1-Beyaz Gül'ün kan ağladığı gün

597 35 5
                                    


Herşey o gün... O kara gün başına geldi keşke diyor şimdi keşke o kadar ısrar edmeseydi kocasina gidelim diye gitmeseydi şimdi kocası ve çocuklarının yanında olacaktı .

Herşey çok güzel gidiyordu kocası ile Sivrihisar'a sucuk festivaline gelmişlerdi şubat ayında oldukları için çocukları getirmemişlerdi eşinin annesine emanet edmişti .

( İki tane çok tatlı çocuğu vardı oğlan 4 yaşındaydı kızı 6 yasindaydi 8 senelik evliydi eşini çok seviyor ve aşk evliliği yapmıştı.)

Her yer çok kalabalıktı eşinin kolunda ilerliyordu sahne alacak sanatçının yanına doğru .
Eşiyle biraz sohbet etti
Kocasının kollarında resim çekindi internette paylaştı
Çok geçmeden sanatçı çıktı.
İrem Derici söyledi millet coştu.
Kocasına karnının açıklığını söyledi ve beraber lokantaya gittiler etraf çok kalabalıktı.Normal değilmiydi
Türkiye'nin her yerinden
insanlar gelmiş .
Boş masalardan birine oturdular ama nereden bilecekler onları takip eden birilerinin olduğunu
Meryem Nil kocasına dondu ve
- Lavobaya gitmem gerekiyor dedi. Kocası kıskanç bir adam di ve karısınıda çok kıskanıyodu set sesiyle
-Hemen git gel eylenme yerini biliyorsun zaten dedi
Meryem Nil yerinden çantasında aldı ve Lavobaya doğru ilerledi tam gireceği sırada arkasında bir gölge gördü ve arkasını dönemeden ağzı kapandı ve çırpınmaya başladi çok geçmeden elindeki çanta yere düştü ve gözlerini derin bir uykuya teslim etti ...

Gözlerini açtığında karanlık bir odada idi ne zaman gelmiş ne kadar süredir baygındı hatırlamaya çalıştı en son kocası ile lokantada idi .
Böyle dalmış düşünürken içeri 40 45 yaşlarında bir adam girdi yüzüne baktığında gözlerinde öfke vardı ve üstüne gelmeye başladı Meryem Nil birden bağırdı
-Gelme üstüme diye
Davut aga sert sesiyle konuşmaya başladı
-Oooo uyuyan melek uyanmiş
Meryem Nil
-Kimsin sen? Neredeyim ben? Ne istiyorsun benden? dedi
Davut aga sert sesiyle konuştu
-Şu güzel yüzün var ya aklımdan çıkmıyor ilk gördüğüm an dedim ki benim olmalı benim kadınım olmalı Artık benim karım olacaksın seni Mardin'e getirdim ister isteyerek ister zorla sen benim karım olacaksın dedi
Meryem Nil
-Hayır asla ben zaten evliyim. Sen ne saçmalıyorsun delirmiş sin sen dedi
Davut Ağa sinirle Meryem Nil'e tokat attı Meryem Nil'in sendeledi ama yıkılmadı Davut ağaya döndüğü gibi üstüne atıldı tırnaklarını Davut Ağa'nın suratına geçirdi olan gücüyle yüzünü yoldu çok geçmedi kendini yerde buldu Davut ağa çıkardığı kemerini Meryem Nil'in sırtına indirdi hızını kesmeden bir daha bir daha bir daha Meryem Nil her kemer darbesinde inledi göz yaşlarina hakim olamadı o kadar çok canı acıyor ki ama o canının açısına değil çocuklarını bir daha göremiycem diye ağlıyordu kocasına bir daha sarılamiycam diye ağlıyordu
Meryem Nil güzelliğine ağlıyordu...

artık kendinden geçmiş bir durumdaydı bir anda kapı çarpılma sesi duydu o pislik gitmişti demi..
Çok geçmeden acıyan yaralariyla gözlerini kapattı o kadar canı yanmıştı ki ...
Bir anda kapı sesiyle irkildi kapıya baktığımda içeri 40 yaşlarında bir kadın girdi ve Meryem Nil'i sürükler gibi odadan çıkardı uzun bir koridorun sonunda geldiklerinde onu bir odaya soktu içeride 5 kişi vardı. Biri o ağa bozuntusu biri yaşlı 80 lerinde bir kadın bir diğer kişi ise başında imam şapkası olan biri doğru duydunuz imam bu adam ne yapmaya çalışıyor bu adam. Kadın Meryem Nil'in kolundan tutup imamın karşısına oturttu Meryem çok şaşkındı ne yapacağını bilemez bir durumda hoca başladı konuşmaya annemin babamın adını nereden biliyordu bu iman diye geçirdi içinden Meryem
tam hoca eddin mi? Yerine geldiğinde Meryem hocanın yüzüne baktı..







Eskişehir'in Beyaz Gülü  (+18)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon