15-

907 47 0
                                    

Deniz biraz daha yaklaştı küçüğüne. Mina yanaklarının yandığını hissederek Deniz'in itip kendini geri çekti. Deniz'in eli hala havadaydı. Mina bir adım geriye gidip "Lavaboya gitmem gerek." dedi. Arkasını dönüp lavaboya girdi.

İçeri girdiğinde aynadan kendisine baktı. Yanakları tamamen kızarmış, hatta anlı bile kızarmaya başlamıştı. Suyu açıp birkaç kez yüzünü yıkadı. Hala yanakları yanıyordu ama kızarıklığı biraz olsun geçmişti. Bir süre aynadan kendisine baktı. Deniz, kendisinden mi hoşlanıyordu? Yoksa Mina aralarındaki şeyi yanlış mı anlıyordu? Deniz'den gerçekten hoşlanıyor muydu? Onu beğendiği doğruydu, onla vakit geçirmeyi seviyordu ama ona aşık falan değildi. Belki de her şeyi kendi kafasında kuruyordu.

Mina tekrar yüzünü yıkayıp, kendisine baktı. Çıkabilirim, diye düşündü. Kapıyı açtığında az önce Deniz'le birlikte olduğu koridorun boş olduğunu gördü. Biraz ilerleyip oturma odasına baktı, boştu. Seslendi: "Deniiz." cevap gelmedi. Mutfağa ve misafir odasına baktı. Orada da olmadığını görününce odasına çıktığını düşünerek üst kata çıktı. Tekrar seslendi.

"Deniz!"

Odasına girdi ve oranın da boş olduğunu görünce endişelenmeye başladı. Deniz'in yatağına oturup bekledi. Birkaç dakika sonra tekrar seslendi.

"Deniz, eğer şaka yapıyorsan komik değil. Gel artık!" dedi.

Benim yüzümden, onu ittim resmen. Kırılmış olmalı. Gerçekten beni öpecek miydi?

Yaklaşık on dakika sonra Deniz odaya girdi. Gözleri kızarmıştı. Mina sadece suçluluk hissetti o an. Odaya girdiği gibi ayağa kalkarak yanına gitti. Elini Deniz'in yanağına koyup "İyi misin?" dedi. Deniz hiçbir şey demedi sadece karşısında üzgün gözlerle kendisine bakan kıza baktı. "Deniz, üzgünüm. Neyin var, benim yüzümden mi? Lütfen bir şey söyle. Kendimi kötü hissediyorum." cümlesini bitirirken sesi titremişti.

"Sarılabilir miyiz?" diye sordu Deniz. Bunu oldukça masum söylemişti, Mina onu nasıl reddedebilirdi ki?

Cümlesini bitirir bitirmez kollarını Deniz'in beline doladı. Kafasını omzuna yaslayıp bekledi. Bir süre öyle kaldılar, ikisi içinde saatler geçmiş gibi hissettirmişti ama ayrılmak istemediler.
Deniz kendini geri çekip "Teşekkür ederim." dedi.

"Etme, iyi misin onu söyle?"dedi Mina.

Deniz başını iki yana salladı hayır anlamında.

"Benim yüzümden mi?" dedi Mina.

"Hayır."

"Anlatmak istersen sonuna kadar dinlerim. Eğer anlatmak istemiyorsan yanında olacağımı bil." dedi Mina.

Deniz gözlerinin dolduğunu belli etmemek için gözlerini kaçırdı.

"Ş- şu an değil. Belki sonra anlatırım, her şeyi." dedi.

"Ne zaman istersen seni dinlemek için bekleyeceğim."

Mina bunu söylerken ikili o kadar yakındı ki Deniz kalp atışlarını Mina'nın duyacağından korktu. Mina, Deniz'in dudağına baktı. Deniz karşısındaki kişinin gözlerine bakan bakışlarını dudağına indirdi ve dudaklarını Mina'nın dudaklarına bastırdı. Hareket ettirmeden bekledi.

Aklına birden gelen düşünceyle geri çekildi. "Siktir." diye fısıldadı. Bir adım daha geri giderek Mina'ya baktı. Yüzünden ne hissettiği anlaşılmıyordu. Sadece Deniz'in gözlerinin içine bakıyordu.

"Siktir, her şeyi mahvettim. Yine, yeniden. Aptalım!" diyerek odadan çıktı Deniz. Mina ise ne olduğunu bile anlamadan hızla odadan çıkan denizin arkasından bakakalmıştı. Kendini odasının çaprazındaki lavaboya kapattı. Mina ise az önce yaşadığı şeyin etkisinden yeni çıkarak Deniz'in arkasından gitti.

"Deniz çık konuşalım." dedi kapının önündeyken.

Cevap vermeyince Mina devam etti.

"Benden hoşlanıyor musun?" diye sordu.

"Hayır."

"Neden öptün beni? Cidden sevmiyor musun?"

"Aptalım." dedi Deniz. Sesinden ağladığı belli oluyordu. "Mahvettim her şeyi."

"Hiçbir şeyi mahvetmedin. Çık ordan konuşalım."

Yine cevap vermedi. Mina kapının önüne oturup dizlerini göğsüne çekti. Dakikalarca çıkmasını ya da en azından bir şeyler demesini bekledi. En sonunda dayanamayıp konuşmaya başladı.

"Konuşmak istemiyorsan ben konuşurum. Beni öptüğünde ne olduğunu anlamadığım için karşılık vermedim. Seni istemediğimden değil. Benden hoşlanmıyor musun? Dürüst olacağım seni sevip sevmediğimi bilmiyorum. Senden etkileniyorum ama hislerimden ben de emin değilim. Seni ilk gördüğümde etkilendim. Seni uyandırdığım gün, senle ilk konuştuğum gün aramızın böyle olacağını bilseydim daha önce konuşurdum. Saydım, iki ayı geçmiş beraber şarkı dinlediğimiz o günün üstünden. Sanırım hoşlanıyorum senden, emin olmak için zamana ihtiyacım var sadece." cümlesini bitirip bekledi. "Lütfen cevap ver, Deniz."

İçeriden kapının açılma sesi geldi. Mina ayağa kalktı, dolu gözlerle Denize'e baktı, ağlamıştı. "Ciddi miydin söylediklerinde?"

Mina "Evet." dedi.

"Özür dilerim. Sabahtan beri salakça davranıyorum. Karşında sürekli ağlıyorum, bana acımanı istemiyorum. İstemeden oluyor, ben de istemezdim böyle olmayı." dedi Deniz.

"Sana acımıyorum Deniz. Hakkında ne düşünüyorsam söyledim az önce."

"Benden hoşlanıyor musun yani?" dedi buruk bir gülümsemeyle.

"Hislerimden tam emin olmadan bir şey söylemek istemiyorum ama etkileniyorum. Beni öptüğünde rahatsız olmadım, merak etme."

"Özür dilerim, kaçtım. Senden kaçmadım. Ben- Ben aramızdakini mahvetmekten korktum, geçmişimi tekrarlamaktan korktum."

"Geçmişini tekrarlamak mı?" diye sordu Mina kaşlarını kaldırarak.

"Biri vardı, flört olduğumuzu düşünüyordum. Arkadaştan öteydik. Öpüşmüştük hatta. Sonra bir gün gelip dedi ki benden hiç hoşlanmamış, arkadaş bile olunamayacak biriyle neden olayım ki dedi. Merak etmiş bir kızla olmayı, beni kullanmış yani. Çok iyi hatırlıyorum dedi ki seni öptükten sonra ağzımı yıkadım, midemi bulandırıyorsun, seni kullandım farkında bile olmadın. Ezikmisim." sözü bittiğinde gözleri dolmuştu "Gözümü sikeyim." dedi ve gülümsedi.

"Amına koyim o kızın. Ben o değilim, hislerimden emin olmadığım için bugün eve geldiğimizde öpmedim seni. Öpmeyi istedim ama emin olmadan yapmam adice ve seni kullanmıyorum. Öyle hissetmeni istemem."

"Senin o gibi olmadığını biliyorum ama güven problemlerim var."

"Beraber aşarız." dedi Mina.

Elini tutup "Gel saat geç oldu, yatalım. Sonra anlatırsın anlatmak istediklerini." dedi Deniz'e gülümseyerek.

Gülümsemesine karşılık verdi. Yavas adımlarla kendisini odaya götüren kızı takip etti.

"Beraber yatalım mı?" diye sordu yatağa oturup.

"Rahatsız olmayacaksan." dedi Deniz.

"Saçmalama." diyerek yanındaki yastığı Deniz'e attı. Onu gülümsetmeye çalışıyordu ve başarılı olmuştu.

---

Hocam ben boyle hayal etmemistim het sey birden gelisiyor dusundugum sey bu kadar dramatik değildi ve hemen betaber olmicaklardi ama sizi sikmak (ing klavye) istemedim
Yazarken bir seyler oluyor bana

Ayrica Denizin neyi oldgunu ogrneceksiniz
Bir de sey fark ettim basta cok kotu yazmisim simdi daha iyi, sanirim

Cok konustum ama devam ediyorum. Bxb yazacagim bi tane hemen yaxmak istiyorum ama once bunu bitirip ywzarim büyük ihtimalle

Neyse umarım bu bolumu sevmissinizdir, baaayyy

Roads On My Leg | gxgWhere stories live. Discover now