okurlarım bölüm için hepinize iyi okumalar dilerim oy verip düşüncelerinizi yazmayı unutmayın lütfen ❤️
-
________Karol Sevilla-El Lugar_______
-
-
***

Sarayın ihtişamı beni etkilemeye tüm hızıyla devam ediyordu. Ormanlık alanların sıklıkla olduğunu camdan aşağı baktığınız zaman rahatlıkla görebiliyordunuz.

Korumaların ardından ağır ağır merdivenlerden çıkmaya başlamıştık. Önde Samuel ve yanında eşi kira kol kola girmiş bir vaziyette yavaş yavaş merdivenlerden çıkarlarken, bende arkalarından sessiz bir şekilde ilerliyordum. Merdivenler çıkmakla bitmiyordu ama bende bu sırada sarayı inceleme fırsatı bulmuştum.

Biraz daha yürüdükten sorna, büyük bir koridor bizi karşılamıştı. Sağ ve sol kısımlarda özenle dizilmiş, farklı boyutlarda ki tablolar ilk göze batan şeylerdi. Onun dışında yere serilen kırmızı halı'nın yanları altın döşemeli gibi görünüyordu.

Koridorun sonunda açılan büyük kapı tıpkı bizim sarayımızda ki gibi yemek salonuna açılıyordu. Hemen arka kısmında ise bir kaç soluk renkte koltuklar vardı. Soluk renklerde seçilmiş olsalardı yine de tıpkı kraliyet ailesinin eşyası gibi duruyordu.

Salonun diğer köşesinde ayrı olarak döşenmiş büyük bir alan vardı. Bu alanda da daha çok bordo renkte döşenmiş koltuklar ve ayrı olarak koltuklar ile uyumlu sehpalar bulunmaktaydı.

Salonu incelemeyi bitirdiğim zaman, kira ve samuel'in bakışlarında bir gariplik sezdim. Sanki bir şeyler dememi bekliyormuş gibilerdi.

Tam ağzımı açmış, konuşacakken içeriye muhafızlardan biri girince ne söyleyeceğini beklemeye başladım.

"Efendim, prenses Vanessa'nın odası çoktan hazırlanmıştır. Başka bir arzunuz var mı?" dedi ve samuel'den bir cevap bekler gibi bakmaya başladı.

"hayır yok, çekilsebilirsin" muhafız bu sözlerin ardından eğilip selam verdikten sorna salonu terketmişti. Ardından kira ve Samuel bana doğru döndüklerinde demek üzere olduğum şeyi dile getirdim.

"Bu saray gerçekten, Bi harika" diyerek etrafa göz gezdirdim.

Samuel memnun olmuş bir şekilde sırıtarak, "Beğenmene çok sevindik" dedi ve ardından diğer sözleri salonda yankılandı. "Liam!"

İçeri giren orta yaşlarda ki muhafız "Emredersiniz, efendim" dedi ve ardından eğilip selam verdi. Yaşının genç olmasıyla beraber son derece yapılı bir vücudu vardı. Uzaktan görsem biraz olsun korkma ihtimalimin olduğu tiplerdendi.

"Azurit'i buraya çağırır mısın? Birde gelirken Azurit'e Helena'ya bakmasını da söyle" samuel'in sözleri ağzından çıkar çıkmaz genç muhafız salonu anında terk etti ve ardından kapanan kapılar salonda büyük bir yankı oluşturdu.

Helena'nın kim olduğunu merak etmiştim. Sanki Samuel bunu anlamış gibi konuşmaya başladı, "Helena bizim küçük kızımız. Kade ve senin kardeşin oluyor" duyduklarım ile ufak çaplı bir şok geçirdim hiç böyle bir şeyden haberim yoktu. Kade tek çocuk sanıyordum. Herkes bana öyle demişti.

"Amaya'dan başka küçük bir kardeşim daha mı var? Bu aile şeyi biraz karışık oldu sanki" bu sözlerimden sonra Samuel büyük bir kahkaha attı ve salonun oturma kısmına doğru ilerlemeye başladı. Ardından kraliçe kira'da onu takip etti. Bense ayakta durmayı tercih etmiştim.

Azurit, Küre de konuştuğum kişiydi ama Onunla yüz yüze görüşüceğim için biraz heyecanlıydım. Onu kürede görmekle kanlı canlı görmek arasında büyük bir fark vardı.

Saklı Güç VARÎS (BİTTİ)Where stories live. Discover now